Teknolojinin her geçen gün hızla ilerlemesiyle birlikte günümüzde artık bilgiye ulaşmak geçmişe kıyasla çok daha kolay bir hale evrildi. Ancak söz konusu kolaylık, bilgiye olan değerin de doğru orantıda azalmasına sebebiyet verdi. Artık olası bilgilerin doğruluğundan daha çok, kitlelere ne kadar ve nasıl daha geniş ulaştığı kullanıcılar tarafından takip ediliyor. Günümüzde olan bir haberin teyit edilmesi süreci, akademik herhangi bir bilgi veya deneyin kontrolü ya da olası bir istatistik verinin araştırma sürecindeki arka plan evresi genelde kullanıcılar tarafından dikkat edilmeyerek göz ardı ediliyor. Çünkü günümüzde sosyal medya platformları veya iletişim kanallarında hız (mobilite), hem okurlar hem de kurumlar adına bir prestij haline geldi.
Hız unsuru sadece sosyal medya platformları için geçerli değil, eğitimden sağlığa hatta birçok iş kolunda oldukça etkisini hissettiriyor. Genelde öğrenciler herhangi bir araştırma veya ödevinde araştırma yaparken genellikle arama motorlarında en üst sıralarda yani ilk çıkan sitelerle yetiniyor veya sunum yapacak herhangi bir kişi yapacak olduğu sunumda bilginin verimliliğini ve derinliği yerine yalnızca göze hitap edecek şekilde hazırlanabiliyor. Herhangi bir konu hakkında bilgi ne kadar geriye atılırsa, çarpıcı ve bir o kadar da manasız içeriklerin sayısı da artmış oluyor. Ortamın git gide aldığı hal içerisinde doğru ve gerçek şekilde bilgiyi üretebilmek, derin bir araştırma sabır ve emeği de beraberinde getiriyor. Maalesef hazırcılığa alışan bizler üretmek yerine en kısa şekilde tüketmeyi tercih ediyoruz.
Oysa ki aslında bilgi, bizler tarafından sadece tüketilmek amacıyla değil, üzerine kafa yorarak daha da değer kazandırılmak üzere uğraşılan değerin kendisidir. Dijital dünyanın içerisinde her geçen dakika yayılan teyitsiz ve zayıf içeriğe sahip bilgilerin bulunduğu yerde fark sahibi olmak isteyen kişiler, elde ettiği kıymetli bilgileri önce anlamak, yorumlamak ve çevresine de aktarmakla mükelleftir. Elimize gelen herhangi bir bilgi veya veriyi doğrulamak, kaynağını sorgulamak ve doğruluğundan emin olmadan paylaşmamak artık bir tercih değil, dijital dünyanın zorunlu etik kuralının en üst sırasında olması gerektiğinin vakti geldi. Çünkü bilgi kirliliği sadece hataya değil, toplumsal güvenin sarsılmasında temel faktörlerden biri oldu.