Eskişehir maçının ilk 15 dakikası sahada çok iyi oynayan bir Trabzonspor vardı ancak bu dakikadan sonra yine şeytani bir el değdi ve takım çöküşe geçti. Arka arkaya gelen goller sonrası tribünde olsun evde olsun tüm taraftarlar hayret ve şaşkınlıkla dudaklarını kanatana kadar ısırıp” vay be ne hallere düştük ya o iki golde sayılsaydı 5 lik olacaktık” diye hayıflandılar ancak, bunların olacağı sinyalleri kaç maçtır geliyordu takımdan ve sonunda şapka düştü kel göründü kaçınılmaz son HEZİMET
Trabzonspor aslında çok iyi mücadele etti, ama yetenek ve gücü yetmedi Eskişehir’e, hele hele 35 ine merdiven dayamış Servet’in attığı hayatının golü, takımın direncini tamamen bitirdi.
Trabzonspor’un bu hallere gelmesindeki en büyük etken, çıkarcı menajerlerin katkısıyla sezon başı yapılan eksik ve yanlış transferler ile eldeki kaliteli futbolcuların tamamen beceriksizlik nedeniyle başka kulüplere verilmesidir. Bu kadronun başına hangi hoca gelirse gelsin sonuç aynı olacaktır. Trabzonspor’a karşı biraz direnç gösteren ve baskılı oynayan takım, puanları alıp götürür, Pazartesi izlediğimiz Eskişehir maçı da bunun bir örneğidir. Bu nedenle Şenol Güneş’in istifa etmesini gerektirecek bir olay yok ortada, mutlaka böyle olmasını istemezdi ancak şimdi kendi ektiklerini biçiyor sayın Güneş, özellikle Emerson gibi kaliteli bir futbolcunun haftalardır ortaya koyduğu amatör futbolu kim beklerdi ki,
Takımda çok yetenekli futbolcular var ancak maç sırasında belli bir süreden sonra oyuncu kimliklerini ve mücadeleci ruhlarını kaybediyorlar, yani 15 dakika çok iyi oynayıp o dakikadan sonra oyunu bırakıyorlar acaba Teknik kadro veya Yönetime mi gönderme yapıyorlar işte bunu da
Trabzonspor’u yönetenler irdeleyecekler. Ne olursa olsun bu futbolcular ile devre arasına kadar gidileceğinden çözüm acilen bulunup taraftar rahatlatılmalıdır.
Trabzonspor’un transfer ayında yapacağı çok icraatlar olmalı, özellikle takımda oynayamayan ve ya oynamak istemeyen futbolcuların temizlenip yerlerine mutlaka çok kaliteli, futbolcular alınması gerekiyor.
Bazı kaynaklarım; Sayın Şenol GÜNEŞ’in kendine çok güvenmesinden dolayı yanlış sporcu tercihlerinde bulunduğunu, bu nedenle sporcuların güvenini kaybettiğini ve bir çok futbolcu ile olan diyalogunun koptuğunu diğer futbolcuların ise korkudan seslerini çıkaramadıklarını ve GÜNEŞ’in inatçı bir kişiliğe sahip olması nedeniyle kafasına taktığı Futbolcunun oynamasına engel olduğunu belirttiler. Bu söylenenlere inanmak çok zor ve inanmış değilim ancak eğer bu iddiaların bir tanesi bile doğruysa ve Şenol GÜNEŞ hala görevinin başında duruyorsa Trabzonspor’a geçmiş olsun.
Eskişehir maçında taraftarın takımı yuhalaması çok yanlıştı, Fenerbahçe, Galatasaray veya Beşiktaş takımları yenildiğinde Taraftarları onları yuhalama yerine alkış ve lehte tezahüratlarla destekliyorlar çünkü bunun yarınını da düşünüyorlar. Tabiî ki yenilgi sonrası hepimiz üzülüyoruz, bu üzüntümüzü kalbimize gömüp mazisi büyük Trabzonspor’umuza olumlu destek verelim, Futbolcularında birer insan olduğunu unutmayalım, eğer bunu yapmaz isek Trabzon’da oynayacak futbolcuda bulamayız.
Trabzonspor Başkanı sayın Sadri ŞENER, şike davasını artık rafa kaldırıp olayları akışına bırakmalıdır. AİHM’e yapılan başvurular sonucunda aldığı cevabı gördü, Bu olayları sürekli gündemde tutmak Trabzonspor’a hiçbir yarar getirmediği gibi zarar vermeye de başladı, Hakemlerin son dönemlerdeki tutumları bunun açık bir örneğidir, sonuçta onlar da Futbol Federasyonunun emrinde olan kişiler.
Almayalım o kupayı, zaten o sezonun şampiyonun Trabzonspor olduğunu herkes biliyor .Eğer sayın ŞENER bu olayları kişisel mesele yapmışsa o zaman Başkanlıktan istifa edip mücadelesini sürdürsün bu onun en doğal hakkıdır. Bu dava başkanın çok vaktini alıyor ve futbol takımıyla olan ilgisini azaltıyor. Ayrıca sürdürdüğü haklı mücadelesinde Yönetiminden ne kadar destek aldığı da ayrı bir husustur.
