TBMM’de gündem dışı söz alan CHP Giresun Milletvekili Bülent Bektaşoğlu, ilginç bir bakanlık önerisinde bulundu. Türkiye’nin üç tarafı denizlerle çevrili olduğuna ve 27 ilin deniz kenarında bulunduğuna dikkat çeken Bektaşoğlu, “Ülkemiz hiçbir ülkenin sahip olmadığı denizcilik geçmişine, kültürüne ve deniz kaynaklı pek çok üstün özelliğine rağmen bu potansiyelini koruyamamakta, değerlendirememekte, bir farklılık oluşturamamaktadır. Ülke olarak denizlerimizden ulaşım, beslenme, ticaret, kara bağlantılı taşımacılık, turizm, enerji gibi alanlarda yararlanamıyoruz. Deniz kaynaklı bir ekonomik kalkınma ve gelişme ortaya konulamıyor. En önemlisi de deniz ürünleriyle beslenemeyen bir milletiz” dedi.

Denizlerde, özellikle Karadeniz’de evsel, kimyasal endüstriyel atıklar ve HES kaynaklı kirlilik olduğunu söyleyen Bektaşoğlu, bu nedenlerden ötürü balık türlerinin yok olma aşamasına geldiğini ve 500 metreden sonra hayat olmadığını kaydetti. “Su duruyor, biz bakıyoruz. Kirletiyoruz, yok ediyoruz, denizlerimizi hayatımızın sürdürülmesine ve çevreye katkı sunan bir özelliğe de büründüremiyoruz” diyen Bektaşoğlu, “Bunun birçok nedeni var. Ama öncelikle ülke içinde örgütlenmiş bir denizcilik veya balıkçılık bakanlığının olmaması, devletin kurumsal yapısı içinde denizlerimizin tek başına temsil edilmemesi büyük bir handikap. AK Parti denizleri Ulaştırma ve Haberleşme Bakanlığına, suyunu, içindeki canlıları Orman ve Su Bakanlığına, korumasını Çevre ve Şehircilik Bakanlığına, denetimini de Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına devrederek tam bir sorumsuzluk örneği sergilemektedir. Yetki böyle dağıtıldığından kimse sorumluğu da üzerine almamaktadır. Bu keşmekeş artık sona erdirilmelidir. Bugün denizlerimiz ve balıkçılığımız ne yazık ki kendi kaderine terk edilmiştir” ifadelerini kullandı.

Balıkçıların yüksek fiyatlı yakıt, malzeme fiyatlarındaki artışlar nedeniyle kredilerini, borçlarını ödeyemediklerini, banka, icra kıskacında olduklarını, teknelerinin bağlandığını ve denize açılamadıklarını savunan Bektaşoğlu, “Denizlerimizi iki yıl nadasa bırakmalıyız. Buna sadece Türkiye değil, denizlerimize kıyı ülkeler de yapmalı. Bu süredeki doğacak mağduriyetleri de devlet finansa etmeli, balıkçılarımıza maddi destek sağlanmalıdır. Kısa sürede yapmamız gerekenlerden birisi de balıkçılarımıza bankalar ve diğer kuruluşlardan aldıkları borçların ertelenmesi yoluna gidilmeli ve teşvikler verilmesidir. Bütün barınaklar, çekekler, limanlar balıkçılığı, tekne yapım, bakım ve onarımını da kapsayacak şekilde düzenlenmelidir. Balığın ucuz ve kolay biçimde kentlerimize ulaşması için bazı illere, ki bunlardan bir tanesi de Giresun’dur balık toptancı halleri kurulmalıdır. Balığın ve deniz ürünlerinin mamul olarak işlenmesi için endüstrisine, iş ve istihdam yaratmasına dönük çalışmalar yapılmalıdır” diye konuştu.