Trabzonspor'da yıllardır adı hep bir dönüş hikâyesiyle anılan Fatih Tekke, sonunda ait olduğu yere, bordo-mavili kulübün teknik direktör koltuğuna oturdu.
Trabzonspor'un başına geçen Tekke için bu, sadece bir imza değil; uzun yıllar süren hasretin, iniş çıkışlarla dolu serüvenin bir noktada tamamlanması anlamına geliyor.
Fatih Tekke'nin Trabzonspor’a teknik direktör olarak gelmesi kimileri için kaçınılmaz bir sondu, kimileri içinse büyük bir risk.
Fatih Tekke’nin saha içindeki liderliği tartışılmazdı. Ancak teknik adam olarak Trabzonspor gibi büyük bir camiada başarılı olup olamayacağı, elindeki kadroyu nasıl yöneteceğine ve oyun anlayışına bağlı olacak. Taraftarın sevgisi, ona başlangıçta büyük bir kredi sunacaktır ancak Trabzonspor gibi bir kulüpte en büyük kredi her zaman sahada alınan sonuçlardır.
Trabzonspor'da teknik direktör olmak, yalnızca takımı yönetmek değil, aynı zamanda büyük bir camiayı da idare etmeyi gerektirir. Fatih Tekke’nin önünde zorlu bir süreç var. Yönetimle, taraftarla ve medya ile sağlıklı ilişkiler kurması, kadro mühendisliği konusunda doğru hamleler yapması ve en önemlisi sahada başarılı sonuçlar alması gerekiyor.
Fatih Tekke'nin Trabzonspor’daki teknik direktörlük kariyeri, hem kendisi hem de bordo-mavili camia için yeni bir sayfa olacak. Geçmişte kaçan fırsatlar, yaşanan hayal kırıklıkları geride kaldı. Bu dönüş, kulüp tarihine yeni bir başarı hikâyesi olarak mı yazılacak, yoksa bir başka hayal kırıklığı olarak mı anılacak? Bunu zaman gösterecek. Ancak bir gerçek var ki; Fatih Tekke, Trabzonspor için yalnızca bir teknik direktör değil, bu kulübün ruhunu bilen, yaşayan ve yaşatan bir figür olacak. Şimdi sıra, sahada bunu kanıtlamaya geldi.