Oğuzhan Memişoğlu

Oğuzhan Memişoğlu

Hayat Geçiyor, Biz Ne Kadar İçindeyiz?

Sürekli bir yerlere yetişmeye çalışıyoruz. Sabah uyanır uyanmaz kendisi küçük ama bambaşka bir dünya olan akıllı telefonumuza bakıyoruz, gün boyu koşturuyoruz, akşam olduğunda yorgun bir şekilde “Bugün de böyle geçti.” cümlesiyle başımızı yastığa koyuyoruz.

Evet, gün belki geçti Ama gerçekten yaşandı mı?

Günümüz dünyası bize maalesef zamanı ölçmeyi öğretti fakat ne yazık ki yaşamdan keyif alabilmesini unutturdu. Saniyelere sığdırılmış randevularımız, toplantılarımız ve bitmeyen işlerimiz var. Hayat, takvimdeki boşluklara yazılanlardan ibaret değil. Giderek temposunu artıran bu çağda, yavaşlamayı çok güç olarak gördüğümüzden hayatı tamamıyla tüketiyoruz. Yaşıyormuş gibi yaparken yalnızca zaman geçiriyoruz.

Dışarıdayken, karşımdan geçen yaşlı bir adam dikkatimi çekti. Elinde bastonu, gözlerinin altında yılların izi… Ama bir fark vardı: durdu. Kaldırdı başını ve göğe baktı. O an şunu düşündüm: “Belki de o yaşlı adam hepimizden daha çok yaşamından keyif alabildi.” Çünkü o bir dakikalığına da olsa durdu ve o duyguyu hissedebildi.

Bizler ise o sokaklardan karşımızdakine bile bakmadan geçip gidiyoruz. Oysa ki kendimize en son ne zaman “Nasılsın?” diye sorduk? Bizler artık öyle yaşıyoruz ki hayatın bir gün sona ereceğini ve buralardan göçüp gideceğimizi hiç düşünemiyoruz.

Asıl korkmamız gereken, bu hayattan hiçbir şey hissetmeden yaşadıklarımız..

Arada kendimize “çok meşgulüm” deriz. Oysa çoğu zaman meşgul değiliz, oldukça doluyuz. Aklımız ve fikrimiz küçük bir ekranda olan görüntülerle, sosyal medyada hiç tanımadığımız kişilerin hayatlarıyla meşgulüz. Bu sebepten ötürü ruhumuz bomboş kaldı. Gerçek anlamın ne olduğunu unuttuk.

Oysa hayat tam olarak burada.

Sabah güneşinin pencereden içeri vurduğu an.

Sıcacık demlikten fışkıran çayın buharı.

Yolda yürürken duyduğumuz çocuk sesleri.

Ve evet, her şeyin ortasında duran bizler...

Hayatı ertelemek kolay. Hep “sonra yaparım” diyoruz. Ama o 'sonralar' birikiyor, yıllara dönüşüyor ve geriye sadece pişmanlıklar kalıyor.

Bir gün dönüp baktığınızda hayatınızı; ne kadar çalıştığınızla değil, ne kadar hissettiğinizle, ne kadar gerçekten yaşadığınızla hatırlayacaksınız.

Kısa olabilir, evet.

Ama dolu dolu yaşandığında, hayat tam da olması gerektiği kadar uzun olur.

Bugün kendinize küçük bir iyilik yapın.

Biraz yavaşlayın.

Biraz hissedin.

Ve kendinize sorun:

“Ben bugün yaşadım mı, yoksa sadece zaman mı tükettim?”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Oğuzhan Memişoğlu Arşivi

Değişen kentler, kaybolan değerler

23 Kasım 2025 Pazar 23:59

Veri yedeklemede sistem değişiyor

16 Kasım 2025 Pazar 23:55

Naifliğin modası mı geçti?

10 Kasım 2025 Pazartesi 23:54

Kaybolan zanaatların sessiz ayrılışı

03 Kasım 2025 Pazartesi 23:41

Futbolun güveni sarsıldı

30 Ekim 2025 Perşembe 23:59

Adaletin terazisi mi şaştı?

22 Ekim 2025 Çarşamba 23:58