Mehmet Şal

Mehmet Şal

Akademik kreşler...

Covid istilası sonrasında ise okullar parçalandı. Öğrencilerin evleri sınıfa, odaları sıraya, telefon ve tabletleri defter kitaba dönüştü. Öğrenciler; mahrem, korunaklı odalarından çıkmadan ayaklarına getirilen bilgi ile sınanmaya başladılar. Uzaktan eğitimin yetersizliği ortaya çıkınca önlerindeki engeller seyreltildi, sınavlar yumuşatıldı, online sınavlar yapıldı. Artık öğrenci bilgiye değil bilgi öğrencinin ayağına getiriliyor.

Çocukları ise yaklaşık 25 yaşına kadar hayatta kalma refleksi üretmeye, geliştirmeye ihtiyaç duymadıkları kuvözlerde büyütülüyor. Bilginin ayağımıza kadar gelmesini sağlayan teknolojiyi ve yerinden kaldırılamayan hareket ettirilemeyen genç insan bedenini ve ruhunu birbirine karıştırdığınızda AKADEMİK KREŞLERİN doğumuna şahit oluyoruz.

Okulda tek başına öğrendikleri bilgileri evlerinde tekrar etmedikleri, soru çözme işine katlanamadıkları, ödev, proje yapamadıkları için bunların yerine getirilmesini sağlamayı vaad eden etüt merkezleri, VIP eğitim kurumları, özel ders büroları, eğitim koçları, çalışma büroları oldukça ciddi ücretler talep ederek gönüllü duruma geldiler. Aileler biraz çocuklar üzerinde hakimiyet kuramama, biraz da çocuklar  üzerindeki sorumluluğundan feragat etme, rahatını bozmama ve keyifli yaşam arzusu adına bu kurumlara kapı açtı.

Diğer taraftan ülkede diploma meselesi büyük oranda balona dönüşmesine rağmen ailelerin tutunabildikleri en somut dal olmaya devam ediyor. 

Kısaca bu kurumların yani AKADEMİK KREŞLERİN, asli sorumluluğunu yerine getirmeyen kuvözlerde büyütülmüş en ufacık olumsuzlukta morali un ufak olan kristal çocuklara akademik bakım yapmasının önünde hiçbir engel yok. Hatta bu kurumlara duyulan ihtiyaç gün geçtikçe artıyor. Gelecekleri parlak görünüyor. Tabii bu kurumlar mantar gibi artarken ebeveynlerin cepleri de gereksiz şekilde boşalıyor.

Okullar ellerindeki müfredata aktarmakla o kadar meşguller ki öğrencilerine temel yaşamsal beceriler kazandırmakla ilgilenemiyorlar. İnsan yavrusunun önünde bitirilmesi gereken bir dünya iş, o işlerin bitmesi gerektiğini anlatan bir sürü öğretmen, ancak neden bitirilmesi gerektiğini ikna edemeyen öğretmen... Tüm gezegen önündeki işleri bitirmeye odaklanmış.

Peki çocukların asli sorumluluğunu üstlendiremediğimiz veya çocukların üstlenmeye pek gönüllü olmadığı ya da teknolojinin dikkat dağıtıcı araçlarından başını kaldırıp vakit ayırmadığı için ortaya çıkan bu açığı kapatmak için kimler gönüllü ? AKADEMİK KREŞLER...

AKADEMİK KREŞLER, süreci sektöre dönüştürüp ekonomik bir habitat yaratmaya odaklanmış şer odakları mıdır yoksa sürecin doğal sonucu mudur ? Elbette doğal sonucudur. Asli sorumluluğunu üstlenmeyen Her aile ve çocuğa bu süreci denetleme sözü veren birer taşeron durumundadır. Her koç, her etüt merkezi, her VIP, her çalışma salonu aslında çocuklara ait olan sorumluluğun taşeronu durumundadır.

Bu arada belirtilen kurumların çoğunun resmi boyutu, tabelası, vergi levhası var mı?  Yani merdiven altı mı çalışmış oluyorlar? Oluyorsa bunlar Milli Eğitimin amaç ve hedeflerine darbe vurmuş olmuyor mu? Devlet bütçesine ve veli bütçesine büyük zarar vermiyor mu? Bunlara karşı gerekli müdahale ve yaptırımlar yapılmıyor mu? Milli eğitime bağlı resmi ve özel kurumlara haksızlık edilmiyor mu? Tüm bu soruların cevaplarının öğrenilmesi gerekmez mi? Elbette gerekiyor.

Bu yazının amacı; bir eleştiri, karalama, kötüye gidiş tellallığı yapmak değildir. Sadece durum saptaması yaparak ortaya çıkan bu kurumları tek başlık altında toplamayı amaçlamaktır. Sorumsuzluk gösteren velilerin durumunu ortaya koymak, covid sonrası evlatlarımızın içine düştüğü durumu görmek ve tespitlerde bulunmak, ülkenin özellikle büyük şehirlerindeki hızla türeyen eğitim kurumu adı altındaki bu kurumların ne olduğunu görmek, devletin ve vatandaşın uğrayabileceği maddi zararları önlemek, eğitim öğretim yapılanmasında ve anlayışında yeniden yapılanmaya dikkat çekmektir.

Bu yazıda düşüncelerinden istifade ettiğim Rehberlik ve Danışmanlık uzmanı Umut Şahin hocama teşekkür ederim.

YAZIYA YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.