Ocakbaşı

Ocakbaşı

Kongreden sonraki Trabzonspor

25-26 Mayıs da yapılan olağanüstü kongrede İbrahim Haciosmanoğlu Başkanlığa seçildi. Bu çokları için hatta belki de kendisi için bile sürpriz oldu.

Aslında Trabzonspor kongrelerini iyi analiz edebilenler için çok da sürpriz olmadı. 3 ve daha fazla adaylı seçimlerde Derin Trabzonspor her zaman yenilmeye mahkumdur. 

2005 yılındaki kongrede Derin Trabzonspor nasıl ki İskender Önal- Özkan Sümer arasında kalıp Nuri Albayrak’ın başkan seçilip ilk yenilgisini alırken, bu kongrede de Metin Atasoy- Muharrem Usta arasında kalarak Trabzonspor tarihinde ikinci yenilgisini almış oldu.

Tabiki bir de, Derin Trabzonspor’un bir şekilde dışladığı veya pas vermediği bazı önemli isimlerin de karşıt oyları İbrahim Hacıosmanoğlu’nu vitrine çıkardı.

Kongreden sonra neredeyse 1.5 aylık bir süre geçti.

İbrahim Hacıosmanoğlu’nun bu dönemini irdelediğimizde Trabzonspor camiasının pek de alışık olmadığı farklı söylem ve eylemlerle karşılaşıyoruz.

Bir kere hem ekip, hem de ekonomik anlamda hazır olmadıkları gerçeği bugün net olarak ortadadır.

Daha ilk haftada 2 istifa, bugünlerde de basında çıkan 2 istifa daha haberlerinin henüz yalanlanmamış olması ekip anlayışının olmadığını göstermektedir.

Ekonomik anlamda hazır olmadıklarını çok yadırgamıyorum.

Paralı başkan değil, parayı akıllı kullanan başkan ve yönetimleri daha çok benimserim.

Onun için bu yönetimin parasının olmaması belki Trabzonspor için avantaj olacaktır. Ekonomik kriz fırsata dönüştürülebilir.

Banka kredileriyle kulüp yönetmeyi herkes becerir. Önemli olan paraları rantabıl kullanmaktır.

Ama görüyoruz ki geçen yönetim Trabzonspor’un gelirlerini artırmış ama artırdığı bu gelirleri de rantabl kullanmamıştır. Ortaya çıkan ekonomik tablo bunu göstermektedir.

Hacıosmanoğlu ve ekibi en azından böyle bir tablo bırakmazlar gibi geliyor bana..

Hacıosmanoğlu’nu Başbakanın mitingine katıldı diye eleştiriyorlar.

Evet bende eleştiriyorum. Trabzonspor Başkanı hiçbir partinin mitingine katılamaz., katılmamalı..Yardım alabilmek pahasına dahi olsa..

Ama Sadri Şener’in “Başbakan istedi diye Sercan ve Eren’i Rize’ye verdik” açıklaması Trabzonspor’un geçen dönemde de siyasete kurban edildiğini göstemiyormu..?

Gelelim sportif faaliyetlere..

Bir kere bu yönetimin yaptığı en iyi iş, Ünal Karaman’ı futbolun başına, Mustafa Akçay’ı da takımın başına teknik direktör olarak getirmesidir.  

Ömer Eyüboğlu’nun altyapının başına eğitimci olarak düşünülmesi bile önemli bir adımdır

Bu kararla birlikte tabiki altyapıdan yükselen fıutbolcular da gelecekte Trabzonspor adına önemli kazanım olacaktır. Krizi fırsata çevirmek belki de burada ortaya çıkacaktır.

Batuhan transferinde çekimserim, Aykut transferine olumlu, Jaja transferine olumsuz bakıyorum.

Aykut defansa önemli katkı yapacaktır. Ama Jaja 3 yıl önceki Jaja olmayabilir.

Sırf taraftar istiyor diye alınacak gibi duruyor.

Batuhan’ın futbol kariyerine kimse bir şey demiyor. Ama futbol dışı eylemleri hala soru işaretleri yaratıyor.

Eğer bu eylemlerden uzaklaşıp kendini sadece futbola verebilirse önemli bir kazanım olur.

1461’den gelen Abdulkadir, Yusuf, Caner ve Fatih de bu sezon adından söz ettirecek futbolculardır.

Yabancılardan 3-4 tanesi elden çıkarılabilirse bence en büyük transfer olmuş olur.

Sonuç;

Miting dışında şova kaçmayan Haciosmanoğlu adeta “Sakin güç, sessiz otorite” gibi duruyor.

Şu anda kulübün iç bünyesini tanımaya çalışıyor. Kulüp içerisinde hiyerarşik bir sistem kurmayla meşgul.

Yaptığı doğruların yanında yanlışları da elbette ki var. Ama bu yanlışlarla şimdiden eleştirmek doğru olmasa gerek. Bekleyip göreceğiz.

YAZIYA YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.