Sosyal medya, başta amaç olarak bilgiye erişimi belirli kurallar düzeyinde kullanıcılara sunabilecek şekilde bir alan olarak sunuldu. Günümüzde gelinen noktada ise kullanıcıların bu platformlara yönelik kullanım alışkanlıkları tam tersine dönmüş hale geldi. Düzgün, saatlerce araştırılmış ve bir o kadar da emek verilmiş içerikler ıssız bir şekilde akışta kaybolurken; anlamsız, yüzeysel, basit ve çoğu zaman topluluk tarafından “saçma” diye anlamlandırılan paylaşımlar binlerce etkileşim alırken milyonlarca kullanıcının karşısına basit bir şekilde. Bu talihsiz durum yalnızca üreticilerin yeni içerikle oluşturmasındaki motivasyonu değil, geniş kitleler arasından derin tartışma derin tartışmalara da sebebiyet veriyor. Çünkü algoritmalar maalesef ki detayı, içerikteki zenginliği ve kaliteyi değil tam aksine kısa vadede çok sayıda kullanıcılar tarafından sadece hızlı bir şekilde etkileşim alan gönderileri öne çıkarıyor. İçeriğin kusursuzluğu değil yalnızca sayıların ödüllendirildiği bir ortamda, nitelik de doğal olarak geri plana itiliyor.
Beğeni sayısı kullanıcılar arasında artık bir ölçüt olmaktan çıktı, neredeyse tek bir kural haline geldi. Çok beğenilen bir içerik “iyi”, az etkileşim alan ise bakılmadan kaydırılarak akışın tozlu rafları arasında yer alıyor. Oysa ki o raflara katılan içeriklerin geneli yani bilgilendirici ve değerli olan içerikleri, çoğu zaman durup onları okumalı ve anlamamız gerekmektedir. Günümüzde kullanıcılar tarafından oluşturulan yalnızca beğeni alabilmek uğruna birçok değerden soyutlanmış olan "Saçma içerikler" ise hızlı ve herhangi bir düşünceye gerek duyulmaz. İçerik üreticilerinin büyük kısmının yalnızca biraz daha beğenilme uğruna yaptığı bu paylaşımlar eğlence adı altında kullanıcıları dipsiz bir kuyuya sürüklemektedir.
Bana kalırsa temel problem, bu sürecin daha da geniş kitleler tarafından taklit edilerek sürecin geri dönülemez bir hale gelmesidir. Ağırlıklı olarak genç yaştaki içerik üreticileri, daha çok görünür olabilmek için takipçilerini ve potansiyel olarak hitap edebileceği daha geniş kitlelere faydası dokunması gerekirken maalesef; akla gelmeyecek derecedeki alakasız içerik fikirleriyle üretimlerini gerçekleştiriyor. Bundan hepimizi sorumlu tutmamız gerekiyor. Artık çok küçük yaşlardaki bireylerin adım attığı bu dijital dünyayı kullanmayı öğrenemediğimiz için gelecek nesillere de söz konusu platformların nasıl kullanılması gerektiği, nelerinden faydalanabileceğimizi yansıtamadık. Maalesef bu döngüde kazanan sadece algoritmalar oluyor. Oysa sosyal medya, doğru kullanıldığında hem eğlenceli hem öğretici olabilir. Bunun için izleyicinin de sorumluluk alması ve karşısına çıkabileceği birçok şeye kendince yaptırım uygulaması gerekmektedir. Şunu da düşünmek gerekiyor: Neyi beğendiğimiz aslında bizim kim olduğumuzu mu gösteriyor?
