İbrahim Değil

İbrahim Değil

“Kitap okumanın zararları”

“Lastiği Patlak Trende Hiçbir Yere Giderken” adlı gülmece öykü kitabımla depremzedeler için küçük de olsa bir yardım etkinliği yapalım dedik. Kitap için 50 TL ücret belirledim. Ücretin tamamı bağış yapılacak. Değerli bir arkadaşım, aldığı 10 kitabın 9’unu çevremdeki insanlara armağan etmemi istedi. Bazı öğretmen arkadaşlara armağan etmeyi düşündüm. Sordum, dediler ki: “O öğretmen kitap okumaz...”

Korkarım, yakın bir gelecekte kitabımızı okuyan insanlara, üste para vermek zorunda kalacağız.

Oysa kitap okumanın çok faydalı olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış. Yazarı ve yayıncıyı mutlu edip sevap kazanıyorsunuz… Hayır, bu değil. Stresi ve yaşlanmanın olumsuz etkilerini azaltıyormuş. Özgüveni ve uyku kalitesini artırıyormuş. Sözcük dağarcığınızın ve empati yeteneğinizin gelişmesi de cabası.

Üniversite giriş sınavında birinci olunca kendisine mikrofon uzatılan bir çocuk vardı. Başarısından ziyade başka bir şeyle övünüyordu.

“Tebrik ederiz. Sınava nasıl hazırlandınız?”

“Doğru cevap D şıkkı: Ben hayatımda hiç kitap okumadım…”

Kitap okumanın zararlarını anlatan yazılar da okudum. Hepsi tariz yapıyordu. “Aman, dikkat edin, okursanız ufkunuz açılır…” filan. Sadece bir âlimin itirazına denk geldim. Konuyu “Klasikleri okumalı mıyız?” diye daraltıp, “Asrısaadetteki çocuklar onları okumadı…” falan diyor. Konuşmanın altındaki yorumlar arasında sorular da var:

“İkinci el kitap alıp satmak caiz midir hocam? Her kitabı okuyup içindeki her cümleyi analiz etmek zor olduğu için…”

“Hacamat hakkında yeterli bilgi bulamıyoruz. Bu konuyla ilgili ayrıntılı açıklama yapmanız mümkün müdür hocam?..”

Ciddiyetle araştırınca kitap okumanın zararlarına dair bir şeyler bulabiliyoruz. İşte birkaç örnek:

“Okumaya birkaç ay önce başladım. Bazı kitapları anlamıyorum, bu da kendimi aptal gibi hissetmeme yol açıyor.”

“Bilgi birikimin attıkça, hayata bakış açın değiştikçe, kültür seviyen yükseldikçe etrafında konuşacak insan bulamıyorsun.”

“Kitap okuyunca gözlerim acıyor…”

Kitaplar insanın canını da sıkabiliyor, al sana bir zarar daha!.. Kâğıdın tutuşma derecesi 451 fahrenhayt imiş.

“Fahrenheit 451 kitabını okurken öyle sıkıldım ki kitabı yakmak istedim…”

Sözü Melih Cevdet üstadın “Rahatı Kaçan Ağaç” şiiriyle bağlayalım:

“Tanıdığım bir ağaç var / Etlik bağlarına yakın / Saadetin adını bile duymamış / Tanrı’nın işine bakın
Geceyi gündüzü biliyor / Dört mevsimi, rüzgârı, karı / Ay ışığına bayılıyor / Ama kötülemiyor karanlığı
Ona bir kitap vereceğim / Rahatını kaçırmak için / Bir öğrenegörsün aşkı / Ağacı o vakit seyredin”

YAZIYA YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR