Arif Çetin

Arif Çetin

Ercan Güven'e Mektup

Sayın Güven. Öncelikle hürmet eder ellerinizden öperim. Yaşça bizden büyüksünüz. Geleneğimiz bunu gerektirir. Sonrasında yazınıza "ahlak ve terbiye" sınırları içerisinde kalmak şartıyla birkaç kelam etmek isterim.            

Fenerbahçe ve Beşiktaş'ı yakarak kupa alınmaz diyorsunuz. 1995-1996, 2003-2004 2005-2006 ve son olarak ta 2010-2011 sezonunda ocakları, canları, genç fidanları yakarak kupa alındığında neredeydiniz?            

Elbette şampiyonluk kupasının geleceğinden eminiz. Ancak sizin kupa dediğiniz iki kulplu metali biz "alın teri, onur, hak, adalet" olarak görüyoruz. Evet, malımız, emeğimiz çalındı, gasp edildi. Karadeniz'in tektaşı ligi tescil edeni de, kupayı Fenerbahçe'ye verip diğer takımlara gelince yurtdışına gideni affetmiyor. Son seçimde kazananı belirleyen en büyük olgu, gelecek değil, geçmişte elimizden alınan kupadır. Yeni başkanda, eğrisiyle doğrusuyla hâlâ o kupayı istiyor. Dediğim gibi sizin iki kulpundan tutulan olarak gördüğünüzün değil, alın terinin peşinde. Bir önceki başkanın hitabeti farklıydı. Bu aynen sizin istediğiniz dilden konuşuyor.

A'dan Z'ye haklı olduğumuzu keşke vakti saatinde kaleme alsaydınız. Alamadınız, korktunuz. Çünkü mevcut başkanın konuştuğu dilden anlayan zihniyet, size değil gazete köşesi, kalem bile göstermezdi. Türk futbolun selameti ve geleceği ile kuşkularınız, UEFA'nın son kararından sonra mı aklınıza geldi? Bunca yıldır kalem oynatıyorsunuz. Bu işin kapanmayacağını tahmin edemediniz mi?

TS Başkanı'nın TFF Başkanı'na gidip adaleti talep etmesi, ne zamandır "Kimseyi koruma!" demek oldu? Yeter ki siz kazanın, gerisi önemli değil. Sizin hakkınız yendi mi, soyunma odasını bas, hakemlere hakaret yağdır. Hakkı yenen ses çıkardı mı, Türk futbolunun selameti!

Türk futbolunun  uluslar arası imajının 3 Temmuz'dan bu yana çok mu iyi olduğunu zannediyorsunuz? Trabzonspor'un para kazanmaya da ihtiyacı yoktur. Trabzonspor için futbol eşittir para değildir. İşte bunu anlayamadınız. Zannediyorsunuz ki, sizler olmasanız bu ülkede futbol bitecek, naklen yayın gelirleri sıfırlanacak. Bakın İtalya'da Juventus küme düştü. Milan ve diğerleri eksi puanlarla lige başladı. Çizme'de futbol mu yasaklandı?

Suçunuzu kabul etmiş bir haliniz var. Bağımsız mahkemeler kararını verdi. Şimdi Yargıtay ve UEFA aşaması kaldı. Demek ki oralardan da umudunuzu kestiniz. Peki bu insanlar neden yurtdışında hak arıyorlar hiç düşündünüz mü? Peki bu insanlar arasında renk ayrımı yapan ve ırkçılık gibi çok ama çok alçakça bir iddianın Avrupa ve dünyada yankılanmasına neden olan ve ülkemizi bu şekilde kötü duruma düşüren futbolcu arkadaşa bir çift sözünüz oldu mu?

Yıllardır Trabzonspor - Fenerbahçe maçları nasıl oynanıyor siz hiç düşündünüz mü? Son iki yıldır Trabzon'a geldiğinizde insanlar sizi hangi duygularla karşıladı? İçlerine attılar, dudaklarını ısırdılar. Siz ise yine yangına körükle giderek manşetlerinize taşıdınız. "Katliamdan zor kurtulduk". ""Az daha ölüyorduk" dediniz. Otobüsün camındaki kırığı savaş göstergesi yapacak kadar büyüttünüz. Yalan diyorsanız, lütfen arşivinize bakın. 2010-2011 sezonunda Trabzonspor'un onuru, haysiyeti çalındı. İnsanlar size yine hiçbir şey yapmadılar. Yapmamalılar da. Biz şiddet yanlısı değiliz. Uzun Sokak'ta olunca "katliam". Bağdat Caddesi'nde olunca üç maymun.

Trabzonspor hak arayışında yerden göğe kadar haklıdır. Bırakın Trabzonspor'un yürüttüğü stratejiye kendisi karar versin. Bu memlekette kimsenin ateşe atılmasını Trabzonsporlu istemez. Hele de konu Türkiye olunca. Sahi ne çabuk unuttunuz, Saracoğlu'nda ağza alınmayacak küfürler edilen Milli Takım oyuncularını. Onlar bu ülkenin çocukları değil miydi? Hafta içerisinde kırmızı beyazlı formayı terletip, hafta sonlarında sarı lacivert giymemek miydi suçları?

Evet, dediğiniz gibi o kupa uğursuz. Müzedeki yerine de konacağını sanmıyorum. Trabzonspor Müzesi'nde 2010-2011 yılına ait kupanın yerinde, bordo mavili renkler uğruna can veren ana kuzularının resimleri olacak. Hak olacak, adalet olacak. Uğruna hırsızlık yapılan, güzel ülkemizin ismini Avrupa'da, dünyada şikeci, ırkçı olarak anılmasına neden olan iki kulplu metal parçası hiç ama hiç olmayacak.
 
Siz yazınızla bizi çok kırdınız. Ama ben sizi kırdıysak özür dilerim. Hep milli değerlerden bahsediyorsunuz.  Özür dilemek, milli bir erdemimizdir. Saygılarımla...

YAZIYA YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR