Yıllardır tedavülden henüz kalkmamış kasıtlı iddialar;
" Lozan Antlaşması 100 yıllıktır ve 2023'te sona erecektir süre dolmuştur."
" Lozan Antlaşması yüzünden Türkiye yeraltı kaynaklarını çıkaramıyor, 2023'te süre dolacaktır."
" Lozan Antlaşması'nda gizli maddeler vardır."
" Lozan Antlaşması ile Adalar Yunanistan'a verildi."
" Lozan Antlaşması nedeniyle boğazlardan
geçen gemilerden yeterli ücret alınamıyor."
gibi Lozan ile alakalı birçok asılsız iddia ve bilgiler yıllardır söylene gelir. Bilen de konuşuyor bilmeyen de. İddia edene sorarsan; " sen yanlış biliyorsun, taraflı bakıyorsun, siyasi değerlendiriyorsun, ideolojik bakıyorsun " gibi gibi...
Halbuki; kendisi sosyal medyadan, kulaktan kulağa fısıldamalardan, kahvehane ve kafe köşelerinden, okuduğu yanıltıcı bilgilerden bilgi sahibi olmuştur.
İddia sahibi ve sahipleri bu asılsız bilgilerle kendi ve kendilerince yeni bir tarih yazmak, bilinen tarihi görüşleri ve gerçekleri çürüteceklerini zannederler. Bilmezlerki birilerinin değirmenine su taşıyorlar. Aslında istenen de tam bu şekilde inanmış bir topluluk oluşturmaktır.
Lozan Antlaşması ve benzeri konularda tam da böyledir. İşte, bunlar bildiğinin cahili olanların ta kendisidir. Birilerinin kendi menfaatleri için kullandığı bilmiş cahiller. Sadece kendilerine değil topluma da zarar veriyorlar. Yazık!
Herşeyi bildiğini zanneden bu cahillere söyletilenlerle ne amaçlanıyor olabilir?
Cumhuriyet'in kurucu kadrolarını ve özellikle Mustafa Kemal Atatürk'ü itibarsızlaştırmak. Özellikle ideolojik karşıtlık üzerinden hareket ederler. Siyasi propaganda ve kutuplaştırma isterler.
Halk arasında heyecan ve gizem yaratmak. Bu da komplo teorilerine açık bireylerin dikkatini çeker.
Lozan, oldukça teknik ve detaylı bir diplomatik antlaşmadır. Halk arasında bu detaylara dair bilgi eksikliği olduğunda, yanlış bilgiler daha kolay yayılır ve doğru gibi algılanabilir.
Bazı kişiler veya çevreler, “gerçek tarih bize öğretilmedi” gibi bir söylem geliştirerek alternatif, çoğu zaman da yanlış bir tarih anlatısı ortaya koyar. Bu anlatılar içinde Lozan gibi önemli belgeler hedef alınabilir.
İnternette ve sosyal medyada bilgi kiriliği
Doğruluğu sorgulanmadan paylaşılan yazılar, videolar ve içerikler, asılsız iddiaların yayılmasına neden olur. Akademik ve güvenilir kaynaklara dayanmayan bu paylaşımlar, yanlış bilgiyi pekiştirir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının tanınması açısından bir başarının göz ardı edilmesi, küçümsenmeye çalışmak. Yani amaçlar belli...
Tarihi gerçekleri çarpıtarak ve halk arasında yayılmasını sağlamak Türk milletine karşı kurulmak istenen tuzakların zeminini güçlendirmek tarihi başarısızlıklarını gidermek, öçlerini almak için karşı hamle yollarından biri olan toplumsal birlikteliği zedelemeye yönelik dezenformasyon yoludur. Dıştan hamlelere içeride prim vermek, millete-devlete ihanet olarak dönmez mi? Yazık olmaz mı?
Bir sözüm de çok ve doğru bildiğine inananlara: " Okuyun, araştırın, inceleyin, sorgulayın. Sosyal medyadan, kahve masaları sohbetlerinden duyduklarınızla, bildiğinizi zamnettiğiniz biilmiş cahil olmaktan kurtulun."
Yoksa birilerinin oluşturduğu dümen suyunda gitmeye devam edersiniz. Çıkarlarına hizmet etmiş olursunuz. Üç beş bilgi öğrenmeyle bilmiş olmuyorsunuz. Kendinizi kandırmak ve inandırmaktan kendinizi kurtarınız. İnsan için en tehlike durum bildiğinin cahili olmaktır.
Bu vesileyle milletimin 19 Mayıs Atatürkü Anma , Gençlik ve Spor Bayramı'nı kutlar; Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, dava arkadaşlarını, şehit ve gazilerimizi şükran ve hürmetle anıyorum.
