Mehmet Şal

Mehmet Şal

Kendine yatırım!

İnsanın hayatında yaptığı en iyi iş kendine yatırım yapmasıdır. Ev, araba, yat, kat, tablet, janti kıyafet, en lüks mekanda bir şeyler atıştırmak değil kendine yatırım... Kültür, edebiyat, sanat, spor, bilim, okumak, yazar çizer olmak gibi alanlardan en az birinde kendine değer katmaktır. Kendini bir adım daha ileriye taşımak, aktif, dinamik olmaktır. Her anını değerli kılabilmektir. Kendinin kıymetli ve önemli olduğunu insanlara kabul ettirebilmek, kendine özel iz bırakacak bir iş icra edebilmektir. Kendinden olumlu manada söz ettirebilmektir.

İşte bu mecrada adım atacak, yola revan olacak olan genç SEN'sin. SEN tekdüze yaşamdan sıyrılıp yeniliklere imza atarak kendine ufuk açmalısın. Onun için özellikle geleceğini inşa adına okumalısın okumalısın okumalısın... Kültür deryasının çemberinde bir nokta olabilmelisin. Bu dairenin dışında kalırsan kurumuş ot misali ancak toprağa besin olursun... Fikriyle zikriyle kendisi için " İşte o dettirebilmelisin ". O zaman SEN, anlam kazanmış mana aleminde bir katre oldun demektir. Yoksa boş teneke gürültüsünden öte anlamsız bir nesne olacaksın demektir.

Sağlıklı beden ve ruh için spor yapmalı. Bu sayede sağlıklı ve zinde kalabilmeli, zihni açık tutabilmeli insan. Hangi spor olduğu önemli değil önemli olan spor olması ve düzenli olması. Yaşama sevincini kazanmak mutluluğu tatmanın formülü spor spor spor ... Tabiki fark yaratan sporcu cevherini keşfedebilirsen o zaman ne âlâ...

Dünyada insan için herhalde en kıymetli olan okumak, nitelikli kalem tutmak olsa gerek. Hayatın anlamı, manası, yorumu, kapısı, ufku okumak. Yaratıcı duyguyu ve düşüncenin hayat bulmasıdır kalem tutmak... İnsanın ruh dünyası zenginleşir, renklenir. Yaşamın içinde kendinden bir kesit bulur, kendini yaşamın içinde bir yerde konumlandırır. İnsanın iç ve dış dünyasını resmeder okumak ve kalem tutmak...

Hey genç!

SEN, okudukça yeni kapılar açarsın. Gecen gündüze dönüşür. Duygu ve düşünce dünyanı genişletirsin. Bakış açını geliştirirsin. Her varlığa, her nesneye farklı gözle bakar, kimsenin göremediğini görürsün. Gönül dünyan aydınlanır. Kendini olgunlaştırırsın. Her mecrada ve şartta farkındalık yaratırsın. İnsan ve insancıl olmanın tadına varırsın. Öyleyse geri durma oku ve yaz !

Delikanlı !

Keşfedilmeyi bekleyen bir yeteneğin, becerin, cevherin vardır. Ancak bu özelliğini ortaya çıkarman için hevesin isteğin gerek. O da yetmez. Farkındalığını ortaya çıkarman için küçük de olsa bir adım atman gerek.
Çok iyi bir kaç dil öğrenebilisin.
Neden bir enstrüman çalmayasın ? Niye iyi bir ressam olmayasın . Belki de Ahşaba hayat verebilirsin. Daha neler neler... Yani muhakkak bir yeteneğin var. Kendini geliştirmek yeteneğini ortaya çıkarmak hayatını güzelleştirmek zenginleştirmek yaşamdan keyif almak için adım atmalısın kendini keşfetmelisin. Yapabilir misin? Yaparsın ! Kendine güven ve cesur ol !

Sevgili Genç !

İşte bu ve benzeri özelliklerini geliştirmek ve topluma sunmak için önce kendi öz denetimini, disiplinini sağlamalısın. Yanında ailenin sağlayabileceği imkanlar ve aile disiplini de tamamlayıcı olacaktır. Yani her konuda disiplin ve özgüven. Bunu başaranlar fark yaratıyor, yaşamın içerisinde kendine yer ediniyor. SEN'de yapabilirsin.

Maalesef son dönemde amaçsız, düzensiz, disiplinsiz, büyük bir genç grupla karşı karşıyayız. Hevesleri, istekleri, hedefleri, amaçları yok. Kendilerini bir adım ileri taşımaya ne gayretleri ne iradeleri var.

Bu grubun yaşamı varsa yoksa yeme, içme, gezme, güzel ve marka giyinme, telefonun iyisini kullanma, telefon ve sanal alemde sörf yapma, az çalışıp çok kazanmak. Hayatı kolay yoldan yaşamak...

Doğal olarak kendilerini geliştirme ve buna yönelik kendilerine yatırım yapma gibi bir dertleri, tasaları yok. Bunda ailenin vizyonsuzluğu da etkili. Yaşadığı ortamında etkisi fazla. Hem ailenin hem gençlerin zihniyetleri kendilerine ve hayata dair bakışları etkili... Bu gençlerin ne akademik başarı, ne sportif, ne kültürel, ne de sanatsal yönelim dertleri yok. Bırakın bizi ne olacaksa olsun kafasındalar. Haydi kızım, oğlum birlikte gezelim, haydi sinemaya tiyatroya gidelim, haydi beraber bir spor yapalım, haydi sana folklor öğreneceğin bir yer bulalım, haydi kültürel etkinlikler yapalım, sosyalleşmen için alanlar keşfedelim. Haydi onu yapalım, haydi şunu yapalım, haydi bunu yapalım. Sonuç ! Hayır, hayır, hayır. Yapmasam olmaz mı, gelmesem olmaz mı, gitmesem olmaz mı ve ve ve... Tamam da bu kafa ve zihniyetle nereye kadar ?

Onun için sadece akademik yaşamda değil sosyal hayatta yer almak için ilkokulda ortaokulda, lise, üniversitede kulüplerde, sosyal etkinliklerde, projelerde muhakkak yer almalısınız. Sonuçta kendine güvenen, öz güveni yüksek, dışa dönük, üreten sosyalleşmiş bir gençlik doğacak. Ardından iyiki yaptık diyeceksiniz. Ama bunun için sadece bir adım. Enerjimizi hayrekete geçirmek. Çok mu zor ?

İlber Ortaylı, Oktay Sinanoğlu, Aziz Sancar, Ahmet Ercan, Naim Süleymanoğlu Sinan Şamil Sam , Gazi Yaşargil, Fazıl Say, Mete Gazoz, Buse Naz Sürmeneli, Kadın Güreşçilerimiz, işte gururumuz Voleybolcu Altın Kızlarımız, Ampute Futbol takımı, Dünyaca ünlü yazarlarımız, filim yönetmenlerimiz, milli arabayı üreten mühendislerimiz, savunma sanayinde çalışan genç kahramanlar ve ve ve...Kendilerine güvendiler adım attılar, emek verdiler. Sonuç alanlarının zirvesi. Ve her gün yenisi eklenerek....

Gençler!

Sizlerin onlardan ne eksiğiniz var. Siz de yapabilirsiniz . Sadece silkinmek, ölü toprağını üzerinizden atmak, kendine gelmek, harekete geçmek...Sadece güçlü iradenle, zihninle, kocaman yüreğinle, cesur duruşunla küçücük bir adım atman yeterli. Başka birşeye ihtiyacın yok. Göreceksin ki daha erken yapsaydım diyecek, yapmadıklarından pişmanlık duyacaksın. İleride keşke dememek için spordan sanata, kültürden bilime cevherinizi keşfedin ve üzerine gidin. Acı çekmedikçe mutluluğun hazzına varmak mümkün değil. Derim ki, bulduğunuz her fırsatta yorulsanız da, bıksanız da, acı çekseniz de kendinize yatırım yatırım yatırım...

Kurtulun şu rehavetten, kurtulun şu bana necilikten, kurtulun şu bencillikten, kurtulun şu umutsuzluktan , kurtulun şu hiçbir şey yapmak istemeyişinizden, kurtulun şu telefon tablet belasından, kurtulun şu kafe köşelerinde, kurtulun şu ataletten !

Bana şöyle diyenlerden olmayın: "Aşktan, meşkten, çiçekten böcekten, hikalerden, espirilerden, güzel şeylerden yazı yazsana. Niye sürekli dertlendiğin konuları tarih, sanat, kültür, siyaset, sosyal gibi konuları yazarsın. " Yani diyorlar ki ; vur patlasın çal oynasın" .... Böyle mi olsun ? Yani dünyaya boş gelip boş mu gidelim ? Mümkün değil ! Bir söz söylemek, birşeyler yapmak lazım cancağızım.

Muhtaç olduğun kudret zihninde ve kocaman yüreğinde. Herşey senin ellerinde. Fark yaratanlar baş tacı...

YAZIYA YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
SON YAZILAR