Cumhuriyet Gazetesi geçtiğimiz gün ‘Trabzonspor’a kıyak kredi’ başlığıyla bir haber yayınladı.
Dikkat ettim.
Her tv kanalında konuşan, heryere söz söyleyen, kulübün resmi internet sitesine ufacık bir olayı bile taşıyıp gündem yapan, sosyal medyayı süratle kullanan Trabzonspor yönetimi bu konuyla ilgili çıtını çıkarmadı.
Evet.
Bu büyük bir iddia!
Yenilir yutulur cinsten değil.
İddiaya göre kulüp 16 futbolcuya yaklaşık 95 milyon TL bonservis ödedi. Ortada olmayan bir teminatla çekilen kredi için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı devreye girdi.
Bu konuya hala Trabzonspor Kulübü Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu açıklık getirmedi.
Getirmesi gerekiyor.
Sessizliği doğruluğunu gösteriyor ki o zaman şu sorular cevap bekliyor;

* Şike konusunda Trabzonspor hukuk kurulu avukatlarından Nusret Yılmaz, ‘Başkanın kapısında yattım. 'UEFA ve FİFA'ya şikayet konusunda 4 gün sayın başkanın kapısında yattık. Sonuç alamadık!’ demişti. Davaya müdahil olmayışınızın diğer bir deyişle Trabzonspor’un hakkını savunmayışınızın sebebi bu kredi mi? Bu krediyi almak için miydi?

* Devam eden süreçte Aksaray’a tutmanız gereken sözlerin bazılarını yerine getirmediniz mi?

* Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan aylardır randevu talep ediyorsunuz. Sizi her defasında geri çevirmesinin nedeni çekilen bu kredi nedeniyle aranızın açılması mı? Verdiğiniz bazı sözleri tutmayışınız olabilir mi?

* Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şike soruşturması ile ilgili, ‘Kurumlar ve kişiler ayrılsın!’ sözü size neyi ifade ediyor?

* Sadri Şener döneminde tesisler gösterilerek ipotekle kredi çekilmişti. Şimdi siz bunun belkide 20 katını yaptınız. Trabzonspor’un gelecek 5 yılda nasıl bir mali sıkıntıya gireceğini hesapladınız mı?

Son olarak;
Bunun için miydi havanız?