Prof.Dr. Osman Bektaş

Prof.Dr. Osman Bektaş

Denizin kara, karanın para ettiği dönem!

256.jpg

a-002.jpg

Gelişigüzel yapılan kıyı talanı, gelecek kuşağa yapılmış, telafisi mümkün olmayan, en büyük haksızlık ve insanlık suçu olacaktır.

Tüm dünyada denizin para ettiği bir dönemi yaşıyoruz!

Hızla artan nüfus ve insanların sahil şehirlerinde yaşama arzusu nedeniyle kabına sığmayan büyük şehirler, gözlerini denizden kazanılacak arsalara dikmiş durumda.

Talep o kadar büyük ve arzulu ki, çevrecilerin idealisttik direnimi önemli ölçüde kırılmış ve çevreciler açısından tavizkar bir duruma dönüşmüştür.

‘Denizi dolduramazsınız’!

Bu slogan artık yerini daha gerçekçi bir yaklaşım olan:

 ‘Denizi doldururken doğayı fazla tahrip etmeyin’ ricasına bıraktı.

 

SİYASİ AVANTAJINI KULLANAN RİZE

Uluslararası örnekleri dikkate alan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, tahrip edilen kıyıları kurtaracak çalışmayı 2015 sonuna kadar tamamlamayı planlıyor!

Sözüm ona hoyratça kıyı talanına çevrecilerin yanı sıra devlette dur demeye hazırlanıyor.

 

Hal böyle iken, Bakanlığın gelecekteki yaptırımlarından önemli ölçüde sıyrılarak deniz üzerinde ikinci bir Rize ilini kurmayı amaçlayan Rize Belediyesi, geçmişte olduğu gibi elini çabuk tutmayı!!!!!!  bir kez daha becerdi.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Rize Belediyesi öncülüğünde projelendirilen 'Büyük Rize Projesi'nin yapımı için ön görülen 3 bin dönümlük denizalanın doldurularak karaya katılması kapsamında hazırlanan Dolgu İmar Planı’na onay verdi.

Tıpkı 1960 yıllarında ilk dolgu projesinde olduğu gibi.

Tarih tekerrürden ibarettir derler ya, umarız ki Rize birinci deniz dolgusunun olumsuz yönlerini iyi görür ve ikinci dolgu işleminde de ona göre önlem alır.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı İrfan Uzun’un söylediği doğru söz:

‘Rize'de yıllar önce deniz doldurularak kazanılan ve yaklaşık 70 bin kişinin yaşadığı alandaki binaların bodrum katlarında sızan deniz suyu nedeniyle demirlerin korozyona uğraması beni korkutmaktadır’.

Dolgu alanındaki binaların kentsel dönüşüm kapsamına alınması gerektiğini vurgulayan Müsteşar yardımcısı Uzun’un söylediği yanlış ikinci söz ise:

‘Rize'nin en büyük şansının deprem kuşağında olmaması’?

Oysa sahile paralel uzanan Rize Fayı, Uluslararası Deprem Tehlikesi Haritalarına göre, 6.6 büyüklüğünde deprem üretebilecek niteliktedir.

Öte yandan deniz dolgu tekniğinde gelinen son nokta şu gerçeğin bir kez daha altını çizmektedir:

‘Jeolojik çalışmalar ne kadar ayrıntılı yapılırsa yapılsın, laboratuvar deneyleri ne kadar doğru olursa olsun, dolgu alanında inşa edilen yapılar için bir tehdit unsuru olan ve ön görüsü olmayan oturmalar ve veya çökmeler kaçınılmaz olabiliyor’.

RİZEYİ TRABZON TAKİP EDİYOR

Doğu Karadeniz Bölgesinde hinterlandı en dar olan Rize, denizden yer kazanma hadisesinde öncü, acili yeti olan bir ilimizdir.

Daha geniş hinterlanda sahip olan Trabzon ise, Rize’nin birinci dolgu projesini 50 yıl gecikmeyle takip eden ve denizden yer talebinde bulunan iştahı kabarık bir diğer sahil ilimizdir.

Karadeniz sahilinin bu günkü doğal girintili çıkıntılı mimari yapısının oluşmasından bölgenin farklı doğrultuda uzanan fayları ve bloklu yapıları sorumludur.

Zamanla, bu günkü sürdürülebilir deniz doldurma politikası sayesinde Karadeniz kıyı haritasının değişeceği, yapay bir kıyının oluşturulacağı da bir gerçektir.

Özetle artan nüfus ve şehirleşmeye bağlı olarak, tüm dünyada olduğu gibi, Karadeniz sahilinde de, zorunlu denizden yer kazanma politikası, gün geçtikçe daha da önem kazanmaktadır.

GELECEK KUŞAĞA SAYGILI OLALIM!

Ancak istismara açık olan deniz doldurma olayında sahillerimiz ivedilikle uygulanabilir yasal düzenlemeler ile teminat altına alınmalıdır.

           • Nüfus yoğunluğu oldukça artan sahil bölgeleri.

          • Ekonomik olarak aşırı  büyüyen sahil yerleşim alanları

          • Yerleşim alanı (hinterlant) dar olan sahil bölgeleri.

          • Denizden kazanılan yerin karadaki arsadan birkaç 10 kat daha ucuz olacağı yerler.

          • Denizde kurulacak tesisin karada kurulmasının imkânsız olduğu durumlar.

          • Uzun dönem şehir planlamasını geleceğe yansıtan büyük iller de çağdaş teknikle denizden yer kazanma gündeme gelebilir.

Aksi takdirde gelişigüzel yapılan kıyı talanı, gelecek kuşağa yapılmış, telafisi mümkün olmayan, en büyük haksızlık ve insanlık suçu olacaktır. 

tev-005.jpg

YAZIYA YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.