Prof.Dr. Osman Bektaş

Prof.Dr. Osman Bektaş

"Şehir hastanelerinden önce taşıyıcı dolguların performansları sorgulanmalıdır!"

Doğu Karadeniz Bölgesinde 1960’lı yıllardan beri denizden yer kazanma anlayışı ve yönteminde köklü bir değişiklik olmamıştır.

Deniz üzerinde inşa edilen Rize-Artvin hava limanı ile birlikte yine dolgu üzerinde 300- 350 bin metre karelik bir alanda inşası planlanan 800-1100 yataklı Rize ve Trabzon Şehir Hastanelerinin güvenliği dolgu performansına, dolgu sonrası oturma miktarı gözlemlerine bağlıdır.

Sürdürülebilir bir deniz doldurma politikası için 1990 yılından beri yürürlükte olan ‘Dolgu Alanlarının Kontrolü ve İmar Mevzuatının’ yenilenmesi gerekmektedir.

Aksi takdirde telafisi imkânsız deniz tahribatının yanı sıra performansı düşük dolgu alanlarının ve Rize gibi yeni kentsel dönüşüme açık bölgelerin oluşması kaçınılmaz olacaktır.

Geçmişte çökmüş Trabzon- Akyazı Fay Bloğu ve dolgusu 40.000 kişilik stadı ve 1100 kişilik Şehir Hastanesini güvenli bir şekilde taşıyabilir mi? Akyazı dolgu sahasında üst yapılar yapılmadan önce Akyazı dolgu performansı, dolgu sonrası oturmaların nedeni, miktarı ve türü kesinlikle saptanmalıdır.

Şehir hastanelerinden önce taşıyıcı dolguların performansları sorgulanmalıdır!

Foto: Uydu verileri Rize de Liman ve yerleşim alanlarındaki eski ve yeni dolgu alanlarında yılda 10-17mm ye varan çökmelerin varlığını ortaya koymuştur (Erten ve Rossi, 2019). Bu bulgular 1960’lı yıllardan beri denizden yer kazanma anlayışının değişmediğni gösterir.

Heyelan ve kıyı dolgu oturmaları gibi yer hareketleri günümüzde çok hassas bir şekilde uydu verileriyle ölçülebilmektedir.

Rize ilinde, 2015-2018 yılları arasında alınan uydu verileri deniz dolgusu ve dolgu performansını (dolgunun üst yapıyı güvenli bir şekilde taşıması) gösteren oldukça anlamlı sonuçlar vermiştir (Erten ve Rossi, 2019).

Rize’de 50 yıldan beri oluşturulan eski dolgu alanları çökmeye devam etmektedir.

1988 yılında inşa edilen, 1500 işyeri ve 2700 binanın bulunduğu Engin Dere yerleşim alanındaki yıllık çökme miktarı 17mm ulaşmaktadır.

Öte yandan çok daha güncel olan, 2015 yılında genişletilerek hizmete giren Rize Uluslararası Limanının en uç dolgu kısmındaki yıllık çökme miktarı da 10 mm kadardır.

EKREM ORHON’UN GÜNAHI NE?

1960‘lı yıllarda denizi kara, karayı deniz yapan Rize Belediye başkanı Sn. Ekrem ORHON bu gün eleştirilmektedir.

Oysa yukarıdaki gerçekler Sn. Ekrem Orhon döneminden beri deniz doldurma anlayışının ve performansının değişmediğini gösterir.

Bu nedenle kıyı dolgu alanlarını imara açmadan önce dolgu performansını (dolgunun üst yapıyı güvenli bir şekilde taşıması) gösteren dolgu sonrası oturmaların üç yıl süreyle izlenerek dolgu performansının belirlenmesi, dolgu üzerindeki yapıların güvenliği açısından hayati bir önem taşır.

Aksi takdirde telafisi imkânsız deniz tahribatının yanı sıra performansı düşük dolgu alanlarının ve Rize gibi kentsel dönüşüme açık yeni bölgelerin oluşması kaçınılmaz olacaktır.

HAVA LİMANI VE ŞEHİR HASTANELERİNİN DOLGU PERFORMANSLARI SORGULANMALIDIR!

Bölgemizdeki deniz dolgusu uygulamalarında, çoğunlukla dolgu oturma sorununun büyük ölçüde deniz doldurma sırasında giderildiği var sayılır. Bu nedenle de dolgudan hemen sonra dolgu üst yapı inşasına geçilir.

Oysa tüm dünyada izlendiği gibi deniz hangi teknik veya yöntemle doldurulmuş olsa da dolgu sonrası dolguda zaman içerisinde gelişebilecek farklı oturmalar üst yapıyı telafisi mümkün olmayan tehlikelere atabilmektedir.

Denizde halen yapımı süren Rize-Artvin hava limanı ile birlikte yine dolgu üzerinde 300- 350 bin metre karelik bir alanda inşası planlanan 800-1100 yataklı Rize ve Trabzon Şehir Hastanelerinin güvenliği dolgu sonrası olası oturmaların iki-üç yıl izlenmesine, dolgu performansının belirlenmesine bağlıdır.

Şehir hastanelerinden önce taşıyıcı dolguların performansları sorgulanmalıdır!

Foto: Geçmişte çökmüş Akyazı Fay Bloğu ve dolgusu 40.000 kişilik stadı ve 1100 kişilik Şehir Hastanesini güvenli bir şekilde taşıyabilir mi? Akyazı dolgu sahasında üst yapılar yapılmadan önce dolgu sonrası oturmaların nedeni, miktarı ve türü kesinlikle saptanmalıdır.

DOĞU KARADENİZ BÖLGESİNDE DENİZDEN YER KAZANMAK ZORULU HALE GELMİŞTİR

Dik dağlar ile deniz arasına sıkışmış Doğu Karadeniz’in sahil illeri kentsel ve ekonomik gelişmelerini sürdürebilmeleri açısından denizden ucuz yer kazanmaları kaçınılmaz bir hale gelmiştir.

Bu amaç doğrultusunda kıyı ekolojisini bozmayan ve çevreye zarar vermeyen sürdürülebilir bir kıyı dolgu yönetimi anlayışının oluşturulması gerekir.

DOLGU İMAR PLANI KIYI DOLGU YÖNETİMİ ÜZERİNE OTURTULMALIDIR

Çağdaş kıyı dolgu yönetimi başlıca dolgu yapılacak yerin seçimi, dolgu alanının jeolojik ve jeofizik özellikleri, sondaj ve kaya mekaniği, dolgu tipi ve tekniğinin seçimi, dolgu sonrası dolgunun performansını gösteren oturmaların izlenmesi gibi hususları içerir.

Dolgu üzerinde yapılacak şehirleşmeye ait imar planı kesinlikle dolgu sonrası oturmaların zamanda ve mekândaki durumuna göre düzenlenmelidir.

DOLGU YÖNETMELİĞİ YENİLENMELİDİR

Çevreye saygılı, sürdürülebilir bir dolgu yönetimi anlayışı oluşturmak amacıyla 3.8.1990 tarihinde yürürlüğe giren ‘Dolgu Alanlarının Kontrolü ve İmar Mevzuatının’ yenilenmesi gerekmektedir.

Aksi takdirde telafisi imkânsız deniz tahribatının yanı sıra performansı düşük dolgu alanlarının ve Rize gibi kentsel dönüşüme açık bölgelerin oluşması kaçınılmaz olacaktır.

1930 yılından beri plansız bir şekilde güney Çin Denizini dolduran Çin Hükümeti günümüzde doğayı koruyan sürdürülebilir dolgu yönetmeliğini yürürlüğe koymak zorunda kalmıştır.

KIYI DOLGULARINI VE YAPILARINI BEKLEYEN TEHLİKELER

Karadeniz kıyılarındaki dolguları ve dolgu üzerindeki yapıları bekleyen olası doğal olaylara bağlı tehlikeler başlıca: deprem büyütmesi, sıvılaşma ve deniz su seviyesinin yükselmesidir.

Doğu Karadeniz sahili 10 km açıktan geçen Karadeniz Fayı ile yaklaşık 80-100 km güneyden geçen Kuzey Anadolu Fayının deprem tehlikesi altındadır.

2019 yılında yürürlüğe giren Yeni Deprem Tehlike Haritasına göre Trabzon ve Rize de önümüzdeki 50 yıl içerisinde olması muhtemel en büyük deprem yüzde doksan olasılıkla 6,6 büyüklüğünde olup, yüzde on daha büyük deprem olma şansı vardır. Ancak dolguların depremin büyüklüğünü 4-5 kat daha artırdığı unutulmamalıdır.

Öte yandan Küresel Isınmaya bağlı olarak Karadeniz’in su seviyesi yükselimi yaklaşık olarak yılda 3mm kadardır. Su seviyesi yükselimi ve Karadeniz’in hırçın dalgaları dolgu alanlarının tahribatına ve de sahil yolunun erozyonuna neden olabilecektir.

YAZIYA YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.