OKULLAR AÇILIYOR, BAĞIŞ YİNE GÜNDEMDE

Okulların açılmasına üç haftadan az bir zaman kaldı. Resmi okul kayıtlarında, bildiğiniz gibi kitap, katkı, kıyafet vs. gibi gerekçeler öne sürülerek para istenemiyor.
Para talebi, yasal düzenleme gereği hiçbir şekilde yapılamıyor. Milli Eğitim Bakanlığı, farklı genelgelerle bu talepleri her yıl engellemeye çalışıyor.
Ancak özel okulların yıllık ücretleri milyon liralara dayanınca, veliler de gözbebeği evlatlarını en iyi, en yakın, en güvenli devlet okullarına kaydettirebilmek için yarış halinde.
MEB’in genelgesi açık iken, son dönemlerde gelen şikâyetlerde devlet okullarında para toplandığı belirtiliyor. Okul yöneticileri, “MEB bizim ihtiyaçlarımızın çoğunu karşılayamıyor, Özellikle de ailesi olmayan ya da geliri düşük olan çocukların masrafları bizi üzüyor” diyerek okul aile birliğine bağış talep ediyorlar.
Sizce kim haksız ya da kim haklı?
***
TABELALAR FINDIK ÇUVALIYLA MI ÖRTÜLDÜ?

Trabzon-Rize Sahil Yolu üzerindeki tabelalar kapatıldı. Tabelaların fındık çuvalına, çuluna benzer cisimlerle örtülmesi, yazılı hallerinden daha fazla dikkat çekiyor.
Daha doğrusu, dikkat dağıtıyor. Bu tabelalardaki yazıların geçici olarak örtüldüğü belli. Peki, neden böyle bir şeye ihtiyaç duyuldu? Belediye ve Karayolları açıklarsa yayınlarız. Ama belli ki bu haliyle hem şehrin imajına, hem yol güvenliğine, hem de seyrüseferin sıhhatine iyi gelmiyor.
Böyle durumlarda belli hatlar kapalı olunca üzerine geçici olarak bant çekiyorlardı. Son dönemlerde Karayolları’nın karalama yaptığına da denk geldiğimiz oldu ama fındık çuvalını andırır nesnelerle anayol üstü tabela kapatma tekniğine ilk kez rastladık. Yadırganmayacak gibi değil.
***
ÇÖP SORUNU ÇÖZÜME KAVUŞACAK MI?

Yaz aylarının gelmesiyle birlikte Trabzon’daki nüfus neredeyse ikiye katlanıyor. Körfez ülkelerinden gelen turistler ve fındık toplamak için sılaya dönen gurbetçiler, nüfus yoğunluğunun başlıca sebepleri.
Bu kalabalık beraberinde ciddi sorunları da getiriyor. Bunun en başında çöp sorunu geliyor. Tüketim toplumu olduğumuz için belediyeler, normalin dışında günde bir kez topladıkları çöpleri bazen üç kere toplamak zorunda kalıyor.
Ellerindeki personel ve araç sayısı aynı, fakat iş yükü ikiye üçe katlanmış durumda. Bu yüzden ciddi zorluk yaşıyorlar. Tabi bu mevsimde insanlar doğa ile daha çok haşır neşir oluyor. Piknik ve deniz vazgeçilmezleri olan da yenilen, içilen maddelerin ambalajları olduğu gibi doğaya bırakılıyor.
Bu da ayrı bir sorumluluk alanlarının açılmasına neden oluyor.
Fakat özellikle Maçka ilçesi, çöp konusunda en çok eleştirilerin geldiği bölge olarak karşımıza çıkıyor.
Bilindiği üzere Maçka, Trabzon’un yüz ölçümü bakımından en büyük ilçesi. Alan geniş, çöpler fazla olunca aksamalar oluyor. Bunu anlayabiliyoruz. Fakat bu aksaklık 10-15 gün gibi bir süre uzayınca vatandaşlar ister istemez isyan ediyorlar. O zaman da vatandaşa hak vermek gerekiyor.
***
BAŞKANLARIN DA DİNLENMEK HAKKI

Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya bir haftalık tatile çıktı. Kaya, milletvekili olduğu dönemde Ankara’ya bir ev kiralamıştı. Vekilliği sonlandığı ve Trabzon’a döndüğü dönemde de evini Trabzon’a taşımadı. Çünkü çocuklarından biri Ankara’da tahsil hayatını sürdürüyor ve bu evde kalıyordu. Sık sık başkente giden Kaya, kendi evinde konaklamayı tercih ediyor…
Trabzon’da gündemin biraz sakinleştiği, belediyede işlerin azaldığı bir dönemi fırsat bilen Kaya, ailesiyle birlikte Ankara’ya gitti. Aslında buna tatil demek doğru olmaz; Kaya, Ankara’da belediye yatırımları için bazı temaslarda bulunacak.
Ahmet Kaya giderken yerine Başkan Yardımcısı Celal Kaç’ı bıraktı. Bu arada, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç henüz izne çıkmadı. Trabzon’a yatırm ve sermaye gelmesi için sık sık şehir ve yurt dışına çıkan ve burada temaslarda bulunan Genç, yaz dönemini Trabzon’da geçirmeyi tercih ediyor. Hafta sonu yayla şenliklerine giderek bir nebze de olsa stres atıyor.
Belediye başkanlarının kent dışına çıkmamalarının en büyük nedenlerinden biri de nikâh sezonu olması. Başkanlar, ister istemez ya nikâh kıyıyor ya da çiftlerin şahitleri oluyorlar. Onlar için “gitsek olmaz, gitmesek olmaz” diye bir durum söz konusu değil; mecburen insanları kırmamak adına katılım göstermek zorunda kalıyorlar. Bu yüzden sabah erken saatlerde başlayan mesaileri, gece geç saatlere kadar sürüyor.
Kaynak: