Ne gerek var kendin olmaya? Zaten kim ister seni sen olduğun için? Yeter ki kaliteli bir masken olsun. Gülümseyişinin sahte olduğunu kimse fark etmez, hele bir de filtreden geçirdin mi, oldun mu sana toplumun sevdiği model insan!
Gerçek duygular? Fazla karışık. Samimiyet? Riskli. Dürüstlük? Allah muhafaza, başın derde girer. En iyisi rolünü ezberle, kalıplara sığ, içten içe çürü ama dıştan parılda. Çünkü, günümüzün altın kuralı bu: Parlayan her şey altın değil ama altın gibi görünüyorsa mesele yok.
Herkes birbirine “canım” diyor, ama arkasını döner dönmez bir bıçak şıklıyor havada. Bu da modern dostluğun cilası! Ne demişler? Önemli olan kalpten sevmek değil, Instagram'da kalp koymak. Yeter ki hikâyende paylaş, gerçekte sevmesen de olur.
İnsanların yüzleri katalog gibi; her ortama uygun bir versiyonları var. Patron modunda "evet efendim", arkadaş modunda "ya salla gitsin", yalnız modunda ise "ben nereye aitim?" Ama dert etme, bu da çok normal. Çünkü “kişilik” dediğin şey artık sabit değil, mevsimlik koleksiyon gibi.
Ve en güzel tarafı şu: Sahte yüzünle o kadar uzun yaşarsın ki, bir gün gerçekten kim olduğunu unutur, maskenle bütünleşirsin. Yani mutlu son! Artık ne sen gerçeğini hatırlarsın, ne de başkaları seni fark eder. Yüzün yoksa sorun da yok, değil mi?