Kendine göre; TS’u en çok seven O!
Kendine göre; gelmiş geçmiş en iyi başkan O!
Kendine göre; çıkar sağlamayan tek başkan O!
Kendine göre; tarihin en iyi kadrosunu kuran O!
Kendine göre; hatalı olan gönderdiği hocalar, hatasız olan O!
***
Bize göre de, İbrahim Hacıosmanoğlu’nun kavanoz dipli dünyadan hiçbir farkı yok!
Her ikisine de güven duymak mümkün değil.
Her ikisi de insan öğütme makinesi mübarek.
Her ikisi de vefasız.
***
Bu kez filmin adı Ersun hoca.
Yapımcıda, yönetmende ve anlayışta değişiklik yok.
Öğütülme sırası Ersun hocaya geldi!
Onun da suyu ısınmaya başladı.
İçinde bulunduğu durum Hami ve Mustafa Hocanın gönderilme sürecinden farksız.
***
Başarısızlıktan payını almayı kabul edemezler.
“Vahit hocayla geldik Vahit hocayla gideriz” demelerine rağmen gitmezler.
Sonra biz sözümüzün eriyiz, mert adamlarız diye hava basarlar.
Şairin dediği gibi “Hava bedava, su bedava…”
Hava basmak da “besbedava”.
Ancak yalnızlığa demir attıklarının farkında bile değiller.
***
Çok yakında, merak etmeyin eli kulağında!
Vahit hocayı bir tarafa bırakıyoruz.
Dün Tolunay hocayı, Mustafa hocayı, Hami hocayı gönderdi.
Yarın da Ersun hoca gidecek.
Özeleştiri yapmayan anlayışların tarzı faturayı başkalarına kesmek olur.
***
Bizce Vahit hoca sorunluydu, camiaya saygısı yoktu!
Tolunay hocanın, Mustafa hocanın, Hami hocanın suçu camianın içinden olmaları mıydı?
Peki, Ersun hocanın suçu?
***
Sorun her zaman söylediğimiz gibi 3 Temmuz sonrası iyi yönetilememek!
Süreç bizi birleştirmesi gerekirken ayrıştık, kendimizle kavgalı duruma geldik.
Hem Sadri başkanın hem de İbrahim başkanın özeleştirilerini yapmamaları günah keçileri olarak hep oyuncu ve hocaların görülmesi oldu.
Hele İbrahim başkanın bu kadar çok hoca değiştirmesi akla hayale sığacak gibi değil.
***
İbrahim başkanın kendisinden başka kimseyi düşündüğü yok!
Başarısızlığı hariç her şey kendine odaklı.
Bir tek başarısızlık ona ait değil.
Koltuğa sarılmak böyle bir şey olsa gerek.
Yoksa lafı geldiğinde “Koltuk ve makam peşinde değiliz” demek değil.
“Ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz.”
***
Yine Ziya Paşa’dan bir beyitle bitirelim.
Pek rengine aldanma, felek eski felektir.
Zira feleğin meşreb-i nazası dönektir.
