Maçta sahadakiler kadar, tribündeki taraftarın bir o kadar daha payı mevcuttur. Çünkü futbol sadece topun peşinden 22 oyuncu tarafından koşmak değildir. Aidiyet ve bağımlılık gibi kavramlardan oluşan tutkunun kendisidir. Takım kötü gittiğinde arkasında dimdik duvar duran o kalabalık, aslında kulübün gerçek sahibidir.
Ne kadar pahalı ve isim sahibi transferler yapılırsa yapılsın, ne kadar modern statlar yükselsin, aidiyet ve vefa sahibi taraftarlar arkanızda olmadığı zaman hiçbir spor kulübü başarıya ulaşamaz. Tribünlerin varlığı ve sonsuz enerjisi, sahadaki mücadelenin fitilini ateşleyen en büyük güçtür. İşte bu yüzden futbolun en büyük faktörlerinden biri coşkulu taraftardır.
Taraftarın omuz omuza bir olarak verdiği sonsuz destek, sahada bulunan oyunculara sadece psikolojik değil, ayrıca onlara fazlasıyla güç katar. Tribünlerin inancı ve coşkusu, çoğu zaman maçın kaderini değiştiren önemli bir unsurdur.