Türkiye’deki yapı stokunun önemli bir kısmını eski binalar oluşturuyor. Bu binaların büyük bölümü, inşa edildiği dönemdeki teknik şartnamelere göre yapılmış olsa da günümüz enerji verimliliği standartlarını karşılamıyor. Son yıllarda ısı yalıtım malzemeleri ve modern uygulama tekniklerinin gelişmesiyle birlikte, eski yapılarda yalıtım yaptırmak yalnızca mümkün değil, aynı zamanda oldukça kazançlı bir yatırım haline geldi.
Uzmanlara göre, eski binalarda yapılan doğru bir yalıtım uygulamasıyla enerji tüketiminde yüzde 40’a varan tasarruf sağlanabiliyor. Bu durum hem hane bütçesine hem de çevreye katkı sunuyor. Ayrıca yalıtım, sadece ısı kaybını önlemekle kalmıyor; nem, küf ve rutubet gibi yaşam kalitesini olumsuz etkileyen sorunların da önüne geçiyor.
Yalıtım alanında faaliyet gösteren UKS Yapı yetkilileri, “Eski binalarda yalıtım uygulaması yapılırken doğru malzeme seçimi ve profesyonel uygulama çok önemli. Her yapının bulunduğu bölge, cephe yönü ve mevcut duvar yapısı analiz edilerek uygun ısı yalıtım malzemeleri belirlenmeli,” diyor.
Enerji fiyatlarının artmasıyla birlikte, yalıtım yaptırmak artık bir lüks değil, ihtiyaç haline geldi. Özellikle kış aylarında yüksek doğalgaz faturalarıyla karşılaşan apartman sakinleri, dış cephe mantolama ve çatı izolasyonu gibi çözümlerle ciddi oranda tasarruf elde ediyor. Yaz aylarında ise iç mekânların daha serin kalması sayesinde klima kullanımı azalıyor.
UKS Yapı, eski binalarda yapılan yalıtım uygulamalarıyla birçok projede başarılı sonuçlar elde ettiklerini belirtiyor. Firma, kullandıkları yüksek performanslı ısı yalıtım malzemeleri sayesinde, yalnızca enerji tasarrufu değil, aynı zamanda binaların estetik görünümünü de iyileştirdiklerini vurguluyor.
Kısacası, eski binalarda yalıtım yaptırmak sadece bugünün enerji maliyetlerini düşürmekle kalmıyor; aynı zamanda geleceğe daha sürdürülebilir ve konforlu bir yaşam alanı bırakmak anlamına geliyor.
