Sadece sabahları olmamak üzere dışarıda bulunduğumuz her an sokaklarda insanların veya kuşların cıvıltısını duymamız gerektiği yerde, yollarda kurları tırmalayacak cinsten korna sesi oluyor. Işık daha sarı renkteyken başlayan korna sesleri, aslında kentte bulunan vatandaşlarımızın psikolojik durumunu da bir nebze olsun ele vermektedir. Genelde coğrafyamız gereği çoğumuz aceleci, gergin ve bir o kadar da tahammülsüz oluyoruz.
Günümüzde kornalar yalnızca bir uyarı değil, ayrıca trafikte şoförler arasında iletişim dili oldu. Trafikteki şoförler kornayı 'yol ver artık, neden yolun ortasında durdun?, hadi harekete geç' için kullanıyor. Korna bir yerden sonra ise kulaklarda aynı öfke tonunda yankılanıyor. Bu tarz yolun olumsuz kullanım artıp yayılınca, toplumdaki huzur da git gide azalıyor. İnsanlar bu sebepten ötürü bir nevi kornanın sesiyle yaşamaya alışıyor. Öyle ki artık çocuklar bu gürültünün doğal bir şey olduğuna kanaat getirmektedir.
Trafikte bulunan kişilerin, aralarında daha çok empati içerisinde ve sabırlı davranması gerekir. Gereksiz korna kullanımını azaltmak, sadece sesi değil, öfkeyi de bir o kadar düşürmek anlamına geliyor. Yaşadığımız şehirler trafikte ancak o zaman gerçek anlamda rahatlayıp, huzuru bulabilir.