Özellikle şike sürecinden sonra yabancı oyuncu transferlerinde çok hatalar yaptık!

Yabancı oyuncular konusunda sil baştan yapılması gerekiyordu ve gerçekten radikal kararlar alınıyor.

Başkan ve ekibi bu konuda alkışı hak ediyor, yerli ağırlıklı transferlerle doğru olanı yapıyorlar.

◊◊◊

Giden oyuncularımızı değersizleştiren önemsiz kılan bizlerden başkası değil.

Bu oyuncular, milli takımlarında yüksek performanslar gösteren oyuncular.

Gelin görün ki bizde çoğu yedek kulübesine bile sığamadılar.

Antrenman oyuncusu olmaktan öteye geçemediler.

◊◊◊

En büyük şanssızlıkları  TS’a şike sürecinden sonra gelmeleri.

Geldiklerinde de kendilerini 3 Temmuz şike süreciyle  şok geçiren bir camianın içinde bulmalarıydı.

Hepsinin kaliteli ve piyasaları olan oyuncular olduğu bir gerçek.

Biz her zamanki gibi kolaycılığı seçerek kendi muhasebemizi yapmadan onları günah keçisi ilan ettik.

Bu oyunculardan yeterince performans alamamışsak kendimizi de sorgulamak zorundayız.

◊◊◊

Adamlar gittiler hala onları zorluyor ve kısır iç çekişmelerimize alet ediyoruz.

Yorumlarımız taraf olduğumuz başkanın transferlerine göre değişiyor.

Kulübün, camianın adamı olmak varken isimlerin peşinden sürükleniyoruz.

Şike sürecinde sadece kupa odaklı politika izlemenin sonucu bunlar.

Süreci kendimizi yenileme ve geliştirme adına bir fırsat olarak değerlendiremedik.

Gelişime ve değerlerimizin üzerine yeni değerler koyma konusunda sıkıntılarımız var.

Süreç bizi birleştireceği yerde ayrıştırdı.

Bu ayrışmada sosyal medyanın da etkisi çok fazla.

◊◊◊

Tartıştığımız konuya bakar mısınız?

Kaliteli oyuncular olsalar Çin veya Arap liglerine gitmezlerdi!

Bizans yıkılırken melekler dişi mi erkek mi tartışması yapıldığı söylenir tarihçilerce.

Biz de giden oyuncuların gittikleri ligleri tartışıyoruz.

Eto, Anzhi’ye; Anelka, Shangai Shenhua takımına transfer olmamış mıydı?

Gabriel Batistuta futbolu Katar’da bırakmadı mı?

GS, Drogba’yı nereden transfer etmişti?

Bırakın bu işleri…

◊◊◊

Önemli olan ten uyuşmazlığını gidermek ve  kasaya girdi sağlamak değil mi?

Yapılan da tam olarak budur.

Ne garip camiayız, doğruyu yapsalar da eleştiriyoruz.

Yaklaşık 50 milyon giriyor kasaya, yabana atılacak bir para değil.

Sadri başkana da, İbrahim başkana da teşekkürler.

◊◊◊

Olcan’a gelince, gönderilmesinin çok doğru olduğunu düşünüyoruz!

Zorla güzellik olmuyor, başkan da açıkladı kendisi gitmek istiyor diye.

Geçmişte böyle bir hatayı Colman’da yapmıştık.

Hem takım hem de kendisi zarar gördü.

Yalnız İbrahim başkanın, Olcan için “gerekirse A2 takımına göndeririz” açıklamasını çok talihsiz bulduğumuzu söylemek durumundayız.

Samimiyet!

◊◊◊

Başkan şimdi de gelecek sezon çifte kupaları almaktan bahsediyor!

İçinde bulunduğumuz durumla değil çifte şampiyonluk yaşamak çifte kavrulmuş fındık yemek bile zor.

Kendimize ait olanları hırpalıyor ve yok sayıyoruz.

Nasıl bir öze dönüş politikası izleniyorsa bize ait olan Tolunay, Ünal, Mustafa ve Hami hocaları yedik bitirdik.

◊◊◊

Takımın henüz imza atmamış  hocası, Vahit hocanın ilk açıklaması da bize çok ilginç geldi.

Sorunlu futbolcu istemiyormuş.

Hocam asıl sorunun nerede olduğunu çok yakında öğrenirsiniz!

◊◊◊

Bakın suyun üzerine değil köşemize yazıyoruz.

Vahid hoca, ilk yarı sonu gider!

Yanılmaktan mutluluk duyarız!

İddiamızın kaynağı yazdıklarımızın arka planında saklı.