BAHİS SÜRECİNDE KULÜPLERİN HİÇ Mİ SUÇU YOK!
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun başlattığı futbolda “bahis operasyonu”, adli kurumlarla işbirliği içinde yürütülüyor.
Bu soruşturma kapsamında TFF Disiplin Kurulu birçok futbolcuya hak mahrumiyeti cezası verirken, adli makamlara yansıyan soruşturmalarda başkan, yönetici, sporcu ve hakemlerin de tutuklandıklarına tanıklık ettik!
Futbolda bütün bu gelişmeler yaşanırken, kafalarda da birçok soru işareti oluşuyor.
Kulüp başkanlarının, yöneticilerin, hakemlerin ve tecrübeli sporcuların “bahis” oynamaları, bile isteyerek risk alarak yaptıkları alenen ortada.
Bu kişiler, kamuoyunda popüler oluşlarına güvenerek, “Nasılsa bize dokunamazlar”ın cüretkârlığına sığınmış olabilirler.
Fakat genç futbolcuların durumu daha farklı. Özellikle 20’li yaşlardaki sporcuların, “cehaletlerinin kurbanı” oldukları kamuoyunda yaygın bir kanı…
Profesyonel bir kulübün altyapısında amatör statüde oynarken bir anda profesyonelliğe geçiş yaptıklarında, hangi sözleşmeyi imzaladıklarını bilmemesi sorunun başlangıcı olarak görülebilir.
Bugüne kadar lisans ve diğer işlemler yapılırken hiçbir resmi evrakla muhatap olmayan sporcu, profesyonel sözleşme önüne konulduğunda ne yapacağını bilmiyor.
İmza attığı kâğıttaki maddeleri okumuyor veya okutulmuyor.
Sporcu için sözleşmede iki önemli konu var: biri sözleşmenin süresi, diğeri alacağı ücret.
Bunları da kâğıda bakarak değil, şifayen öğreniyor.
Bunun dışında sözleşmede yer alan görev ve sorumlulukları, yasal hakları ve yükümlülükleri, uyması gereken kurallar konusunda ise bihaber bir şekilde profesyonel hayata başlıyor.
Peki, burada asıl sorumluluk kimde?
Başta bu imzayı ona attıran kulüp yöneticilerinde. Hadi onlar sözleşmenin teknik bölümüne yeterince hâkim olamayabilir, o zaman devreye kulüp müdürleri girmeli.
İmza attırdıkları sporcuya bilmesi gereken konuları tek tek anlatmalı ve özellikle zarar görmesi muhtemel maddelerin altını çizerek vurgulamalı.
Fakat bu yapılıyor mu?
Maalesef ki hayır!
“Futbol Disiplin Talimatı'nın 57. maddesi” açıkça şu şekildedir:
“(1) Bu Talimat kapsamındaki kişilerin; a) Futbol müsabakaları ve/veya futbolla ilgili herhangi bir aktivite üzerine, doğrudan ya da dolaylı bahis ve benzeri şans oyunları oynamaları yasaktır.”
Şu maddeyi bile vurgulamak, birçok olumsuzluğun önünü baştan kesecekken, bu vurdumduymazlık neden?
Sezon başlarında kulüpler, futbolda değişen oyun kuralları ile ilgili olarak hakem hocalarını kulübe davet eder, sporcularına değişen kurallarla ilgili seminerler verdirirler.
Sporcular da lig yarışı içinde bu kurallara göre sahada hareket ederler.
Peki kulüpler, sporcularına Futbol Disiplin Talimatı ile ilgili olarak neden bir seminer vermiyor?
TFF yetkilisi veya bir hukukçu tarafından, eğer hiçbiri yoksa bünyelerinde çalıştırdıkları kulüp müdürleri tarafından bu konuyu çözüme kavuşturabilirler.
Burada sporcu hak mahrumiyeti, para ve hapis cezası alarak bedel ödüyor.
Peki, lig yarışında sporcuları eksilen kulüpler en büyük bedeli ödemiyor mu?
Hedefi tutturmak için harcanan onca para, birkaç dokunuşla önlenebilecekken yaşanan bu çile ve sıkıntı niye?
***
SAHİLİN YENİ YÜZÜ İÇİN KRİTİK ADIM
Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in Ankara ziyareti çok büyük anlam taşıyor. Ziyaretin perde arkasında, Trabzon’un son yıllardaki en kritik sahil yatırımlarından biri olan Uzunkum Yaşam Alanı 1. Etap projesi olduğu netleşmiş durumda. Kulislerde konuşulanlara göre Başkan Genç, Ankara’da birden fazla kapıyı çaldı. Projenin ihale sürecinin hızlanması için ilgili bakanlığın yatırım ve proje birimleri, teknik komisyonlar ve stratejik planlama birimleri ile art arda görüşmeler yapıldı.
Başkan Genç’in Uzunkum dosyasını Ankara’ya yalnızca bir proje olarak değil, Trabzon’un bütüncül sahil vizyonunun omurgası şeklinde sunduğu ifade ediliyor. Uzunkum’un sahil hattında yeni bir yaşam koridoru oluşturması, kıyı düzenlemesini modern bir standarda taşıması ve kent içinde yeni sosyal alanlar üretmesi gibi başlıklar özellikle vurgulandı. Görüşmelerde, projenin yalnızca bir yaşam alanı değil, şehir ölçeğinde bir dönüşümün başlangıcı olduğu değerlendirmesinin de masada öne çıktığı belirtiliyor.
İhale takvimi artık olgunlaştı. Teknik süreçlerde beklenen son düzenlemeler büyük oranda tamamlandı ve takvim açıklanabilir seviyeye geldi. Bu nedenle ihale tarihinin bugün netleşmesi bekleniyor. Bugün yapılacak açıklama, Trabzon’un yeni sahil vizyonu açısından bir dönüm noktası olacak. Merakla bekliyoruz.
***
TRABZON KARA KIŞA HAZIR MI?
Trabzon’da her geçen gün havalar daha da soğumaya başladı. Özellikle akşam saatlerinde kış koşulları kendini iyi de iyiye hissettirmeye başladı… Uzun süre dışarıda kalmak mümkün değil…
Peki, Trabzon kara kışa hazır mı?
Trabzon’da kış iki ay boyunca ağır geçer. Diğer zamanlarda da havalar soğuk olsa da yazdan kalma günler yaşadığımız da olur.
İklim ılıman olduğu için diğer bölgelere göre şanslı bir kent olduğumuzu itiraf etmeliyiz!
Kar genelde yüksek kesimlerde görülür. Fakat sağanak yağışların etkili olduğu dönemlerde toprak kaymaları, heyelan ve akarsu taşkınları hayatı adeta felç eder. Bu yüzden ağırlıklı olarak kırsalda yollar sürekli ulaşıma kapanır hale gelir…
Trabzon Büyükşehir Belediyesi, İlçe Belediyeleri ve Karayolları Bölge Müdürlüğü kış öncesi hazırlıklarını tamamladılar.
Ulaşımın aksamaması için bütün kamu kurumları gerekli lojistik depolamayı yaptı. Araç ve makine ekipmanlarını kışa hazır hâle getirdi.
Büyükşehir Belediyesi kentin dört tarafında yaşayan ihtiyaç sahiplerini tespit edip, bir hafta boyunca kömür dağıtımı gerçekleştirdiler. İlçe Belediyeleri de aynı şekilde yardımlarını sürdürüyor.
Doğalgaz bulunan okullar şanslı; ısınma problemi yaşamayacaklar. Merkezi sisteme sahip okullar da depolarını kömürle doldurdular.
Vatandaşlar ise araçlarının kış lastiklerini hazır hâlde bekletiyor. Ellerinde kış lastiği olmayanlar ise satın alıyor.
Kışlık kıyafetler de artık gardıroplarda yerini aldı.
Genelde bir sıkıntı görünmüyor!
İmkânı olan vatandaşlar bir şekilde kara kışa hazır; peki olmayanlar için yalnızca kamu kurumları ve derneklerin bağışları yeterli olacak mı?
Tabi ki hayır!
İçinde bulunduğumuz ekonomik koşullar alım gücünü oldukça azaltmış durumda. Ekonomik durumu iyi olan vatandaşlarımızın da çevresindeki ihtiyaç sahiplerini göz ardı etmemesi gerekir. Bu yüzden kendimiz ısınırken, yemeğimizi yerken, sıcacık kıyafetler giyerken ihtiyaç sahibi eş, dost, akraba ve komşularımızı da ihmal etmemeliyiz.
Ve bir başka ihmal edilmemesi gerekenler daha var…
Kim mi?
Tabi ki sokaktaki canlarımız…
Kışın zor şartlarında yemek bulmakta zorlanan can dostlarımız için kapımızın önüne bir kap su ve mama koymayı ihmal etmemeliyiz. Her zamankinden çok onların da kış aylarında bizlere ihtiyacı var.
Biraz sorumluluk, biraz dayanışma ve biraz da empati kara kışı rahat geçirmemiz için yeterli olacaktır!
***
GÜNAY İLE UĞURCAN’IN DİKKAT ÇEKEN GERGİNLİĞİ
Şampiyonlar Ligi'nde önceki gece oynanan Monaco–Galatasaray maçında, Uğurcan'ın sakatlanması üzerine oyuna 67. dakikada Günay Güvenç girdi. Girdikten hemen sonra kornerden gol yiyen Günay, pozisyonda son derece etkisiz ve hareketsiz kaldı.
Oyundan çıkan Uğurcan'a “geçmiş olsun” demedi; hatta ikili hiç konuşmadı. Antrenmanlarda da birbiriyle muhatap olmayan iki kalecinin, oyuncu değişiminde de hiçbir şey konuşmaması dikkat çekti.
Uğurcan, maçın 51. dakikasında penaltı kurtardı. Ancak aynı pozisyonun devamında sol bacak üst adalesinden sakatlanması nedeniyle oyuna devam edemedi.
Hatırlanacağı üzere, Uğurcan Trabzonspor'dan Galatasaray'a transfer olduğunda Günay marjinal bir açıklama yapmıştı: “Kale kimsenin tekelinde değil, forma için savaşacağım. Hatta kadrodaki genç kaleci kardeşlerimin de şansı var.” Bu sözleriyle Uğurcan transferine ve milli kaleciye tavrını ortaya koymuştu.
Oyuna girerken Günay, Monaco teknik direktörü Pocognoli ile de tartışmaya girdi; girer girmez kullanılan kornerde golü yedi.
Kaynak:Haber61
