Siyasetten spora, spordan adalete, adaletten eğitime, toplumsal olarak her alanda problemlerimiz var. Meselenin temeli ise kuralsızlık.

Kurallara riayet etmeyen ve konulmuş her kuralı aşmaya çalışan bir toplum haline dönüştük.

Öyle bir toplum haline dönüştük ki, kurallara uyanların yadırgandığı bir toplum olduk. Kurallara uymayanlar değil, kurallara uyanlar ayıplanır hale geldi.

Basit olan, hep idare edenlerin kuralsızlığını eleştirmek. Oysa idare edenler de bu toplumun içinden çıkıyor. İdareciler toplumun aynısı gibidir, toplum ne kadarsa, idare edenleri de o kadardır.

Biz değil miyiz; trafikte cezaya maruz kalacağını anlayınca polisi atlatmaya çalışan? Biz değil miyiz, sporda kazanmak için her yolu mübah gören? Biz değil miyiz, öğretmenden hak etmediğimiz puanların fazlasını isteyen? Biz değil miyiz, hakkımızdan fazlasına talip olan?

En basit olayı bile kuralsızlıkla aşmaya çalışan bir toplumun yarınları, bugünlerini dahi mumla aratır.

Önce kendimizden başlayacağız. Kurallara uymayı "zayıflık" olarak görmekten vazgeçip, kurallara uymayı bir "güç" olarak göreceğiz.

Biz, kurallara riayet eden bir toplum haline dönüştükçe; idare edenlerimiz de o kadar hızlı dönüşecektir. Çünkü yarının idare edenleri, yine bu toplumun içinden çıkacak.