Mehmet Şal

Mehmet Şal

Kadim şehrin talihsizliği

Tarihi mirası, kültürü bu kadar zengin olupta bu denli yok edilen, görünmezden gelinen, sahipsiz, ilgisiz, tahrip edilen üzerine betonla set çekilen bir şehir yok denecek kadar azdır. Sahipsiz ve talihsiz şehrin adı TRABZON...

Geçmişi günümüzden yaklaşık 2500 yıl geriye dayanan tarih ve kültür şehri TRABZON neredeyse her yeni güne bazen yol çalışmasında, bazen kentsel dönüşüm kazılarında, bazen tesadüfen yeni tarihi kalıntıların ortaya çıkmasıyla uyanıyor. Evler yıkıldıkça, yollar kazıldıkça, araştırma yapıldıkça karşımıza Roma döneminden, Bizans döneminden Pontus döneminden Osmanlı döneminden gün yüzüne yeni eserler kalıntılar fışkırıyor.Hemde öyle derinlerden değil, zeminin yarım metre altından ortaya çıkıyor. Bu eserler öyle yerlerden ve öyle günümüz eserlerinin altından çıkıyor ki, bu eserleri gören insan üzülse mi, kızsa mı, hayıflansa mı bilemiyor.

Azıcık tarih bilgisi ve kültürü olan bilirki; Trabzon'un her köşesi, zengin geçmişi nedeniyle tarihi eserler deryasına sahiptir. Çünkü, şehrin tarihi geçmişi ve derinliği var.İnsan ister istemez nerede bu eserler diye düşünüyor. Yukarıda belirtilen hususlar neticesinde eserler ortaya çıkınca eserlerin neye maruz kaldığı gün yüzüne çıkıyor. İşte o zaman şehrini seven her bir insan ahlanıp vahlanıyor, çok yazık, yazıklar olsun diyor.

Siyaset, ticaret, strateji, kültür şehri kimliğinine sahip TRABZON, bu tarihsel zenginliğini bir türlü ortaya koyamadı. Neden ? Şehrin imar ve iskan faaliyetlerinden sorumlu olan birimlerin, bilinçsiz ve işini karşıya geçirmek isteyen menfaatçi insanların tarihi kültür, eser ve değerleri dikkate almaması veya bunlar üzerindeki hassasiyetetsizliği sonucu eserlerin üzerinin yol, inşaat vb. estediği olmayan beton, asfalt gibi çirkin yapılarla kapatılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi kendi kaderine terk edilmesi şehrin tarihi zenginliğinin ortaya çıkmasını engellemiştir. Engellemeyi bırakın bir çok eser yıkıma, yok olmaya terk edilmiştir. Bu durum; güzelim şehre, halkına ve geleceğine ihanet değil midir? Yazık değil mi ? Yazlıkta ne yazık !

İnsanlar günü birlik düşünüp yanlış yapmış hataya düşmüş olabilir. Ama şehrin denetim kontrol mekanizmaları bu cehalete nasıl müsaade edebilir? Nasıl ilgisiz kalabilir? Nasıl sessiz kalabilir? Şehrin geçmişinden bugüne tüm eserleri bu şehrin ve ülkenin mirasıdır. Şehrin geleceği için bu mirasa sahip çıkmak önce şehrin yönetimine sonra halkına düşer.

Yol çalışması olur oradan ya bir sarnıç ya da su kanalları çıkar. Ya da yol açmak için ya eseri yıkar, ya kalenin surun duvarını yıkar. İnşaat yapılacak altyapı tam etüt edilmeden eski eserin üzeri betonlanır üstüne inşaat çıkarlar. Adam ev yapacak evin metrekaresini artırmak için evi kale duvarlarına dayar, yetmez surun duvarının üzerinden dışarı balkon çıkar. Gecekonduya ses çıkarılmaz derme çatma kondusunu ya sura dayar ya da suru yıkar. Bazen sanki; sur, kale, kilise, cami vb eserler yıkılsında oradan rant alanı oluşturalım diye bekleyen vardır.Yer yer yeni kazı çalışmaları, kentsel dönüşüm vb. çalışmaların sonunda görürüz ki sorumsuz insanlar güzelim tarihi eserleri betonların altına gömmüş, şehrin ilgili sorumluları ya görmezden gelmiş ya görmemiş ya görmek istememiş ya da kendi kaderine bırakmış. Ne olursa olsun demiş.Yani sorumlular sorumsuz olmuşlar... Yazık, çok yazık !

Tarihi karşı sorumsuzuk, ihmalkarlık, önemsememe, olanları görmezden gelmek; makamların hakkını vermemek, liyakatli olmayan idarecilerin o koltuklarda oturması, vatandaşın tarihi eserleri koruma konusunda cehaleti, bana necilik, bireysel rant elde etme gayreti, şehri ve geleceği düşünmemek, gelecek nesillere tarihi miras bırakma derdinde olmamak Trabzon'a, şehir halkına ve gelecek kuşaklara yapılabilecek en büyük kötülüktür.

Değerli Trabzonlular böyle tarihsel geçmişi çeşitli zenginliklerle dolu olan bir şehir Avrupalıların elinde olsa Trabzon'u öyle bir şehir haline getirirlerdi ki gıpta ile bakılan kültür turizminin en önde olduğu, yaşanılabilir düzenli bir şehir planlamasının olduğu bir kentle karşılaştırdık. Ne hikmetse bizimkiler şehir planlaması için değil de, şehrin çarpık yapılaşması ve tarihi mirası sanki yok olsun diye uğraşıyor. Olamaz böyle bir şey... Şehrin bu halini her gün gördükçe üzüntüm bir kat daha artıyor, moralim bir o kadar daha bozuluyor. Karamsarlığım biraz daha artıyor.

Düşünebiliyor musunuz eski eserlere sahip çıkılıp, korunup, onarılıp onları açık hava müzesi gibi sergilemek yanında modern estetiği ve ruhu olan yeni yapıların bir arada olduğu bir şehir planlamasının yapıldığını... Yaşamaya, seyretmeye doyumsuz seyir zevki veren bir tarih ve kültür şehri Trabzon olduğunu düşünün. Maalesef hiçbiri yok.

Trabzon'un tarihi mirası kendi kaderi ile başbaşa kalmış, bir taraftan estetiği, ruhu, kimliği olmayan çarpık kent; diğer taraftan sahipsiz, korumasız, vurdum duymazlıkla kendi kaderine terkedilen tarihi eserlerin yok oluşunu, nasıl tahrip edildiğini, ne kadar öksüz kaldığını çaresizce seyrediyoruz. Var olan yapılar yıkılıp yenisi yapılıyor ama tarihi olanlar bir daha inşa edilemiyor. Bu eserleri korumak hem halkın geleceğine hem şehrin geleceğine gök kuşağı misali miras bırakmak demektir. Özellikle bu sayede şehrin uzun vadede hem iç hem dış turizminin artması ve şehir ekonomisi hacminin büyümesi ve Trabzon'un refah düzeyinin ve yaşam kalitesinin artmasına zemin hazırlayacaktır.

Şehrimize hem yönetenler hem halkımız sahip çıkmalı, şehri sahipsiz bırakmamalı. Kültür müdürlüğü, Anıtlar Yüksek Kurulu, Belediye, Şehir Planlamacıları, Mimarlar Odası başta olmak üzere, STK'lar, ilgili birimler tabiki sorumluluk hissi olan vatandaşlarımız şehre sahip çıkmalı, şehrin tarihi dokusu ortaya çıkarılmalıdır. Gezmekten, seyretmekten, her köşesinde çay muhabbeti yapmaktan, geçmişi ile modern dönemin eselerinin kucaklaştığı ruhu, estetiği olan kadim şehir TRABZON'u istiyorum.

YAZIYA YORUM KAT
Trabzon Haber veya diğer kategorilerdeki haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Trabzon haberleri içerisinde yada diğer tüm haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.