Fener maçları asla sıradan maçlar değildir!

Hele hele 3 Temmuz sonrası hafife alınması gereken maçlar hiç değildir…

Üstüne üstlük Avni Aker’de dahi henüz hiç bir galibiyetimiz yokken…

Ve bu durumun üzerimizde oluşturduğu baskı ortadayken…

Bizi Fener’in değil bu baskının yendiğini hala anlayamamışken…

Süreçte oluşan nefret duygumuz ve kızgınlığımızın sağduyumuzun önüne geçmesine engel olamamışken…

Özellikle Avni Aker’de oynanan maçlar öncesi şehir olarak bir bütün halde bu maça hazırlık yapmamışken…

Rakibe karşı saha dışında hep savunmada kalmışken…

Demeç üstünlüklerimizi bile onlara teslim etmişken…

İlde görev yapan üst düzey bürokratlarımız bile bizi tam olarak anlayamamışken…

Bu maçın sadece 90 dakikadan ibaret olduğunu söylemek ne kadar gerçekçi iyi düşünmek gerekiyor.

* * *

Bu duygu ve düşüncelerle yeni bir Fener maçı arifesindeyiz!

Maçı kazanmanın tek yolu şike sürecinin intikamı şeklinde görmemektir.
Kendimize zarar veren saplantılardan kurtulmamız şart.

Takımda 2010-2011 şampiyonluk sürecini yaşayan Onur ve Mustafa Yumlu’nun dışında kaç oyuncumuz kaldı?

Bunun anlamı artık süreçle ilgili yeni bir sayfanın açılması gerektiğidir.

Türk futbolunda adalet kavramı ve temizlik hedefi doğrultusunda topluma ışık olacak yeni hedefler konulması gerekmektedir.

Şike sürecini bu güne kadar lehimize avantaj olarak kullanamadık.

Bundan sonrası için camiayı hedefler doğrultusunda yeni denizlere açmamız gerekiyor.

Oyuncu kadromuzun şike sürecinde yaşanılanlardan uzak olması işimizi kolaylaştırıyor.

Bu açıdan bakınca da maça gerektiği kadar motive olmalarını sağlamak daha kolay.

Geçmiş maçlara bakınca aşırı motivasyonun takım üzerinde yapmış olduğu baskının sonucu ortada.

* * *

Fener’in hocası İsmail hoca Trabzonspor’u çözemediğini söylüyor!

Kafayı takma be hocam…

Biz içerden çözemedik siz dışardan…

Pazar günü çözülecek olan sizsiniz.

Sizi ayakta tutan Avni Aker’de aldığınız galibiyetler.

Bu galibiyetler sizlere enerji verdi.

Bizler Avni Aker’de  oluşturduğumuz olumsuzluklarla farkında olmadan hep size destek verdik.

Önce Avni Aker’de sonra da hukuk karşısında çözülen taraf siz olacaksınız.

* * *

Hocamızın işine karışmak gibi bir anlayışımız yok ama sabırlı ve oyunu kontrol eden bir anlayışla oynaması gerektiğini düşünüyoruz!

Taraftar da bu konuda tam destek olmalı.

Galibiyetin en büyük paydaşlarından birinin taraftar olduğunu verilecek destekle gösterilmeli.

Geçmiş yıllarda seyirci destek vereceğim diye köstek olduğunu unutmuş değiliz.

* * *

Biz birçok noktada sayın başkanımızı eşleştirsek de 3 Temmuz sonrası Fener’i yenebilecek kadroyu kuran tek başkan olduğunu da vurgulamalıyız.

Sezar’ın hakkı Sezara…

Fener maçlarında her zaman tek hedef galibiyetse bu çok arzu edilen ve özlenen bir durum.

Belki de ilk kez şartlar bu kadar eşit.

Galip gelebilecek bir kadromuz var.

Kadro şişkinliği olsa da  hem genişliği hem de derinliği olduğu söylenebilir.

Kadroyla ilgili şüphe ve korkularımızı bir tarafa bırakarak sadece Fener maçına odaklandığımızda bu durumun keyfini sürmekte fayda var.

Bu maçı kazanabilmenin yollarından biri de korku ve çekincelerimizden uzak kalmak.

Zaten bu maç kazanılırsa –ki kazanacağız- hem takım olma yolunda hem de güvenimizin yerine gelmesi konusunda önemli bir adım atmış oluruz.

* * *

Sayın Valim, Sayın Emniyet Müdürüm…

Lütfen yanlış anlaşılacak açıklamalar yapmayın!

Devletin PKK’ya bile uyguladığı barış politikasını Trabzon halkından mahrum etmeyin.

Görevli memur arkadaşları mutlaka uyarın.

Görev anında attıkları twitlerde yazdıkları can acıtıyor.

Allah’a çok şükür Trabzon’da kamu görevlilerine onlara zimmetli hiçbir araç gerece Kadıköy’de ki gibi bir saldırı olmamıştır.

Trabzon halkı terörist muamelesi görmeyi hiçbir zaman hak etmiyor.