Basit Usul mü, Gerçek Usul mü? Detaylar Her Şeyi Değiştiriyor

Son aylarda sahada en çok duyduğum cümle şu; “Abi, bizi artık gerçek usule geçiriyorlarmış.”

Berberde, fırında, pazarda, lokantada… Aynı tedirginlik hâkim. Bunun temel nedeni, basit usule ilişkin Resmî Gazete’de yayımlanan karar ve düzenlemelerin yeterince sade ve anlaşılır biçimde anlatılmaması. Üstelik uygulamada, konuya dair farklı yorumlar da ortaya çıkabiliyor.

Önce sürecin nasıl başladığına bakalım.

8 Eylül 2025 tarihinde yayımlanan bir düzenleme ile; büyükşehirlerde, nüfusu 30 binin üzerinde olan ilçelerde faaliyet gösteren bazı meslek gruplarının 1 Ocak 2026 itibarıyla gerçek usulde vergilendirileceği yönünde bir çerçeve çizildi. İmalattan alım-satıma, lokantadan tamirhanelere kadar geniş bir kesim bu kapsamda değerlendirildi.

Bu açıklamanın ardından sahada doğal olarak bir panik havası oluştu.

Tam bu noktada, “Hangi meslekler bu düzenlemenin içinde?” sorusuna da net bir cevap vermek gerekiyor. Çünkü kafa karışıklığının en önemli nedenlerinden biri de kapsamın tam olarak bilinmemesi.

Yayımlanan düzenlemelerde; büyükşehirlerde ve nüfusu 30 binin üzerinde olan ilçelerde faaliyet gösteren bazı meslek grupları için gerçek usule geçiş öngörülmüştür. Bunlar özetle;

  • Her türlü emtia imalatı ile uğraşanlar,
  • Her türlü emtia alım-satımı yapanlar
    (işyeri açmaksızın gezici olarak ya da pazar takibi suretiyle yapılan satışlar hariç),
  • İnşaat ile ilgili her türlü işlerle uğraşanlar,
  • Motorlu taşıtların bakım ve onarım işleriyle uğraşanlar,
  • Lokanta ve benzeri yeme-içme hizmeti sunan işletmeler,
  • Eğlence ve istirahat yerlerini işletenler,
  • Şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunanlar.

Ancak burada çok kritik bir nokta var: Bu meslek gruplarında yer almak, tek başına gerçek usule geçileceği anlamına gelmiyor. İşyerinin bulunduğu yerin statüsü, nüfusu ve sonradan getirilen istisnalar, değerlendirmeyi tamamen değiştirebiliyor.

Nitekim süreç burada sona ermedi.

11 Aralık 2025’te yayımlanan yeni bir düzenleme ile basit usulün kapsamı genişletildi ve önemli bir istisna getirildi. Buna göre; tüzel kişiliği kaldırılarak mahalleye dönüşen, nüfusu 2.000’i geçmeyen belde belediyeleri ve köylerde faaliyet gösteren esnaf ve sanatkârlar (şehir içi yolcu taşımacılığı hariç olmak üzere) basit usulde kalmaya devam edebilecek.

Bu detay, çoğu zaman gözden kaçan ama esnaf açısından hayati öneme sahip bir düzenleme.

Somut bir örnekle konuyu daha net anlatalım.

Trabzon’un Yomra ilçesinin toplam nüfusu 30 binin üzerindedir. Ancak burada belirleyici olan ilçe geneli değil, işyerinin bulunduğu yerleşim biriminin statüsüdür. Yomra’ya bağlı Pınarlı Mahallesi’nin nüfusu 2.000’in altındadır. Bu nedenle, Pınarlı Mahallesi’nde faaliyet gösteren ve hâlihazırda basit usule tabi olan bir işyeri, yapılan son düzenlemeler çerçevesinde isterse basit usulde kalmaya devam edebilir. Yani büyükşehirde ve nüfusu 30 binin üzerinde bir ilçede bulunmak, tek başına gerçek usule geçiş anlamına gelmemektedir.

 

Burada esas olan; işyerinin bulunduğu mahallenin statüsü, nüfusu ve faaliyet konusudur.

Bu noktada önemli bir parantez açmak gerekiyor.

Konuya ilişkin farklı görüşlerin ve yorumların olması doğaldır. Muhasebeciler de mevzuatı farklı açılardan değerlendirebilir. Hatta bugün bir muhasebeci arkadaşımızla aynı konuyu konuşurken; iş yoğunluğu nedeniyle, basit usulde devam etmesi gereken bir ticari işletme için basit usulde kalamayacağı yönünde bilgi verildiğini ve buna bağlı olarak işlem yapıldığını öğrendik.

Burada asla muhasebeci arkadaşlara suç yüklemek gibi bir niyet yok. Aksine, mevcut iş yükü, her işletmenin tek tek ve detaylı biçimde incelenmesini çoğu zaman zorlaştırıyor. Bu durum da hatalı ya da eksik değerlendirmelerin önünü açabiliyor.

Tam da bu nedenle, her esnafın genellemelere göre değil, bulunduğu yere ve hukuki durumuna göre ayrı ayrı değerlendirilmesi büyük önem taşıyor.
“Herkes geçiyor” ya da “kimse kalmıyor” gibi ifadeler, çoğu zaman yanlış yönlendirmelere neden oluyor.

Eğer bugün farklı yönlendirmeler sonucunda basit usulden çıkarılmış ticari işletmeler varsa, bu işletmelerin zaman kaybetmeden muhasebecileriyle yeniden görüşmelerinde ve durumlarını mevzuat çerçevesinde tekrar değerlendirmelerinde fayda var. Çünkü bazı geçişler geri alınabilir ve esnaf farkında olmadan daha ağır bir vergi ve bürokrasi yükü altına girmiş olabilir.

Sonuç olarak; basit usul meselesi siyah-beyaz değildir. Detayı vardır, istisnası vardır, yoruma açık alanları vardır.

Panik yerine bilgiyle, söylenti yerine mevzuatla hareket etmek en sağlıklı yoldur. Esnaf için en büyük risk vergi değil, yanlış bilgidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan Trabzon Haber ve diğer kategorilerdeki haberlerdeki yorumlar onaylanmamaktadır.
13 Yorum
Erhan Eroğlu Arşivi

Türk Milletinin Gururu; Cumhuriyet

29 Ekim 2025 Çarşamba 10:26

Toplumun kayıp saatleri

07 Ekim 2025 Salı 10:24