Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesinde başarılı böbrek ameliyatları yapılmasına rağmen, organ bağışı yapılmadığı için çok sayıda böbrek hastası sırada bekliyor.

KTÜ Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serdar Topaloğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tedavisi sadece organ ve doku nakli ile mümkün olan böbrek, karaciğer, kalp ve göz gibi organların geri dönüşümsüz olarak fonksiyonları kaybetmelerinin tüm dünyada olduğu gib Türkiye'de de önemli bir sorun olduğunu ifade etti.

Türkiye'de organ ve doku bekleyen hasta sayısının her geçen gün arttığını belirten Topaloğlu, ''Böbrek yetmezliği olan hastalar diyaliz ile hayatlarını bir süre idame ettirseler bile bu asla böbrek naklinin yerini tutamaz. Ayrıca, böbrek dışındaki diğer organ yetmezlerinde hastaların organ naklinden başka seçenekleri yok. Bir çok hasta kendilerine uygun organın bulunabilmesi için beklerken hayatını kaybediyor. Maalesef hem ülkemizde hem de bölgemizde çok sayıda böbrek hastası organ nakli için sırada bekliyor. Hastanelerde tedavi sırasında bazı hastaların beyin ölümü gerçekleşmesine rağmen yakınları çoğunlukla organlarını bağışlamaya yanaşmıyor'' dedi.

Organ nakliyle hastanın sağlıklı ve uzun yaşama kavuşabildiğini dile getiren Topaloğlu, ''Aynı yaş grubunda diyalize giren bir hastaya karşılık, böbrek nakli yapılan hastanın yaşam süresi 2-3 kat artmakta, yaşam kalitesi de yükselmektedir'' diye konuştu.   

     -''TRABZON'DA İLK KEZ VERİCİ AMELİYATI KAPALI YÖNTEMLE YAPILDI''-

KTÜ Farabi Hastanesi Böbrek Nakli Merkezi'nin yaklaşık 2 yıldır bölge halkına hizmet verdiğini anımsatan Topaloğlu, şöyle devam etti:

''Merkezimizde bugüne kadar 9 hastaya böbrek nakli yapıldı ve başarı sağlandı. Nakil olan hastalarımızdan 3'ü bir yılı tamamladı. Nakil yapılan hiçbir hastamızda böbrek fonksiyonları açısından bir problem yaşanmadı.

Böbrek nakli yaptığımız hastalarımızdan 14 yaşındaki Hasan Kılıç'a 21 Ekim tarihinde babasından alınan böbrek nakledildi. Hem hastamız hem de babasının sağlığı oldukça iyi. Baba nakilden sonraki 4. günde, hasta ise 03 Kasımda taburcu edildi. Bu nakilde ilk kez verici ameliyatı kapalı yöntemle yapıldı. ''

     -''BEYİN ÖLÜMÜ BİLDİRİLİYOR AMA ORGAN BAĞIŞI YAPILMIYOR''-

Trabzon kent merkezinde hizmet veren büyük ölçekli 8 hastane bulunduğunu belirten Topaloğlu, ''Trabzon'da 2010 yılı başından itibaren bu güne kadar beyin ölümü bildirimi yapılmış ve organ bağışı ile sonuçlanmış (organları nakledilmiş) hasta bulunmuyor. Kentte bu yıl yaklaşık 15-20 beyin ölümü bildirimi yapılırken, bunların hiçbirinin organları bağışlanmadı'' dedi.

Serdar Topaloğlu, Türkiye'de en çok organ bağışının İstanbul'da yapıldığını, ancak bunun da yeterli olmadığını ifade etti.

Bu yılın ocak-ekim döneminde İstanbul'da 205 beyin ölümü bildirildiğini, bunlardan 50'sinin organlarının bağışlandığını dile getiren Topaloğlu, şunları kaydetti:

''Bu da çok düşük bir oran. İspanya, Fransa, Almanya gibi gelişmiş ülkelerde 1 milyon nüfusta 20 kadar beyin ölümü bildirimi ve yüksek sayıda organ bağışı olmasına rağmen ülkemizde bu oran 1 milyon nüfusta 1 gibi komik bir oranda kalmaktadır. Beyin ölümü tanısı alan bir hastanın bugüne kadar yapılan uygulama ve tedavilerle tekrar yaşama dönmesi mümkün değildir. Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre bu bağış için gerekli tıbbi inceleme sonrasında hasta yakınlarının onayı gerekiyor. Böylesine tedavisi mümkün olmayan bir tablo ile karşı karşıya kalan hasta yakınlarının, tedavisi organ nakli dışında yapılamayan pek çok hastaya hayat vermek için bağışta bulunmaları konusunda duyarlılıklarının arttırılması gerekiyor.''

Topaloğlu, KTÜ Tıp Fakültesi Organ Nakli Merkezi'nde karaciğer nakline önümüzdeki aydan itibaren başlanacağını, Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgesinin kuzeyinde kalan Sinop, Samsun, Amasya, Ordu, Giresun, Trabzon, Gümüşhane, Bayburt, Rize ve Artvin illerine hizmet verileceğini vurguladı.

Doç. Dr. Serdar Topaloğlu, söz konusu bölgedeki hastanelerde beyin ölümü gerçekleşen hastaların organlarının alınması konusunda Organ Nakli Merkezi bölgede tek yetkilinin olduğunu, merkez çalışanlarının, alınan organların Sağlık Bakanlığı Ulusal Koordinasyon Merkezi'nin uygun gördüğü hastanelere nakli konusunda da yetkili olduğunu kaydetti.