Her yönüyle sıradan bir galibiyetin tüm özelliklerini taşıyan bu maçta, Trabzonspor’un on kişilik Başakşehir karşısında aldığı 4-3’lük galibiyet futbol adına değil de sonuç adına güzeldi.
Kağıt üzerinde olasılıklar Trabzonspor’un lehine gibi görünse de yetmiş dakikadan uzun süren sayısal üstünlük, rahat bir akşamın yolunu açmalıydı.
Sadece taktiksel değil, aynı zamanda zihniyet sınavı da verildi.
Hakkını teslim etmek gerekirse, Trabzonspor muazzam bir karakter sergiledi. Birkaç kez geri düşmelerine rağmen kazanmayı bildiler.
Ernest Muci’nin uzatmalardaki galibiyet golü, takımın asla pes etmeyen ruhunun bir göstergesiydi. Oyuna sonradan girmesi belirleyici oldu ve son anlardaki soğukkanlılığı bir puanla üç puan arasındaki farkı yarattı.
Ancak hücumdaki tüm yeteneklere rağmen, savunmadaki zaaflar apaçık ortadaydı. On kişiyle oynayan bir takımdan üç gol yemek, şampiyonluk adayı bir takımın ayırt edici bir özelliği olmamalıdır ki daha güçlü rakiplere karşı bu tür hatalar da pahalıya mal olabilir.
Bu maç hem dramatik anlarıyla hatırlanmalı hem de bir uyarı niteliğinde dikkate alınmalı.
Bu tür galibiyetler moralleri yükseltebilir ancak devam eden yapısal sorunları da örtmemelidir.
Bu bağlamda,
Trabzonspor’un artık reaksiyon veren değil, oyunu yöneten bir kimliğe bürünmesi gerekiyor. Mücadele ruhu önemli ama şampiyonluklar, disiplin ve yapı ile kazanılır. Bu galibiyet alkışı hak ediyor ama aynı zamanda ciddi bir özeleştiriyi de.
Hamza Sivrikaya