Bizler sokakta veya herhangi bir caddede yürürken akıllı sistemlerin ne kadarını fark edebiliyoruz? Belki sokak lambalarının belli sürelerde yanıp sönmeleri, trafik ışıklarının trafiğin akışına uygun ve bir denge içerisinde yanıp sönmesi veya olumsuz hava koşulları öncesi telefonlarımıza meteorolojiden gelen uyarı mesajları... Söz konusu bu uygulamalar bizler için ne kadar basit gelse de, arkasında planda çok geniş bir mühendislik emeği söz konusudur. Akıllı şehir uygulamaları artık her kent için elzem bir duruma geldi.
Bu dönüşümler yalnızca toplumun herhangi bir problemini çözmekle beraber, enerji verimliliğinden güvenliğe, afet yönetimlerinden birçok alana kadar etkisini hissettirebiliyor. Her bir yazılım olası enerji tüketiminin önüne geçerken birçok insanın hayatına mal olabilecek olası doğal afetler öncesinde bizleri uyarabiliyor. Her geçen gün ilerleyen teknolojinin toplumlara faydası tartışılamaz bir noktaya geldi.
Artık günümüzde her şehir üretimden, turizmden, sağlığa kadar birçok konuda rekabet halindeyken bunlara akıllı şehirleşme de eklendi. Bu teknoloji toplumların yaşam şekillerine göre entegre ediliyor. Bu teknolojiler toplumda fark edilmiyor fakat toplumu da daha konforlu ve güvenli bir hale getiriyor. Toplumlar belki de çalışan bu teknolojik sistemlerle birlikte yeniden şekilleniyor.