Avni Aker stadyumu çevresindeki , siteler, binalar, kömür diye tozunu mu yakıyor ne ? Boğuluyoruz tribünlerde, denetleyen yok mu arkadaş ? Duman altı olduk, kafamız iyi oldu hani, maçı takip ederken !..

Trabzonspor’da 6 yıl forma giyen Tolunay Kafkas, yıllar sonra, teknik adamı olmak

istediği bordo mavili takımın başında, bu akşam sahaya çıktı. Hayaline kavuştu.

Karşılaşma başladığında üzerindeki gerginlik , stres ve heyecan yüzüne yansımıştı.

Uyumayan taraftarların yanında, ne olacağını merakla bekleyip susan taraftarı da bağırarak,çağırarak el kol hareketleriyle ayağa kaldırması, geç kalınmış bir doğruydu.

*

Önce üzerindeki montu çıkardı, ilerleyen dakikalarda da lacivert ceketini, bu soğuk havada tabiri caizse bir don,bir gömlek kaldı. Çünkü; “Ben ateşim” demişti ve onu ateş basmıştı.

Taraftar önüne flamayı asmıştı “ Sen ateş,biz de barut, patlamaya hazırız “

Az kalsın patlıyordu ama Trabzon kalesinin surları.

7. ve 9 .dakika da küme potasındaki Gaziantepsporlu oyuncu Sernas’ın, kaleci Onur ile karşı karşıya kalıpta yüzde yüzlük golü kaçırmasına sebep olan milli kaleci Onur’u,ayakta alkışlamak lazım yine.

İki pozisyonda da çok iyi yer tuttu ve kapattı.

Az kalsın bu toplar, ev sahibini kalesini patlatıyordu.

*

Son olarak Vittek’i İstanbulspor’a veren ve yabancı kadrosunu 11’e indiren Trabzonspor, son dakikada, Kafkas’ın istediği 2 gurbetçi Alim ile Uğur Dündar’ı kadrosuna katarak, kadroyu yine 28 de sabitledi.

Alim ile Uğur stadyumun dışında. Zokora ile Bamba Afrika’da. Kaleci Zeki’yi katmazsak, Henrique, Emre, Volkan, Aykut ve Abdullah kadroda yoktular. Abdullah Karmil kadroda olmalıydı, diğer 4’ü tam isabet, olmaları gereken yerdeler. Zeki Yavru ise sakat olduğu için yoktu. 18 kişilik kadroda kontenjandan olması gereken alt yapı oyuncusu Ufuk Sonay ise yedek kulübesinde de olsa siftah yaptı.

Uzun sayılacak bir aradan sonra Giray’ın,18 kişilik kadroda yer alması ise güven vericiydi.

*

İlk 11 de Emerson’un stoper de başlamasının yanı sıra Marek Cech’in sol kanat da, Serkan Balcı’nın orta sahada görev yapması kesinlikle doğruydu. Yalnız Emerson’un oynadığı yeni mevkide çok güven vermediğini yazabilirim.

Olcan ve Serkan’ın karşılaşma boyunca sağ ve soldan getirdikleri topları ,sıfıra inmeden kenardan kesmeleri bence erken bir davranış biçimiydi. Buna rağmen yine Olcan’ın kenardan kestiği iki topun goller olmasına, başka bir açıdan bakarsak saygı duymak lazım.

20.dakikada sol kenardan Olcan’ın kestiği sert topta, Alanzinho’nun ayak koymasından seken topa Adrian’ın uzattığı ayak içinde, topun filelere gitmesi şık bir goldü.

46.dakikada yine Olcan’ın soldan ortasına Alanzinho’nun boş köşeye bırakması Trabzon takımına güven getirdi.

Bu golden 5 dk sonra, haftalar, hatta aylar sonra ilk kez istekli gördüğüm ,özellikle ikili mücadelelerde rakipten tüm topları neredeyse söken, sahanın en iyi isimlerinden biri olan Colman, bu akşam beni utandırdı. Attığı goldeki yaptığı ince hareket de, ona yakışan cinstendi.

*

Haftalar sonra ilk kez rahat bir skor yakalayan bordo mavililerde, gollerle beraber seyirciyi yumruğunu sıkarak ayağa kaldırmaya çalışan Tolunay’ın üzerindeki stres de böylelikle 50.dakikada sanırım kaybolmuştu ama heyecanı değil.

Bu arada, Antep takımının 21 puanla küme potasında olmasına hayret ettim. Kafadan yakaladığı net 2 pozisyonu, Sernas’ları gole çevirseydi, 2.yarı stadyumun üzerine tam çöken pis kalorifer dumanı, ancak Trabzonspor’un mağlubiyetini örtmeye yarardı.

70.dakikada Alanzinho’nun rakip yarı alanda düşürülmesi penaltımıydı ? diye sorarsanız ekrandan tekrar izlemek lazım derim.

Skor 3-0 olduktan sonra, kırmızı siyahlılar 2 net gol pozisyonunu yine değerlendiremeyip gole çeviremediler.

Özellikle Turgut Doğan, Cenk, Sernas ve oyuna sonradan giren Ekrem Dağ, Kouemaha ve Delibalta’nın gayretleri  yetmedi. sadece son dakikaya girilirken, Kouemaha’nın kafa golü ve uzatmada gelen Halil’in karşılıklı golleri, skoru belirleyen etken oldu.

Giray Kaçar haftalar sonra alkışlarla sahaya girdi.

Trabzon takımına gelince, ben haftalar sonra tüm oyuncuları, özverileri ve galip gelme arzuları nedeniyle açıkça beğendim. Yalnız,ağır olan kaptan kolluğunu takan Halil, ikiye birlerde ve duvar paslarında, biraz daha sallanıp düşmeden,ayakta kalmaya gayret göstermeli.

*

Ligin beğendiğim ender hakemlerinden biri olan Özgür Yankaya’ya gelince, temiz bir maç yönetti.

Bugün sahaya çıkan ve çıkmayan ve de kadronun dışında kalanları görünce, Tolunay hocanın , bu takımı sanki son 2-3 aydan beri, çok sıkı takip ettiğini sanıyorum. Sözleşmeye imza attığı gün, “Ben ateşim, taraftar da barut,patlamaya hazır olsunlar” diyen Tolunay Kafkas’ın bu sözü aklıma gelince, maç sonrası şunu gördüm. Ateş ile Barut sanki yan yana mı geliyor ?