Türk Milletinin Gururu; Cumhuriyet

Cumhuriyet, sadece bir tarih değil, geleceğe dair en büyük umudumuzdur. Bugün bizler o umudu, evlatlarımızın gözlerinde yeniden görüyoruz. Yüzyıl önce atılan adımlar, bugün hâlâ yolumuzu aydınlatıyor. Bu ışığın en güzel yansıması, geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızdadır.

Başta kızlarım Sıla ve Defne olmak üzere, tüm çocuklarımızın, gençlerimizin, kadınlarımızın ve Türk halkının 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı en içten dileklerimle kutluyorum.

Çocuklarımızın ve gençlerimizin gülüşü, Cumhuriyet’in yüzü ve geleceğimizin en değerli emanetidir.

Bu emaneti ilk sahiplenen şehirlerden biri de Trabzon’dur. Kuva-yi Milliye’nin gönüllüleri, bağımsızlık ateşini Karadeniz’in dalgaları kadar güçlü taşıdı. Bu şehir, geçmişte olduğu gibi bugün de Cumhuriyet’in sarsılmaz kalesidir. Çünkü; denizden esen rüzgâr burada biraz daha özgür eser; çünkü Trabzon’un yüreğinde, Cumhuriyet’in özü vardır.

Cumhuriyet; adaletin, eşitliğin ve emeğin adıdır. Hiç kimsenin bir diğerinden üstün olmadığı, alın terinin değer gördüğü bir inancın sembolüdür.

Bu yüzden Cumhuriyet, sadece bir yönetim biçimi değil; bir vicdan, bir duruştur.

Ancak bu değerlere sahip çıkmak her dönemde kolay olmadı. Ne yazık ki bugün hâlâ Cumhuriyet’e düşmanlık edenler var. Ama çoğu, aslında neye düşman olduklarını bile bilmiyorlar. Bilselerdi, bir ulusun küllerinden nasıl yeniden doğduğunu, bir halkın karanlıktan aydınlığa nasıl yürüdüğünü anlamaya çalışırlardı. Bilselerdi, o Cumhuriyet’in bir çocuğun yüzündeki gülüşte, bir annenin gözündeki gururda yaşadığını fark ederlerdi.

Ve biz biliyoruz ki…

Cumhuriyet’e düşmanlık, aslında bilime ve insanca yaşamaya olan düşmanlıktır.

Cehaletin, önyargının, çıkarın gölgesinde kalanların savaşıdır bu.

Ama o ışığı söndürmeye kimsenin gücü yetmeyecek!

Atatürk’ün “En büyük eserimdir” dediği Cumhuriyet, bizden teşekkür değil, vefa bekliyor.

Her sabah çocuklarımızı okula gönderirken, her zorlukta yeniden direnirken, doğru bildiğimizi bu vatan uğruna korkmadan, çekinmeden söylerken biz o emaneti yaşatıyoruz, yaşatmaya da devam edeceğiz. 

Ve biliyoruz ki…

Cumhuriyet’in kalbi, hâlâ Mustafa Kemal Atatürk’ün yaktığı o meşalede atıyor.

O meşale de, bir milletin alın yazısını aydınlattı.

Bugün bize düşen, o ışığı gelecek kuşaklara taşımak…

Onu korumak, onu çoğaltmaktır…

Ne mutlu bu ışığı elden düşürmeyenlere.

Ne mutlu Trabzon’da, Türkiye’de, Cumhuriyet’in kalbinde dimdik duranlara.

Ne mutlu Mustafa Kemal Atatürk’ü özlemle, minnetle, saygıyla ananlara.

Ne Mutlu Türk’üm Diyene !

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
22 Yorum
Erhan Eroğlu Arşivi

Toplumun kayıp saatleri

07 Ekim 2025 Salı 10:24

Dükkânlar açık, peki ya dijital kapılar?

18 Ağustos 2025 Pazartesi 12:14