Ermeni kanlı terör örgütü ASALA ile mücadelesinden zaferle çıkan ve 1984 yılında bu örgütün sonunu getiren devletimizin karşısına aynı tarihte PKK terör örgütü çıktı. Tam 41 yıl süreyle ülkemizin başına musallat olan PKK bu süre içerisinde Asker, Polis, Korucu, sivil vatandaş olmak üzere 40 bin kişinin ölümüne sebep oldu ve bir çok aile ocağını kararttı, çatışmalarda yaralanıp gazi olan binlerce kahraman Türk askeri ve polisi ise halen hayata tutunmaya çalışıyor.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim 2024 tarihinde PKK’ya silah bırakma çağrısının ardından Abdullah Öcalan, Mayıs 2025 ayı içerisinde kamuoyuna yaptığı açıklamada, örgütü feshetme, silah bırakma ve ayrılıkçı mücadelesine son verme kararını açıkladı.
Kamuoyuna “terörsüz Türkiye” projesinin önemini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı zamanda sürecin risklerinin farkında olduğunu biliyor ve Türkiye içinden ve PKK saflarından gelebilecek “sabotajlara” açık olduğunu kabul ediyor.
Terörsiz Türkiye projesinin siyasi bir manevra olduğunu belirten muhalif siyasilere kulaklarını kapatan Erdoğan, kendisi ve kurmaylarıyla birlikte “Terörsüz Türkiye “ sürecini ısrarcı ve kararlı bir şekilde sürdürüp, son 50 yılda terörle mücadelesinde harcanan 1.8 trilyon dolar harcamadan kurtarıp, terörden tamamen temizleyip güvenli yaşanabilecek bir ülke haline getirmeyi hedeflemiş.
Öte yandan süreçle ilgili olarak Barış ve Demokratik Toplum Grubu'nun açıklamasında; "Bundan sonra özgürlük, demokrasi ve sosyalizm mücadelesinin, demokratik siyaset ve hukuk yöntemiyle yürütmek amacıyla ve demokratik entegrasyon yasalarının çıkarılması temelinde silahların özgür iradeyle imha edileceği" belirtiliyor ve nihayetinde 11 Temmuz 2025 günü Kuzey Irak Kürdistan Bölgesel yönetimi sınırları içinde bulunan Süleymaniye’nin 50 km. batısında Ducan Gölüne yakın Cesana mağarasından çıkan 30 silahlı PKK militanı silahlarını yakması sonucu süreci fiilen başlatmış oldular.
“Terörsüz Türkiye” projesiyle ilgili olarak ülke yöneticilerinin yapmış oldukları çalışmalar şüphesiz hepimizi heyecanlandırdı, sonuçta ülke terörden temizlenecek hepimiz özgürce hiçbir tehdit altında olmadan yaşamlarımızı sürdüreceğiz, Asker ve Polisimiz güvenli şekilde görevlerini ifa edebilecekler.
Buraya kadar bir çelişkimiz, anlamadığımız yer yok ancak, sürecin başlamasıyla birlikte kirli propaganda işbaşına geçti, yalan algı ve provokasyonlarla dağdan inen militanların göz altına alınmayacakları, Öcalan’ın ve 200-300 yıl ceza almış azılı tutuklu militanların serbest bırakılacağı yazılıp çizilmeye, görsel yayınlarla halka anlatılmaya başlandı. Şimdi merak ediyor ve açıklama bekliyorum;
-Dağdan inen PKK militanları yargılanacak mı?
-Öcalan ve diğer hüküm giymiş PKK militanları cezaevlerinden tahliye edilecek mi?-PKK militanlarına yönelik cezaevlerinden tahliye gerçekleşmesi halinde, yıllarca terör örgütüne karşı mücadele etmiş ve şimdilerde emeklilik hayatı yaşayan polis, Asker gibi kahramanların korunması nasıl sağlanacak?
