Kılıçdaroğlu: Sonuna kadar takipçisi olacağız

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bizim il başkanımıza kahpece saldıranlara şunu söylüyorum; size tasmayı takanlara sakın güvenmeyin. Sonuna kadar takipçisi olacağız" dedi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM'deki grup toplantısında yaptı

Kılıçdaroğlu: Sonuna kadar takipçisi olacağız

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bizim il başkanımıza kahpece saldıranlara şunu söylüyorum; size tasmayı takanlara sakın güvenmeyin. Sonuna kadar takipçisi olacağız" dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM'deki grup toplantısında yaptığı konuşmada terör konusunun insanlık suçu olduğunu belirterek, "Bütün insanlığın ülkesi ne olursa olsun orada yaşayan vatandaşların kimliği, inançları ne olursa olsun teröre karşı bütün insanların ortak tavır takınması gerektiğini hep söylerim. Pakistan'da bir olay oldu. Lunaparkta bombalar patlatıldı. Çok sayıda Pakistanlı kardeşimiz hayatını kaybetti, gencecik çocuklar, küçük çocuklar. Pakistan'ın bizim için ayrı bir özelliği var. Milli Kurtuluş Savaşı sırasında Pakistanlılar para toplayarak Mustafa Kemal Atatürk'e maddi destekte bulunmuşlardır. Yani bizim ulusal Kurtuluş Savaşımıza Pakistanlılar'ın da alın teri vardır. Onların acılarını yürekten paylaşıyoruz. Bizim üstümüze düşen görev varsa onu yerine getirmeye de hazır olduğumuzu Pakistanlı kardeşlerimize duyuruyoruz. Teröre karşı mücadele, ortak insanlığın mücadelesidir. Bu mücadeleyi ben de vereceğim, siz de vereceksiniz, Pakistanlı da, Fransa, Belçika, Almanya, Rusya herkes vermek zorundadır. Bu konuda ortak tavır takınmak zorundayız. İnsanlığı terör ayıbından kurtarmamız gerekiyor" diye konuştu.

"SİZE TASMAYI TAKANLARA SAKIN GÜVENMEYİN"

CHP Düzce İl Başkanı Zekeriya Tozan'a yumruklu saldırıya değinen Kılıçdaroğlu, "Terör şimdi başka bir şekilde ortaya çıkmaya başladı. Düzce İl Başkanımız takip ediliyor. Gelip arabasına vuruyorlar. Ne oldu diye arabadan iner inmez üç kişi saldırıyor. Birisi de kameraya alıyor. Osmanlı'nın torunları olduklarını söylüyorlar. Sizin kimin torunu olduğunuzu bilmiyorum ama kesinlikle Osmanlı'yla bir ilginiz yok sizin. Osmanlı'yı kullanıyorsunuz siz. Osmanlı yürekli adamdır, namuslu adamdır, mazlumdan yanadır. Siz hırsızdan yana, yolsuzluktan yana tavır koyuyorsunuz. Bizim il başkanımıza kahpece saldıranlara şunu söylüyorum; size tasmayı takanlara sakın güvenmeyin. Sonuna kadar takipçisi olacağız. Hep beraber il başkanımızın yanındayız. Biz onları Düzceli kabul etmiyoruz. Onları insan olarak da kabul etmiyoruz. Çünkü Düzceli saygıdeğer bir insandır. Nereden besleniyor bu şiddet? Bunun önüne geçmek zorundayız. Olayın arkasında kimler var onu da yakından takip edeceğiz" ifadelerini kullandı.

"ÇOCUKLARIN CİNSEL AÇIDAN İSTİSMARI ARTIŞ ORANI YÜZDE 434"

Bütün bu olayların temelinde bozulan ahlak kuralları olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Ahlakı neredeyse çöp sepetine attılar. Ahlaklı adamın suçlandığı bir sürecin içerisine girdik. Toplumda ciddi bir yozlaşma başladı. Hırsızların makam yükselttikleri, namuslu insanların da korkudan sokağa çıkamadığı bir sürecin içine girdik. Bütün bunların tamamı üzülerek ifade ediyorum, Müslümanlık adına yapılıyor. Müslümanlık öyle bir şey değildir. Şiddet, hırsızlık, ahlaksızlık asla değildir. Sevgi ve hoşgörü üzerine inşa edilmiştir Anadolu Müslümanlığı. Ahlakı temsil edecek kişiler toplumun önderleridir. Toplumun önderi konumunda olan kişi ahlaklıysa toplum onu örnek alır. Biz neden illa diyoruz ki siyasi ahlak yasası getirilsin. Çünkü siyasetçi ahlaklı olmalı. Parlamentoya ahlaklı, kul hakkı yemeyen insanlar gelsin. Siyasi ahlakı biz özellikle bunun için istiyoruz. 14 yılda ne oldu? Kadına yönelik şiddet yüzde bin 400 arttı. Bu kadınların günahı ne? Şehit gelir anneler ağlar, çocuğu işsizdir anne tasalanır. Yoz kültür buraya getiriyor. Ülke yönetilmiyor. Uyuşturucu yaygınlaştı. Her 5 evlilikten biri boşanmayla sonuçlanıyor. Çocukların cinsel açıdan istismarı artış oranı yüzde 434. Bir toplumdaki yozlaşmayı bundan daha güzel anlatan bir rakam yoktur. Nasıl oluyor da Türkiye bu hale geliyor? En son olay Karaman'daki. Biz ne yaptık hemen milletvekillerimizi gönderdik. Çocuklarımızı ve ailelerini koruyun dedik. İki gerçek ortaya çıktı. Birisi şu; çocukların cinsel istismara uğradığı o yurtların kime ait olduğunu oradaki hiçbir kamu görevlisi söylemiyor korkudan. Kimin bu yurtlar? İkinci gerçek; dernekler ve vakıflar ilk ve ortaöğrenim düzeyinde yurt açamazlar, çünkü yasak. Yasaksa bunları nasıl açtılar? Bu ülkede devlet, hükümet, valisi, başbakanı yok mu? Peki bu yurtlara nasıl izin verdiniz? Kim izin verdi?"

"DAVUTOĞLU'NA SORMAK İSTERİM, O ÇOCUK EVLERİNİ PARALEL YAPI MI AÇTI?"

Karaman'daki olayın ortaya çıkmasının ardından bakanların yaptığı açıklamaları hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, "Buna bir kere rastlanmış olması hizmetleriyle ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz'. Çocuklarımızı düşünmüyor, vakfı düşünüyor. Sanane vakıftan, bırak onu savcı araştırıyor zaten. Sen o çocukları nasıl o hale getirdin bunun hesabını vereceksin. Utan utan bir de sen annesin. Nasıl böyle bir dil kullanabilirsin? Davutoğlu Manisa'da konuşuyor, "Karaman'da yaşanan olaydan haberimiz var. Bu davanın ve çocukların takipçisi olacağız." Günaydın beyefendi demek ki haberiniz olmuş. Eyvallah takipçisi olursanız önce ben sizi tebrik ederim. Peki bu yurtların açılmasına kim izin verdi? Sayın Davutoğlu yasa dışı bu yurtların açılmasına kim izin verdi? Başka bir alana atlıyor; "Davası insan yetiştirmek olan bir vakfı karalamak da ayrı bir ayıp. Paralel yapı öncülüğünde kirli bir algı siyaseti yürütülüyor." Lafa bakın, ya 45 çocuğa tecavüz edilmiş, bu kalkmış hala paralel yapıdan. Sen değil miydin bu paralel yapı da aslında çok güzel, ikisi paralel, zaten aynı yolda gidiyorlar ikisi paralel. Sizin fikriniz paralel değil miydi? Ağabeyi ne diyordu, "Ne istediniz de vermedik" diyordu. Sana adam gibi soruyorum Sayın Davutoğlu, onlar ne istediler, siz neleri verdiniz çık şu millete anlat. Sayın Davutoğlu'na sormak isterim, o çocuk evlerini paralel yapı mı açtı? O çocuk evlerindeki öğretmenleri paralel yapı mı görevlendirdi?" diye konuştu.

"TÜRKİYE BU AYIPTAN KURTULMAZSA YENİ MAĞDURLAR ÇIKACAKTIR"

Milli Eğitim Bakanı Avcı'nın "Soruşturmalarımız devam ediyor. MEB olarak bizim ne yapmamız gerekiyorsa biz onu yapıyoruz" sözlerine değinen Kılıçdaroğlu, "Açıkça sana söylüyorum Sayın Bakan, yasaların sana verdiği görevi sen yerine getirmiyorsun? Sana verilen görev yerine getirilmemiştir. Bu işin asıl sorumlusu MEB'dir. Biz çocuklarımızı kime emanet ediyoruz eğitim için? Milli Eğitim'e emanet ediyoruz. O çocukların bir numaralı sorumlusu MEB değil midir? Niçin şimdi hepsi tornistan ettiler o yurtlar bize ait değildir diye. MEB bu olaya bütün ayrıntılarıyla girmek ve toplumu aydınlatmak zorundadır. Sayın Davutoğlu bu evlerden Türkiye genelinde kaç tane var? Bana gelen bilgi 10 binin üstünde. O çocuklara orada ne yapılıyor, ne ders veriliyor? Fakir, yoksul ailelerin çocukları bunlar. İyi bir din eğitimi alsın diye gönderiliyor. Bunun üzerine sonuna kadar gideceğiz. Önce araştırma komisyonu teklifimizi reddettiler, sonra kabul etmek zorunda kaldılar kamuoyunun baskısı nedeniyle. Karaman'da tecavüz olayı yaşanırken MEB'de bir genel müdür olayı örtbas edecek bir tweet atıyor. Türkiye bu ayıptan kurtulmazsa yeni mağdurlar çıkacaktır. Türkiye bu ayıptan kesinlikle kurtulmalıdır" şeklinde konuştu.

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler