Mehmet Şal

Mehmet Şal

Bir katre umut

Her yeni güne; acebalarla, kuşkularla, dertlerle, sorunlarla, korkularla uyanıyorum. 

Bir önceki günün üzerime karabasan gibi çöken yorgunluğunu atamadan mecalsiz moralsiz uyanıyorum. Garabetlerle dolu, dilemmanın eksik olmadığı günlerin heybeyi doldurduğu karamsarlıklarla kalkıyorum.

Bugün dünden daha mı kötü geçecek diye endişeli duygularla güne merhaba diyorum.

Her şeye rağmen bugün yaşam için birşeylerin yeşerir mi, filizlenir mi, değişir mi  diye  olumlu beklentilerle güne başlıyorum.

Ama maalesef dünü arar duygularla yola devam ediyorum. Karamsarlık, yılgınlık, bezginlik, ruhumu bedenimi tam esir alacak gibi olurken bir anda yüreğimin ta derinlerinde yarına geleceğe dair umut ışığı beliriyor.

Hayat hep böyle gitmez ya diyorum. Muhakkak bir kırılma noktası olacaktır diyerek umut ışığını yakıyorum. Yüreğimde filizlenen duygu, yaşama sevinci veriyor bana. Yeşeren umutla hayata dört elle sarılıyor her şeyin en iyisini yapmak için silkinip  zorluklara  gôğüs gerip yola devam diyorum.

Günün her anında; kibir, riyakar, ötekileştirme, değersizlestirme, haksızlık, adaletsizlik, zalimlik, ahlaki çöküntü, adapsızlık, sahte dindarlık, sözde millik, doyumsuzluk, tatminkarsızlık birilerini kayırma, iltimas, liyakatsizlik, torpil, kamplaştırma parayı, insanı, gücü putlaştırma  gibi toplumsal çürümüşlükler gördükçe yüreğimde beliren umut ışığı söner gibi oluyor.

Bir taraftan da tarihe baktıkça bunlarla mücadele edenleri görüyor sönmeye yüz tutan umutlarım yeniden alevleniyor kendime geliyorum.

Musa'nın Firavun'a karşı duruşu, Hz. İsa’nın çarmıha  gerilmesine haykırışı bunlara karşı mücadelesindendir. Ebu Cehil ve avanesinin kurduğu adaletsiz, imtiyazlı, konforlu yaşama karşı Hz. Peygamber ve arkadaşlarının çileli mücadelesi;  ezilmişlerin, yoksulların, zulme uğrayanların, dibe vurmuşluğun sembolü olmuştur.

Kısaca;  her dönem kendi düzenini kuranlar, onu kaybetmemek için ellerinden geleni ardına koymamış, adaletsiz, hakkaniyetsiz, acımasız, riyakar, baskıcı sömürü düzenini korumak için " her yol mübahtır " anlayışı ile hareket ederek varlıklarını devam ettirmek istemişlerdir. 

Her dönemin  oligarkları kendi kazanım ve konforlarını sürdürme gayretleri içinde  oldular. Ancak kokuşmuş, yozlaşmış sistemlere  itiraz edenler mutluluğun anahtarını bulmuş, mazlumların haykırışı olmuş, bir katre umudu herkesin umuduna  dönüştürmüştür.

Makam, güç elde eden halktan kopuk olanlara,  fakirlik edebiyatı yapıp krallar gibi yaşayanlara, bir loma bir hırka deyip şükredin ve sabredin nasihati verenlere karşı muhakkak bir gün gerçekler ve gerçekleri savunanlar insanlığın umudu olacaklardır.

Şunu iyi biliyorum. Her zorluğun, sıkıntının arkasından kolaylık gelir. Her zifiri karanlığın ardından şafak söker. Her zahmetin bir rahmeti vardır. Yeter ki; sabret, çalış, kararlı ol , doğruluktan sapma, ahlâktan ödün verme, mücadeleyi bırakma... Velhasıl, ne olursa olsun umudu kaybetme...

Umudun olmadığı yerde hayata dair her şey yok olur. Hayat anlamını kaybeder.

Hayatı anlamlandırmak için; umutla yaşam yolunun kapısını açmak, bu yolda ne olursa olsun koşmak gerekir.

Doğrular, dürüstler,, iyiler onurlular, adaletle hükmedenler, hoşgörü ve vicdanlı, ahlâklı, kimlik sahibi omurgalı duruşu olanlar, yolunda sebat edenler, çalışır pes etmezse,  baskılara, yasaklara boyun eğmezse, korku duvarlarını yıkarak insanlığa;  umut dolu yeni pencereler, kapılar, ufuklar açacaklardır.

Aslında korku baskı iklimini inşa edenler kendi korkularından beslenerek böyle bir alan oluşturur. Unutulmamalıdır ki, beşeriyet var oldukça bunlar olacak. Özgürlük, refah, mutluluk arayan cesurlar da olacak. Bu mücadelede eninde sonunda; sevgiden, özgürlükten, haktan, adaletten yana olan vicdanlı insanlar  galip gelmiş ve gelmeye de devam edecektir.

Nasıl ki, maddi ve manevi her türlü hal insanları esir almışsa, o esaret prangasını kıracak, refaha erecek ortamı da cesur insanlar kuracaktır. Ben değil biz olabilirsek, ortak değerlerde buluşabilirsek yarınlara  birlikte yürüyüp umut dolu gelecek inşa edebiliriz. 

Bu sayede; kibir, gurur, zalimlik, haksızlık, herşey benimdir anlayışı,tahammülsüzlük, riyakarlık, sahtelik, liyakatsizlik, sosyal çürümüşlük iklimi yerini, olması gerekene bırakacaktır.

Yeter ki, geleceğe dair bir katre umudunuz olsun.

YAZIYA YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR