Eylül ayı geldi, okullar açıldı, sahil kenarındaki kalabalıklar azalmaya, yaylalardaki hareket yavaş yavaş durulmaya başladı. Turizm sezonunun yoğun dönemi geride kalıyor. Ancak Trabzon hâlâ ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor.
Bu sakinleşen tempo, aslında bize önemli bir fırsat sunuyor: Sezonu değerlendirmek ve 2026 için planlama yapmak.
Turizmi yalnızca yaz aylarına sıkışan bir faaliyet olarak görmek yanıltıcı olur. Gerçek başarı, sezon bittikten sonra yapılan hazırlıklarla başlar. Eğer bu yıl yaşananları gözden geçirip eksikleri belirlemezsek, bir sonraki yıl yine aynı sorunlarla karşılaşmamız kaçınılmazdır.
Sezonun Ardından: Sağlıklı Bir Değerlendirme Şart
Trabzon bu sezon yüzbinlerce ziyaretçiyi ağırladı. Uzungöl, Sümela, Boztepe, Sera Gölü, Ayasofya Camii, yaylalar ve sahil rotaları her zamanki gibi ilgi gördü. Ancak şu soruları net şekilde sormamız gerekiyor:
- Hangi bölgeler en çok ziyaret edildi?
- Turist profili ve memnuniyet düzeyi neydi?
- En çok karşılaşılan sorunlar neydi?
- Yerel esnaf sezondan memnun mu?
- Rehberlik, ulaşım ve altyapı yeterli miydi?
- Tanıtım stratejileri ne kadar etkili oldu?
Bu sorulara verilecek cevaplar için sadece gözleme değil, veriye dayalı anketlere, raporlara ve analizlere ihtiyacımız var. Hissiyatla değil, bilgiyle hareket etmeliyiz.
Paydaşlarla Ortak Akıl Oluşturulmalı
Turizmi sadece resmi kurumların yönettiği bir alan olarak görmek eksik olur. Başarı; Valilik, Belediyeler, Esnaf ve Ticaret Odaları, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, sektör temsilcileri, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları gibi tüm paydaşların işbirliği ile mümkündür.
Konaklama işletmeleri yaşadıkları sorunları paylaşmalı, restoran ve lokantalar taleplerini ve gözlemlerini aktarmalı, ulaşım firmaları önerilerini sunmalı, rehberler geri bildirim vermeli, esnaf temsilcileri ve ticaret erbapları saha gözlemlerini aktarmalı, üniversiteler analizler ve anket sonuçlarıyla sürece katkı sunmalı.
Eskiden bu toplantılar düzenli olarak yapılırdı fakat son dönemlerde bazı kişilerin hırsları ve kişisel ihtirasları yüzünden turizmle ilgili birçok kurum toplantılara çağrılmadı. Bilinçli olarak toplantılar eş, dost ve arkadaş toplantılarına döndü. Kimse kusura bakmasın, bizim Trabzon’a verilmiş bir sözümüz var ve bu söz altında ezilmesi gerekenler ezilecektir. Trabzon kimsenin deneme yanılma tahtası değildir.
Bu paydaşların bir araya geldiği kapsamlı bir turizm değerlendirme toplantısı, hem sezona dair verileri ortaya koyar, hem de 2026 için yol haritası oluşturur.
Şunu da Söylemeden Edemeyeceğim
Ne yazık ki turizm alanında bazı yöneticiler var ki, Trabzon’u sadece bir basamak olarak kullanıyorlar. Amaçları şehri geliştirmek değil, kendi mevki ve makamlarını yükseltmek. Trabzon’u bilmez, Trabzon’u tanımazlar; şehir onlar için sadece bir araçtır. Kendi çıkarları için şehirde fitne fesat çıkarır, başkalarının emeklerini ve projelerini sahiplenirler. Biz kim olduklarını çok iyi biliyoruz.
Herkes kendine çeki düzen vermeli. Koltuklarında oturup “Ben turizmi şekillendiriyorum” demek kolaydır; ancak oturduğun koltuktan iftira atmamak, yalan söylememek ve üst makamlara yaranmak uğruna her şeyi mubah saymamak gerekir. Trabzon’un hakkını vermek için samimiyet şart.
Ayrıca üzülerek görüyorum ki, yıllardır Trabzon’da birlikte çalıştığımız bazı insanlar, kendi çıkarları söz konusu olunca eskiden eleştirdikleri konuların içinde olmuşlar. Kimse kusura bakmasın, devlet kurumları kimsenin babasının malı değildir. Yöneticiler gelip geçicidir. İki tane ihale alacağım diye kendi bildiğinden ve doğru olandan kaçmaya gerek yok. Trabzon herkesi görüyor.
2026 İçin Şimdiden Harekete Geçilmeli
Yeni sezonun başarılı geçmesi için hazırlıklar şimdi başlamalı. Özellikle şu başlıklarda net adımlar atılması gerekiyor:
- Tematik Turizm Rotaları Oluşturulmalı: Yayla, tarih, gastronomi gibi özel rotalar planlanmalı.
- Tanıtım Çalışmaları Güçlendirilmeli: Ulusal ve uluslararası dijital tanıtım daha profesyonel yapılmalı.
- Rehberlik Sistemi Geliştirilmeli: Lisanslı rehber sayısı artırılmalı, çok dilli rehber eğitimi desteklenmeli.
- Esnaf ve İşletmeler Bilgilendirilmeli: Fiyat şeffaflığı, hizmet kalitesi, müşteri memnuniyeti konusunda eğitim ve rehberlik sağlanmalı.
- Ulaşım ve Altyapı İyileştirilmeli: Turistik noktalara erişim kolaylaştırılmalı, ulaşım seçenekleri artırılmalı.
- Doğa ve Yapı Dengesine Dikkat Edilmeli: Yaylalarda yapılaşma kontrol edilmeli, sürdürülebilirlik öncelikli olmalı.
- Yerel Halkın Turizme Dahil Edilmesi: Halk bilinçlendirilmeli, yerel ürün ve el sanatları teşvik edilmeli.
- Teknoloji ve Dijitalleşme Desteklenmeli: Mobil uygulamalar, dijital rehberlik ve veri analizleri artırılmalı.
- Güvenlik ve Sağlık Hizmetleri Geliştirilmeli: Turistlerin güvenliği ve sağlık hizmetleri kesintisiz sağlanmalı.
- Çevresel Sürdürülebilirlik Projeleri Hayata Geçirilmeli: Atık yönetimi ve çevre koruma projeleri öncelik kazanmalı.
- Kültürel Etkinlikler ve Festivaller Planlanmalı: Yerel kültürü tanıtacak etkinlikler ve festivaller desteklenmeli.
- Eğitim ve İnsan Kaynakları Yatırımları: Turizm sektöründe çalışanlar için mesleki eğitimler artırılmalı.
- Pazar Araştırmaları ve Analizleri Artırılmalı: Turist profilleri ve trendleri düzenli olarak analiz edilmeli.
- Koordinasyon ve İşbirliği Mekanizmaları Kurulmalı: Tüm paydaşların ortak hareket etmesini sağlayacak yapılar güçlendirilmeli.
Sonuç: Şehri Sezon Bitince Unutmayalım
Trabzon, sadece yazın değil, her mevsim turist çekebilecek zenginliklere sahip bir şehir. Ancak bu zenginliği sunmak ve sürdürülebilir hale getirmek için sezon dışındaki dönemleri çok iyi değerlendirmeliyiz.
Turizmden elde edilen gelir kadar, o turizmin nasıl yönetildiği, nasıl geliştirildiği ve nasıl sürdürülebilir hale getirildiği de önemli. Bu nedenle turizm sezonu biterken sessizliğe gömülmek değil, ortak akılla yeni sezonun temelini atmak gerekir.
Unutmayalım: Başarılı bir turizm sezonu, bir önceki sezonun sonunda başlar.
Kendi hırsıyla Trabzon turizmini kullanan yönetici bu işi asla anlayamaz; büyük makamlarda aklın varsa, Trabzon’u oyun alanı yapamazsın, yaptırmayız.