Trabzonspor'un Bankalar Birliği'nden çıkmasının ardından, alışageldiğimiz saldırılar başladı.
Trabzonspor kayrılıyormuş, devlet yardım ediyormuş. Ayrıcalıklı imkanlar sağlanmış.
Tıpkı şampiyonluk yaşanan 2021-2022 sezonunda olduğu gibi, yine aynı cenahın hazımsızlık içeren, farklı hesaplar güttüğü bir saldırı şekli.
Öyle bir lanse ediliyor ki, Trabzonspor'un Bankalar Birliği'nden çıkma süreci sanki 1 günde yaşanmış gibi. Oysa mevcut Trabzonspor yönetiminin göreve geldiği günden itibaren 1 numaralı gündemi Bankalar Birliği'nden çıkılmasıydı. Nihayetinde de, bir buçuk yıllık emeklerin karşılığında, önemli bir başarı sağlanmış oldu.
İstanbul ekiplerinin askeri arazilerden tutun da birçok devlet arazisini alırken sesi çıkmayanların, söz konusu Trabzonspor'un başarısı olunca; mesnetsiz, hiçbir bilgi ve kanıta dayanmayacak şekilde, altı boş söylemlerle sahneye çıkması açık şekilde kötü niyetin ürünü. Ve tesadüf şudur ki, bunu yapan çevreler hiç değişmiyor.
Bir takım düşünün: Şampiyon olduğu sezonda rakiplerine bir ara 20-25 puan kadar fark atıyor ve ezeli rakipleri ile oynadığı hiçbir maçı kaybetmiyor. Günün sonunda, o sezonki şampiyonluğuna dil uzatılmaya çalışılıyor. Bu kez Bankalar Birliği'nden çıkılıyor, yine benzer iddialarla iş rayından çıkartılmaya çalışılıyor.
Mesele kulüplere devlet desteğiyse, Trabzonspor kantarda İstanbul takımlarına göre çok daha hafif gelir. Yok, Trabzonspor üzerinden siyasi polemik yaratılıp hükümet hedef alınmaya çalışılıyorsa, vah ki muhalefet çevrelerinin haline.
Memlekette muhalefet edilebilecek onlarca mesele varken, -ekonomiden toplumsal olaylara kadar- Trabzonspor üzerinden kanıt ve bilgiye dayanmayan, sadece suyu bulandırma maksatlı çabalar bir acziyet haline dönüştü.
Bir de Türkiye topraklarında yaşamayan kaçak göcekler var! Buldukları her imkanda, mal bulmuş mağribi gibi saldırıya geçerler: Meselenin ne olduğu onlar için pek önemli değildir. Bu kez Trabzonspor üzerinden suyu bulandırmaya çalışıyorlar. Onlara da tavsiye şudur: Yaşama cesaretinizin olmadığı topraklar için, cesaretiniz kadar konuşun.
