BİR ULUSUN KALBİNDE DOĞAN IŞIK: CUMHURİYET
Takvimler 28 Temmuz 1914’ü gösterirken, dünyada çok büyük bir savaş başladı. Birinci Dünya Savaşı, birçok ülke gibi Osmanlı Devleti’nin de sonunu hazırladı. Almanya’nın yanında savaşa katılan Osmanlı, savaşın sonunda zor bir döneme girmiş oldu. Kabul edilmesi çok ağır şartlarla masaya konulan Sevr Antlaşması’nın imzalanması, Osmanlı Devleti’ni öldürmek demekti. Ancak bu antlaşma sadece Osmanlı’nın yıkılışını değil, yeni bir sürecin de başlamasını hızlandırdı.
Asırlardır varlığını sürdüren büyük bir imparatorluğun toprakları, artık bir masanın etrafında düşman devletlerce pay ediliyordu. Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı’nda en çok yara alan devlet olmuştu. Elinde küçücük bir toprak parçası kalan hasta ve yaralı imparatorluğun yapacağı hiçbir şey kalmamıştı. Ta ki bu duruma “Dur!” diyecek vatanperver bir grup asker ve ardındaki cesur halk tarih sahnesine çıkana kadar!
19 Mayıs 1919 tarihinde, köhne bir vapurla Samsun’a adım atan Mustafa Kemal, bu korkunç durum karşısında kurtuluş planları yapmaya başlamıştı bile. Bu topraklar Türk milletinin kanıyla sulanmıştı ve öyle kolay kolay düşman devletlerin eline teslim edilemezdi. Samsun’a atılan bu küçük adım, güçlü, bağımsız ve özgür bir ülkenin ilk adımlarıydı.
Bir Milletin Özgürlük Umutları
Ülkenin dört bir yanı İngiliz, Fransız, Yunan ve İtalyan askerlerinin işgali altındaydı. Mustafa Kemal, her şeyi göze alarak İstanbul’dan ayrıldı ve mücadele etmek için Anadolu’ya gitti. Samsun’da başlayan bu yolculuk, önce Havza’ya, sonra sırasıyla Amasya, Erzurum ve Sivas’a uzandı. Millet, kendi istikbalini yine kendi azmiyle ve kararıyla kurtaracaktı.
Vatan bir bütündü, bölünemezdi. Türk milleti bu uğurda gerekirse kanını, canını vermeye hazırdı. Öyle de oldu. 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı. Bu meclis, Osmanlı topraklarını düşman devletlere pay eden Sevr Antlaşması’nı tarihin tozlu sayfalarına gömdü.
Artık mücadele zamanıydı. Doğuda, güneyde, batıda; vatanın her karışında kahramanlıklara imza atan Türk milleti, zorlu bir sürecin ardından zaferin coşkusunu yaşadı. Vatan toprakları düşman askerlerinden temizlendi. Şimdi sıra modern bir ülke inşa etmeye gelmişti.
Cumhuriyet Rejimiyle Gelen Büyük Değişim
28 Ekim 1923 tarihinde Mustafa Kemal o büyük müjdeyi verdi: “Efendiler, yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz.”
Cumhuriyet demek; özgürlük, eşitlik, adalet, güven ve demokrasi demekti. Artık egemenlik kayıtsız şartsız millete ait olmalıydı. Devlet, sarayın otoritesiyle değil, halkın iradesiyle yönetilecekti.
Cumhuriyet sayesinde vatandaşlar eşit haklara sahip oldu; düşünce ve inanç özgürlükleri güvence altına alındı. Cumhuriyet’in ilanının ardından her alanda gelişmeler devam etti. Laiklik ilkesiyle birlikte din işleri devlet işlerinden ayrıldı. Ülkenin geleceği için eğitim ön planda tutuldu.
Harf İnkılabı’yla Türkçeye uygun yeni bir alfabe getirildi. Bu yenilik, eğitim seviyesini yükseltmek için atılan büyük bir adımdı. Medreseler yerine modern Türk devletini ileriye taşıyacak okullar açıldı. Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu gibi önemli kurumlar kurularak, Türk milletinin dilini ve tarihini öğrenmesi kolaylaştırıldı. Türk kadını seçme ve seçilme hakkına sahip oldu.
Gelecek Nesillere Bırakılan En Değerli Emanet
İşte bu kutlu gün, bir milletin bağımsızlığının ve özgürlüğünün simgesidir. Zorlu günlerin ardından doğan bu güneş, her daim yolumuzu aydınlatacaktır.
Bize düşense, Türk milletine emanet edilen bu değerli hazineyi her koşulda korumaktır.
Her geçen yıl daha büyük bir coşkuyla kutladığımız bu anlamlı günü Türk milletine armağan eden büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve bu uğurda canını feda etmekten çekinmeyen silah arkadaşlarını saygı, sevgi ve minnetle anıyoruz.

***
BU DÜNYADA BİR DİKİLİ AĞACIMIZ OLSUN!
Trabzon Büyükşehir Belediyesi tarafından, Trabzon İl Tarım ve Orman Müdürlüğü iş birliğinde yürütülen “İlimizde Unutulmaya ve Kaybolmaya Yüz Tutmuş Bazı Meyve Türlerine Ait Yerel Çeşitlerin Yetiştirilmesi Projesi” kapsamında fidan dağıtımı yapıldı.
Dağıtım törenine Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç ve Trabzon protokolü katıldı. Konuşmaların ardından fidan dikimine geçildi.
Akyazı sahilinde bulunan Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nün bahçesine, Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç de bir fidan dikti.
Bu esnada AK Parti Ortahisar İlçe Başkanı Seyit Hisoğlu lafa girerek, “Başkanım, bu dünyada bir dikili ağacınız oldu.” şeklinde bir espri yaptı.
Bir anda çevredekiler bu espri üzerine kahkahaya boğuldu. Ahmet Metin Genç, diktiği fidana can suyunu verdikten sonra, “Çok şükür, bu dünyada bir dikili ağacımız oldu.” diyerek Seyit Hisoğlu’na karşılık verdi.
Oldukça fazla katılımın olduğu tören, espriler ve gülüşmelerle sona erdi.

***
SOSYAL BELEDİYECİLİKTEN YATIRIM BELEDİYECİLİĞİNE
Çağlayan Mahallesi’ndeki ekonomik ömrünü tamamlamış, afet riski taşıyan yapıların dönüştürülmesi amacıyla Ortahisar Belediyesi’nin iştiraki ORKENT A.Ş. tarafından yürütülen Çağlayan Kentsel Dönüşüm Projesi’nin 1. Etabının temeli, dün düzenlenen törenle atıldı.
12 blok, 418 daire ve 44 dükkândan oluşan 1. Etap Projesi kapsamında, 14 blok ve 66 bağımsız bölümü içeren riskli yapıların yıkımı gerçekleştirildi. Ardından 5 blok üzerinde 186 konut ve 22 dükkândan oluşan bölüm ihale edildi.
Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya, göreve geldiği günden bu yana belediyeye gelir getirici ilk önemli projeye de imza attı. Kaya, vatandaşları denizle buluşturacak, sosyal donatı alanları, seyir terasları ve fotoğraf çekim alanlarıyla donatılmış Yalıncak Sahil Projesi’nin planlamasını tamamladıklarını belirterek, gerekli altyapı çalışmalarının ardından bu alanı da kente kazandırmayı hedeflediklerini açıkladı.
Ortahisar Belediyesi, bugüne kadar sosyal projeleriyle gündemde kalmayı başarmıştı. Şimdi ise bir adım daha ileri giderek yatırımlara başladı.
Özellikle ciddi ekonomik sorunlarla boğuşan merkez belediyesinin bu tür proje ve hamleleri, kamuoyunca takdirle karşılandı.

***
TRABZON’DA GÜNDÜZ YANAN, GECE SÖNMEYEN LAMBALAR
Trabzon’un son dönemlerinde en büyük sorunlarının başında “sokak lambalarının ya hiç yanmaması ya da yeterince aydınlatmaması” geliyor.
Trabzon’da birçok mahalle ve sokakta aydınlanma sorunu yaşayan vatandaşlar, gerekli mercilere şikayetlerini iletmelerine rağmen sorunlarının çözülmediğini ifade ediyorlar. Özellikle akşam saat 20.00’dan sonra kendilerinin ve çocuklarının sokağa çıkma konusunda kaygı duyduklarını, bu yüzden de ciddi mağduriyet yaşadıklarını belirtiyorlar.
Bir tarafta vatandaş “sokak lambaları aydınlatmıyor” veya “devre dışı kaldı” şeklinde şikayet ederken, diğer tarafta da 24 saat sönmeyen sokak lambaları görüyoruz. Dün Beşirli-Yenimahalle hattında seyrederken gündüz vakti sokak lambalarının yandığını gördük.
Hayliyle şaşırdık!
Sebebinin ne olduğunu bilmiyoruz. Normalde hava karardıktan sonra sabahın ilk ışıklarına kadar yanması gereken lambaların gündüzü de aydınlatması kafamızda soru işaretleri oluşturdu.
Merkezi sistemde mi bir bozukluk oluştu, yoksa lambaları kapatmayı mı unuttular, anlamadık…
Neticede vatandaş mağduriyet yaşarken, diğer tarafta elektriğin hoyratça israf edilmesi kabul edilebilir değil!

Kaynak:Haber61