“Bir insanı dirilten bütün insanlığı diriltmiş gibidir” (Mâide Suresi,32)

Geçen hafta Sayın Sema Kızılcık himayelerinde Trabzon Kadın Gelişim ve İletişim Derneği tarafından organize edilen Organ Bağışı konulu aydınlatma toplantısına davet edildim.

İyi ki de edildim.

Hakikaten gördük ki bu konuda pek az bilgiye sahipmişiz.

Bu tarz toplantılarda, doktorlar tarafından yapılan ve anlaşılmaz birçok terimin zikredildiği, biz tıp bilgisi olmayanlara başka dünyalılar muamelesi yapılan sunumlara inat, Prof. Dr. Ahmet Şenel'in konuşması çok sıcak, net ve ikna ediciydi. 

Burada canlı kişiden nakil olayına girmeyeceğim. Zira bizler sevdikleri için hiç tereddüt etmeden canını feda edecek bir kültürden geliyoruz.

Peki ya başkaları; organ nakli dışında tedavi şansı kalmamış diğer insanlar için ne yapılabilir. İşte tam da bu sorun cevabı; ölü kişiden organ nakli.

Konuya birkaç değişik pencereden bakarsak;

Öncelikle organ naklinin tıbbi boyutunda pek çoğumuzca eksik bilinen bir husus net anlatıldı ki bu çok önemli.

Beyin ölümü hali ve bitkisel yaşam hali farkı.

Organ bağışında bulunmayı kafasının bir köşesinde değerlendiren kişilerin ortak endişesi organlarının ne zaman alınacağı.

Ya henüz bitkisel hayattaysam ve geri dönebileceksem fakat organlarım alınırsa..?

Hayır, çok net öğrendik ki bu mümkün değil. Zira ancak beyin ölümü söz konusu ise organ nakli söz konusu olabilecek. Aksi mümkün değil ve üzülerek ifade ediyorum ki beyin ölümü sonrası geriye dönüş de mümkün değil.

Çok kısa bir süre sonra kalp atışı da duracağından hızlı karar vermek gerekmekte.

2238 sy. Yasa ile 18 yaşından büyük ve akli yerinde olan herkesin ölüm sonrası organlarının bir bölümü veya tamamını bağışlayabileceği düzenlenmiş.

Konunun inanç boyutu da bir bu kadar net. Zira Diyanet İşleri Başkanlığı organ naklinin  caiz olduğu hususunda 1980 senesinde fetva vermiş.

Kişilerin organ nakli konusunda çekimser davranması ve hatta refleks olarak aksi yönde tavır sergilemesi, bu yolda dini bazı bahaneler üretmesi anlaşılabilir bir durum. Fakat sorunun cevabı dinimizce de açık;

“Kim bir insana hayat verirse, bütün insanlara hayat vermiş gibidir.” (Mâide, 5/32)

Yeni bir yıl. Bembeyaz bir sayfa. Yeni kararlar zamanı. Listenize bunu da koyun.

En azından bir değerlendirmeye alın.

Dilerim 2013 sağlıkla, bereketle gelsin. 

Ben hem kendim hem de çevrem için iyi dileklerde bulunuyorum. 

Biliyorum ki sadece ben iyiysem yetmeyecek. 

Onların, yüzlerin, binlerin keyfi yoksa, yalnız bende olan ışık cılız bir pırıltıdan ibaret.

Fakat parlamak ancak birlikte mümkün.

İyi seneler..