Daha önceki yazımda Trabzonspor yönetiminin teknik adam tercihi konusunda demiştim ki: "Kulübün yapısını kabul etmiş, yarın "oyun bozan" konumuna düşmeyecek, takımdaki her eksiği “transfer” ile çözmek yerine, yeri geldiğinde elindeki malzemeden üretmeye çalışan bir teknik adam profiline ihtiyaç var."

Bence Trabzonspor yönetimi bahsettiğim profile uygun bir teknik adam ile anlaştı.

Bjelica'nın çalıştırdığı takımlarda verdiği izlenimler; saha kenarında tutkulu, taktik tahtasında akılcı ve en önemlisi elindeki malzemeden fazlasını alabilme potansiyeline sahip bir teknik adam.

Gerek Dinamo Zagreb gerekse Osijek'te başarılı işler yaptı. Her iki takımın da ortak özelliği, genç oyunculara önem verilmesiydi.

Genç oyunculara verilen önem demişken, bu önem sahaya 11 genç oyuncu ile çıkmak değil. Ya da oyuncuların genç olmasını ve kimliklerini kutsamak da değil. Asıl mesele kadroyu doğru harmanlayabilmek. Şüphesiz, Bjelica hem Zagreb hem de Osijek'te bu süreçleri fazlasıyla deneyimledi. Bu yönüyle Trabzonspor'un kadrosunda yaşanabilecek dönüşüme ve gençleştirme sürecine olumlu katkılar sunma ihtimali yüksek.

Öte yandan Bjelica'nın geliş sürecine dair itirazların yok denecek kadar az olması da bir avantaj. Taraftar bir ışık bekliyor. Bjelica'nın takıma yapacağı ufak bir etki bile ardındaki gücü fazlasıyla yükseltir. Çünkü taraftar bunu arıyor...

Trabzonspor yönetiminin bundan sonra yapması gereken iş, saha dışı problemleri olabildiği kadar hızlı şekilde eritmek. Bunun da önemli kısmı ekonomik. Yönetimin de bu sorunu aşacak gücü var.

Saha dışı sorunlar ne kadar hızlı çözülürse, saha içine olan konstantre de o kadar hızlı artacak. En önemlisi, yeni sezon için yapılmaya çalışılan planlar daha doğru bir zemine oturmuş olacak.