Muhammed Eraslan
İstilacı pazar mağduru Trabzon
Tüm canlılar, belirli bir denge ve süreklilik arz eden ekosistemde düzen arayışı içinde hayatımızı sürdürüyoruz. Bu arayış tüm canlılar için geçerlidir ve bu habitat içindeki rolünü aşan olmadığı sürece her şey akışında devam eder. Ta ki istilacı bir tür gelip o ekosistemi bozana kadar bu böyle devam eder. Doğal yaşamın ihtiva ettiği bu ekosistemin devamlılığını sağlamanın başlıca sorunlarından birisi bu istiladır.
Ticaretin kendisi için de bir ekosistem oluşturmak ve bileşenlerinin kendisini güvende hissetmesini sağlamakta aynı derecede önemlidir. Özellikle şeffaflık ve istikrarın ön planda olduğu turizm sektörü için bu ekosistemi devamlı ve ön görülebilir kılmak hayati derecede önemli.
İstilacı pazarlar gelir ve çeşitliliği tehdit ediyor
Dünyanın tüm turistik bölgeleri için iki önemli kıstas ön plana çakıyor. Yüksek ziyaretçi sayısı ve kişi başı yüksek harcama limitleri. Bu ikisini bir arada görmek ise bir marifet ve bilinçli bir tercih ile mümkün olabiliyor. Bu bilinçli tercihi yapmak ise o bölgedeki turizm paydaşlarının kısa ve uzun dönem planlarını güven içerisinde yapabilmeleri ile sağlanabilir. Geçen hafta bahsettiğimiz enflasyon etkisi ve çalıştığımız Ortadoğu pazarının güvensiz ortamı kendinden emin stratejiler üretmek açısından elverişsiz bir çalışma alanı sunmakta.
Bunların sonucu olarak kâr maksimizasyonu ve sürdürülebilir olmak refleksleri kendisini maalesef hayatta kalma mücadelesine bırakıyor. Bilinçli bir tercihin sonucu olmayan bu mücadele bazı aktörler için ise avantaj teşkil etmekte. Sonuçları itibari ile kontrolü tamamen kaybeden biz bölge aktörleri belirli pazarların istilası ile kişi başı harcamalar açısından büyük kayıplar yaşıyoruz. Bunun bir diğer sonucu olarak, daha yüksek rakamlar ile bölgemizi değerlendirmek isteyen misafirlerin tercih edeceği kaliteyi yakalayamadığımız için, onların alternatif bölgeleri tercih etmelerine sebep oluyoruz.
Buradan kurtulmak mümkün
Bahsettiğimiz sorunun bir tane nedeni yok ve bu satırlar bunları sıralamak için yeterli olmayabilir. Ama buradan çıkışın mümkün olduğu ve bunun için yapılacak aklı selim davranışların olduğu bu işi bilenler açısından oldukça net.
Trabzon sektör açısından bir yön bulucuya, bir kanaat önderine ihtiyaç duymakta. Şehir, bugüne kadar yapılan iyi niyetli ama eksik çalışmalar dâhil kendisine kişisel itibar sağlamak isteyenlerin bilinçsiz yönlendirmeleri ile zaman ve gelir kaybı ile bunun bedelini ödedi. Bu kayıp arz talep dengesini bozduğu gibi bahsettiğimiz istilacı pazarların bölgemizi tabiri caizse rehin aldığı bir sürecin de nedeni oldu.
Buradan çıkışın anahtarı bu konuda mahir olan insanların bunu daha iyi gözlemleyen uluslararası kurumlar ile istişare ile yol haritaları belirlemelerinden geçiyor. Örneğin bu arayışın en kolay yolu olan fuarlara katılmanın, orada stant açmaktan ibaret olmadığını anlamak bile çok önemli. Doğru kişiler önderliğinde, kendisini ispat etmiş, bölgeleri dünyaya açan tur operatörlerine gitmek ve onlara alan açmak bu işin önemli bir parçası. Peki, bunu kimler yapacak?
Başka çare yok; Profesyonellere alan açılmalı
Son yıllarda bu alanda yapılmış çok az çalışma olduğu için hiçbir noktada karar verici durumda değiliz. Şehrimize gelen misafir sayısını ve sağlanacak geliri yönetmek bir yana, herhangi bir öngörüde bulunmaktan bile aciz durumdayız. Gemiyi limana yanaştıracak olanlar geminin sahipleri değil o gemiyi emanet ettikleri kaptanlar ve o kaptanın tayfası. İnatla ve ısrarla bu meselenin profesyonellerin meselesi olduğunu vurgulamaya devam etmeliyiz. Odalarını pazarlamaktan aciz insanların şehri ve bölgeyi pazarlamasını beklemek aynı şeyi yapıp farklı sonuçlar beklemekten farklı değil. Bunun da kimlere mahsus olduğunu anlamak için âlim olmaya gerek yok.
İyi haftalar