Aziz Usta'nın, "Bizim memlekette her iki kişiden üçü şairdir." dediği zamanlarda şiirin de kitabın da okuru çoktu. Şimdi şiir geleneğimizden habersiz kimi insanlar var ki şiir okumadıkları yetmezmiş gibi, okuyalım diye şiir de yazmaktalar; cümleten geçmiş ola!..
Söylemek istediğin bir sözün var, eyvallah! Örneğin, "Dürüst ol, adil ol, cömert ol..." diyeceksin. De. Ama şiir böyle mi olur? Didaktik bile olsa bir müziği ve yaratıcı yanı olur şiirin.
"Toprağın üstüne oturmuş toprak
'Höyük' demişler
İnsanın üstüne oturmuş insan
'Büyük' demişler!.." (Arif Karakoç)
Didaktik olsa da güzel, değil mi?..
Avustralya'da zengin bir kadın, evinin önüne bir anıt diktirmiş. Akça akıl öğretir, don yürüyüş; oturup bir de şiir yazmış, anıtın kaidesine kazıtmak için. "Ve en sonunda dışarı kaçmayacak mı / Avustralya'nın yatırım, büyüme ve iş gücü / Özümüz için çok zararlıdır / Böylesine bir yönelim..." falan diyor. Soylu çabasına saygı duymakla birlikte, kimi insanlar, dünyanın en kötü şiiri seçmişler bu dizeleri. Sanki bütün berbat şiirleri okumuşlar gibi.
Şiir yazmak zor iştir. Düşünün ki her fırsatta, "Onu öyle demezler, peynir ekmek yemezler" diyerek Haşim'i yerden yere vuran Beyatlı'nın da şöyle basit söyleyişleri vardır:
"Sıyrıl, beyaz karanlık içinden, parıl parıl
Berraklığında bilme nedir hafta, ay ve yıl
Hüznün, ferahlığın bizim olsun kışın, yazın
Hiçbir zaman kader bizi senden ayırmasın"
Amin!..
Sezai Sarıoğlu, "Şairlerin en kötü şiirleri hayatlarıdır." diyor. Saygılar hocam... Yine de çok iddialı konuşmasak mı, diyorum. "Ne şiirler gördük, zaten yoktular..."
Dönelim biz asıl "var" şiirlere. Hem de iletileri olandan olsun, lirik güzelliğin kolayına kaçmadan. Melih Cevdet ustalara da saygılar sunarak...
"Mehmet
Hazineler içindesin
Bu toprağın altında ne var ne yok
Kömür bakır altın demir
Hepsi senin, hepsi senindir
Çıkar çıkarabildiğin kadar
Ne çıkarırsan [be Mehmet]
Hepsi benimdir…"