Levent Tan

Levent Tan

Trabzonspor da Nobel alabilir!

BİR HAFTADA NE DEĞİŞTİ?

Trabzonspor, geçtiğimiz hafta oynadığı Fenerbahçe karşılaşmasının tam tersi bir karakter sergileyerek Göztepe'yi sahasında perişan etti.

Koştu, bastı, top yaptı, top kaptı. Kaleye gitti, kaleciyi zorladı, golü çok istedi.

İyi ama bir haftada Trabzonspor'da ne değişti?

Ekonomi desen aynı... Hâlâ Trabzonspor'un ekonomisi ve ekonomi politikası iflas etmiş durumda!

Sistem, taktik, disiplin desen o da aynı... Herhangi bir oyun bilinci, futbol kurgusu yok. Bir karakter, bir taktik disiplin ortaya koyamıyor!

E ne oldu bir haftada Trabzonspor'a?

Cevap; motivasyon!

Trabzonsporlu futbolcular Göztepe maçına çıkarken akıllarında sadece ''oynamak'' ve ''kazanmak'' vardı. 90 dakika boyunca hiçbir futbolcunun aklı saha dışındaki olaylara odaklanmadı. Hepsi saha içinde kaldı, hepsi oyunu düşündü, hepsi kazanmayı istedi.

Fark bu...

Trabzonspor'un aklında sadece futbol oynamak olunca bile bu denli farklı bir görüntü çiziyorsa, düşünün bir sistem, bir amaç veya bir futbol karakterini oynamayı hedeflerse neler neler yapar!

KEŞFEDİLMEMİŞ BİR BİLGİ

Trabzonspor'un mevcut kadrosundaki futbolcuların %80'i fizik üstünlükten ziyade teknik ve futbol zekası yüksek oyuncular. Kadrosunda iyi pas yapan, iyi pasları görebilen, ''çizgi dışı'' oynamayı isteyen ve akıla dayalı bir takım oyununu arzulayan futbolcuları var. Yerden oynamayı, pasla oynamayı, derinlemesine ve rakibi zekasıyla hamlesiz bırakmayı seviyorlar.

Bu tarz futbolda Trabzonspor'a en yakın ve en iyi takım Barcelona... Ve ''başlangıç'' seviyesinde Trabzonspor ile Barcelona arasındaki en büyük fark ise kaleye gönderdikleri şut!

Trabzonspor'un, Göztepe maçında gole en çok yaklaştığı pozisyonların tamamına yakını duran toptan, orta yaparak ve kafa vuruşuyla... Hemen her takımın karşısında duvar örerek oynadığı Barcelona'nın ise bu sezon attığı 69 golden sadece 6 tanesini kafayla.

İşin başındaki, işin en iyisi bile bu yöntemi nadiren tercih ederken Trabzonspor her pozisyonu, her pas oyununu, her atağını ceza sahasına yapılan ortayla sonuçlandırmak istiyor.

Duran toptan ve ortalayarak kafa golü atmak, futbolda kazanmak için var olan yöntemlerden biri. Ancak ''tek yöntem'' veya ''en iyi yöntem'' değil. Ceza sahasına girmek, ceza sahasında olmak, şut çekmek, şut çekebilecek bir alan yaratabilmek günümüz futbolunda keşfedilmemiş bir bilgi de değil.

İçinde şut olmayan mantalite Trabzonspor'u bir hafta kurtarır, bir hafta ''iyi oynadık ama kazanamadık'' seviyesinde bekletir.

Kaldı ki her takım da Göztepe gibi savruk, dağınık ve bol bol duran top kazandıracak kadar bilinçsiz değil!

SOSA'NIN SEVİYESİ

Gerçekten inanılmaz bir futbolcu Sosa... İzlerken hem mutlu oluyor, hem zevk alıyor hem de ''Neden herkes bu seviyede değil?'' diye hayıflanıyoruz!

Hayıflanıyoruz ama elimizdekiler için ne yapıyoruz?

Trabzonspor'un kadrosunda Okay Yokuşlu, Yusuf Yazıcı ve Abdulkadir Ömür gibi 3 genç yetenek var. Mücadele ediyor, çabalıyor ve ''daha iyi'' için gece gündüz çalışıyorlar.

Trabzonspor, yarın hayıflanmamak adına artık bu üç futbolcusu için başka bir yol çizdiğini göstermeli.

Abdulkadir ve Yusuf, Allah vergisi yeteneklerini geliştirme sürecinin hâlâ başında... Ancak; çok net gözüküyor ki gelişimleri durmuş vaziyette... Okay ile birlikte bir üst seviyeye çıkmalı ve şimdiden oradaki futbolu öğrenmeliler!

Bana göre Trabzonspor bu futbolcuları satarak para kazanmak yerine eğiterek Türkiye'nin geleceğini kazanmayı düşünmeli. Kulübün önceliği İngiltere, Almanya, Hollanda veya İspanya gibi futbolun bilimle, ilimle yönetildiği ülkelerde bu futbolcuları eğitmek olmalı.

Gerekirse parasını Trabzonspor ödesin yine de bu gençler Avrupa'da futbolun teknik, taktik ve yeni nesil felsefesini öğrensin.

Yoksa çok daha ''Eyyy gidi Gökdeniz, Fatih... Eyyy gidi Yusuf, Abdulkadir'' diye hayıflanırız!

KAMİL AHMET NE OLACAK?

Trabzonspor sol bek arıyordu, çıktı oynadı... Alınan transferi düşündürdü.

Trabzonspor'da sağ beki eksikti, çıktı oynadı... Sözleşmesi uzatılan oyuncuyu sorgulattı.

Kamil Ahmet Çörekçi son haftalardaki iştahı, arzusu, takıma dahil olma ve formayı kazanma isteğiyle pırıl pırıl parlıyor. Verilen her görevi yaptı, her pozisyonda elinden gelenden fazlasını ortaya koymaya çalıştı.

Peki haftaya ne olacak?

Pereira dönüyor, Novak yerinde... Kamil Ahmet bekte mi kalacak yoksa kulübede mi bekleyecek?

Rıza Çalımbay için zor kararlardan biri...

Oyuncunun verimliliğini düşürmek, isteğini, iştahını ve hevesini kırmak yerine adil rekabeti sağlayıp hak edene formayı vermek gerektiğini düşünüyorum.

Bakalım Çalımbay'ın tercihi ne yönde olacak!

TRABZONSPOR DA NOBEL ALABİLİR!

Hafta sonu Trabzonsporluları gururlandıran bir fotoğrafla karşılaştık. Türkiye'nin en önemli bilim insanlarından Aziz Sancar, Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun öncülüğünde Trabzonspor camiasına bordo mavili formayla girişi yaptı.

Herkes yakından takip etmeyebilir... Aziz Sancar DNA'nın yenilenmesi üzerinde yaptığı çalışmalarla Kimya dalında Nobel ödülü sahibi. Sancar'ın çalışmasına göre dünyadaki ışınlar, radyasyon veya yediğiniz, içtiğiniz, yaşadığınız hayata göre çeşitli seviyelerde bozulan DNA, ''kesme - yenileme'' yöntemiyle kendini onarıyor. Ancak, şöyle bir sorun var ki DNA bu onarma sürecinde ''iyi'', ''kötü'' - ''doğru'', ''yanlış'' ayrımı yapmıyor. Zaten en büyük mesele de DNA'ya ''iyi'' - ''kötü'' ayrımını yaptırabilmek. Sancar'ın çalışması bir adım ileri taşınabilirse kanser araştırmaları ve tedavilerinde çok büyük bir ilerleme sağlanacak.

Trabzonspor'un genetik yapısı için de benzer bir sorun mevcut. Yıllar içinde yönetimlerle, yöneticilerle, futbolcularla, futbolcu tercihleriyle, siyasi etkilerle veya toplumsal tepkilerle DNA'sı sürekli zarar gören Trabzonspor, her seferinde kendi kendini yenilemeye çalışırken bazı ''kötü'' genleri de iyileriyle birlikte onardı.

Genetiği, kimliği, karakteri, nesilden nesile güçlenerek gelen müthiş kodları bulunan Trabzonspor maalesef zaman içinde yaşadığı yıpranmaları onarırken ''yanlış'' hücrelerin de yenilenmesini durduramadı.

Kulübün bir adım ileri gitmesini engelleyen, sürekli filmi başa sarmasına neden olan, her seferinde yaptığı düzelmeleri kaybederek ''kötü'' hücrelerin yeniden kanser oluşturmasına sebebiyet veren DNA'sındaki bu onarımı durdurabilirse... Kim bilir belki Trabzonspor da NOBEL alabilir.

YAZIYA YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR