Günümüzde bizleri en çok çelişki içerisinde bırakan şey, karşılıklı iletişim kurduğumuzda ne kadar anlaşıldığımız. Herkesin konuşup, yazdığı bir evrende susmak acizlik gibi gözükürken, artık en etkili ifade biçimi oldu. Özellikle sosyal platformlarda herkesin bir sözü veya fikri bulunurken hiçbir şey söylemeden bulunmak; bir çok şeyin karşılığı oluyor.
Sessizlik, sustuğumuz bir an olmamakla birlikte düşündüğümüz ve o düşünceyi seçtiğimiz andır. Bir konuda hemen konuya atlayarak görüş bildirebilmeyi hissetmek, çoğu zamanda aceleyle gelen fikirlerle sonuçlanıyor. Oysa arada sessiz kalabilmek, karşı tarafı daha çok düşündürebilir. Tepki vermek yerine susmak, birçok ihtimalin önüne geçebilir.
Özellikle sanat alanında örneğin müzikte duraklamalar, bir melodiyi daha da anlamlı kılar. Tiyatroda sahneler arasında sessizlik, duygunun yoğunluğunu yükseltir Sanatta bile sessizlik, o aradaki boşluk, bir çok olgunun temelini oluşturur.
Belki de artık öğrenmemiz gereken şey, sessizliğin de bir güçlü bir ifade biçimi olduğudur. Gereksiz tartışmaların, sürekli açıklama yapma ihtiyacının arasında, “sessizce durmak” zayıflık değil oldukça manidar bir seçimdir. Söylenenler kadar söylenmeyenlerin de değer gördüğü bir dünya mümkün. Ve belki de bu dünya, biraz daha sakin, biraz daha anlam kazanabilir.