Anahtar Deliği 18.12.2025 - Yardım mı yapıyorlar reklam mı belli değil
YARDIM MI YAPIYORLAR REKLAM MI BELLİ DEĞİL!
Trabzon’da tanık olduğumuz ve asla tasvip edemeyeceğimiz çok önemli bir konu daha var.
O da yardım yapılan vatandaşların “deşifre edilmesi”…
Trabzon’daki kamu kurumları, belediyeler ve sivil toplum kuruluşları dönem dönem ihtiyaç sahiplerine yardımlarda bulunuyor. Bu yardımlar; ev tadilatı, ev temizliği, gıda, kömür, kırtasiye ve kıyafet gibi insanların “temel ihtiyaçlarını” kapsıyor…
Bu yardımı yapan kurum ve kişiler, bunu bir “reklam aracı”na dönüştürmekten, insanları “rencide etmekten” çekinmiyorlar. Hadi video veya fotoğraf çekip “havanızı attınız”… Bari insanların “yüzünü” göstermeyin!
İslam dini ve Türk örfünde yardım konusuna bir duruş getirilmiş;
“Bir elin verdiğini öteki el görmemeli” denmiştir…
Bırakın bir elin görmemesini, “cümle âlem” görüyor!
Yuh!!!
Üstelik yapılan yardım şahsın değil, “kurumun cebinden” çıkıyor!
Yani “milletin malıyla”, milleti “rencide ediyor”; hatta toplum önünde “küçük düşürüyor”…
Karşısındaki, “mağduriyetinden” dolayı küçük düşerken; kamu imkânlarıyla yardımı yapan kişi kendisini “büyük” göstermeye çalışıyor…
Böyle bir tavır ortaya koyarken biraz “empati” yapabilseler, nasıl bir “gafletin” içine düştüklerini anlayacaklar…
Aynı durumda kendileri olsa ve yardım sonrası “ifşa edilseler”, nasıl bir duygu yaşayacaklarını bir düşünseler; bir daha böyle bir tavır sergilemezler…
“Yardım, yardımlaşma, dayanışma, paylaşma” gibi kavramlar çok ama çok kıymetli…
Fakat “samimi, içten ve gizli” yapıldığında…
Bilmem “anlatabildik mi?”

***
VİCDANLA NEFRET ARASINDA BİR TRABZON MANZARASI
Trabzon’da bir grup insan var. Aslında onlara insan denir mi, denilmez mi buna biraz da siz karar vereceksiniz.
Dünyanın sadece insanlar için yaratıldığını, diğer bütün canlıları yok hükmünde gören bu vicdansızlar, sürekli sokakta yaşayan dostlarımız için “kara propaganda” yapıyor. Hayvanları resmen “canavar” olarak değerlendirip, “canlı canlı katledilmelerini” istiyorlar. Tezgâhlara çıkan kedileri, mağazalarda uyuyan köpeklerin video ve fotoğraflarını yayınlayarak bu sevimli dostlarımızı hem aşağılıyor hem de toplumda “kötü bir algı” oluşmasına gayret gösteriyorlar.
Onlara göre “bütün hayvanlar zararlı, bütün hayvanlar vahşi, bütün hayvanlar saldırgan!”
Hiç kimse “insanlara saldıran köpeklerin” sokaklarda gezmesini istemez. Neticede “vahşileştirilmiş bir köpek” insanların hayatını tehlikeye atabilir. Bu yüzden toplanmaları ve rehabilite edilmeleri gerekmekte…
Fakat sokaklarda hayatta tutunabilmek için çırpınan, “bir lokma ekmeğe muhtaç” olan ve kimseye zararı olmayan köpekleri bunlardan ayırmamız gerekir.
Hele kediler için “yazılıp çizilenlere” tanık olunca insanın sinirleri bozuluyor. Kediler “fıtratları gereği” ürkek hayvanlardır. Bunun yanında oldukça da meraklıdırlar. Bu yüzden “her yere girip çıkmayı” severler. Fakat bir o kadar da temiz canlılardır. Temizliklerine düşkün ve son derece titizdirler.
Sokaklarda bulunmalarının insanlar için “çok ciddi yararları” vardır. Başta fare olmak üzere, böceklerden sürüngenlere kadar çevrenin güvenliğini “teminat altına alırlar.” İnsanlar bu tür canlılarla muhatap olmasın diye “gece gündüz mücadele verirler…”
Türkiye’de “hayvanseverlerin sayısı” çok fazla. Vicdan sahibi insanlar sayesinde “sokaktaki dostlarımız” yaşamlarını sürdürüyor.
Fakat bazı kendini bilmez, “ruh hastası boyutuna ulaşmış” diyebileceğimiz, “insanlıklarını yitirme noktasına gelmiş” bazı vicdansızlar toplumda hayvanlar konusunda “uzaktan yakından alakası olmayan algılar” yaratmaya çalışıyor.
Amaçları tamamen “karşı tarafta durup kendilerini fark ettirmek.” Bunu da başarıyorlar. Ancak bu farkındalık onlara övgü değil, sadece “nefret” uyandırıyor…
Bütün bu olumsuzluklara rağmen “vicdan sahibi Trabzonlular” sokaktaki canlarına sahip çıkıp, onların haklarını koruma adına “müthiş bir dayanışma örneği” gösteriyorlar…
Selam olsun “kentimizin duyarlı ve sevgi dolu insanlarına.”

***
BULUT TRABZON’A ÇARPTI, ANTALYA’DA DAĞILDI
Antalyaspor’da Erol Bulut dönemi resmen sona erdi. Kırmızı-beyazlı Güney ekibinde hiçbir başarı sağlayamayan, son 5 maçta galibiyet çıkaramayan Bulut; gündemle ilgisi ve alakası bulunmamasına rağmen Trabzonspor’u diline dolamış ve şampiyonluk yarışının Fenerbahçe ile Galatasaray arasında geçeceğini, Trabzonspor’un kadro kalitesi olarak zirve yarışına devam edemeyeceğini söylemişti.
Yaygın basında geniş yer bulan bu haber, spor camiasında hayret uyandırmıştı. Teknik direktörlük kariyerinde hiçbir başarısı bulunmayan, son maçında iç sahada Galatasaray’a 4-1 mağlup olan Erol Bulut’un, dünkü yönetim kurulu toplantısının ardından görevine son verildiği öğrenildi.
Antalyaspor, ilk teklifi Burak Yılmaz’a götürdü. Trabzonsporlu taraftarlar ise, “Erol’un aklı 1996’da kalmış. Trabzonspor’la uğraşmayı ve boş konuşmayı bıraksın, araya Fenerli ahbaplarını koyarak iş arasın” yorumlarında bulundu.

***
AYNI İSİMLER, AYNI YÖNETİMLER, AYNI SONUÇ!
Trabzon’da çok sayıda sivil toplum kuruluşu, oda, sendika, vakıf ve dernek bulunuyor.
Özellikle bazıları var ki, yaklaşık 30 yıldır aynı başkan ve aynı yönetim kurulu tarafından yönetiliyor. Hiçbiri çıkıp da “Ben iki dönem başkanlık ya da yöneticilik yaptım, artık başka bir arkadaşımız yapsın.” demiyor.
Adeta koltuklarına yapışmış durumdalar; kalkmamak için direniyorlar. Üstelik utanmadan, sıkılmadan bunun adına da “hizmet” diyebiliyorlar.
Paylaşımcılıktan uzak, benmerkezci bir anlayışla; makam, mevki ve protokol hastalığı yüzünden gençlerin önünü kapatıyorlar. Karşılarına çıkmayı planlayan adayları da bir şekilde püskürtmeyi başarıyor, bağlı bulundukları kurumlardan küstürerek uzaklaştırıyorlar.
Eğer bu kurumların Türkiye genelinde bir merkezi varsa, genel başkanlık görevini yürüten kişilerin de o makamda en az 20-25 yıldır bulunduğu görülüyor. Düzen, tepeden tırnağa aynı şekilde sürüyor.
Aslında devletin, bu kurum ve kuruluşların tüzüklerine görev süreleriyle ilgili sınırlamalar getirmesi gerekiyor. Türkiye’de hemen her meslek için bir yaş haddi bulunurken, bu kurumlarda görev süresi adeta ölünceye kadar devam ediyor.
Toplumun temel taşları olan sivil toplum kuruluşları, odalar, sendikalar ve dernekler tek adam anlayışıyla işlevsiz hâle gelirse, o toplumda gelişmişlikten söz etmek mümkün olabilir mi?
Aynı kafa, aynı zihniyet ve aynı yönetim anlayışı; teknolojiden, bilimden ve güncel gerçeklerden uzak bir şekilde ilerlemeye çalışıyor. Sonuçta hem sistem tıkanıyor hem de kurumlar işlevsizleşiyor.
Önümüzdeki günlerde Trabzon’da birçok oda, sivil toplum kuruluşu, sendika, vakıf ve dernekte seçimler yapılacak. Ancak bu seçimlerin de öncekilerden farklı olması beklenmiyor. “Aynı tas, aynı hamam” anlayışıyla düzenin devam edeceği görülüyor.

Kaynak:Haber61