Türkiye’de fındık üreticileriyle Nutella’nın üreticisi İtalyan gıda devi Ferrero arasında alım fiyatı konusunda gerilim yaşandı. Üretimdeki azalma ve fiyat artışları, küresel pazarda dengeleri değiştirdi.
Dünyadaki fındık üretiminin yaklaşık yüzde 70’ini, ihracatının ise yüzde 75’ini karşılayan Türkiye, küresel pazarda açık ara lider konumda bulunuyor. Ferrero ise dünya genelinde üretilen fındığın yaklaşık dörtte birini satın alıyor. Türkiye’de yıllık ortalama 700 bin ton fındık hasadı yapılıyor ve bunun üçte birini Ferrero satın alıyor. Ancak bu yıl üretimin beklentilerin çok altında kalması, piyasadaki dengeleri değiştirdi.
Financial Times’ın haberine göre; ilkbaharda yaşanan don olayları, ardından gelen haşere ve kokarca istilası rekoltenin düşmesine yol açtı. FİSKOBİRLİK Ulubey Şube Başkanı Cemil Temiz, “Resmî tahmin 450 bin ton ama ben bu rakamın 300 bini geçeceğine inanmıyorum” dedi.
Üretimdeki azalma fiyatlara doğrudan yansıdı. Haziran ayında ton başına 9 bin dolar olan doğal iç fındık fiyatı, son haftalarda 18 bin dolara kadar yükseldi. Şirket ise bu artış karşısında Türkiye’den alımları durdurarak daha önce üretimi teşvik ettiği Şili ve ABD gibi alternatif kaynaklara yöneldi.
Ferrero Hazelnut Company Genel Müdürü Marco Botta, “Bu yıl uzun vadeli bir stoklamamız var, acelemiz yok” açıklamasında bulundu.
Yaşanan gelişmeler üzerine Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle çıkan haberlere yönelik açıklama yaptı

Küle, Ferrero şirketinin Türkiye'den fındık alımını durdurduğuna ilişkin haberlere yönelik, "Türkiye pazarında uzun yıllardır faaliyet gösteren Ferrero'nun taahhütlerini eksiksiz biçimde yerine getirmesi, hem ticari etik hem de Türkiye kamuoyu açısından zorunluluktur." ifadesini kullandı.
Birol Küle fındık sektöründeki gelişmelere ilişkin değerlendirmede bulundu.
Sektörde son dönemde yaşanan tartışmaların, yalnızca ticari bir mesele olmadığını belirten Küle, "Bu konu, üreticinin emeğine sahip çıkma ve adil piyasa düzeninin korunması meselesidir." dedi.
Küle, uluslararası basına yansıyan ve Ferrero kaynaklı olduğu anlaşılan son açıklamalarda, Türkiye'nin fındık üreticileri, tüccarı ve piyasa dinamiklerinin haksız şekilde suçlandığını aktararak, "Ülkemiz 'spekülasyon yapılan bir pazar' gibi gösterilmeye çalışılmaktadır. Oysaki 2024'te Kurumumuz tarafından gerçekleştirilen soruşturma ve neticesinde alınan taahhütler, bunun tam tersini göstermektedir. Dolayısıyla bu yaklaşım, gerçekleri çarpıtmanın ötesinde, Türkiye'nin üreticisine yönelmiş açık bir haksızlıktır." diye konuştu.
"ALIMI GECİKTİRMESİ FİRMANIN KENDİ TERCİHİ"
Türkiye'de fındık üretiminin, iklim koşulları ve zararlılar nedeniyle bu yıl önemli ölçüde azaldığına işaret eden Küle, "Çiftçi, verim kayıpları yaşamış, buna rağmen özveriyle üretimini sürdürmüştür. Yani ortada iddia edildiği gibi bir 'oyun' yoktur. Çiftçi, doğanın ve piyasanın şartlarına rağmen uyum sağlamaya çalışmaktadır. Arzın azaldığı bir sezonda, üreticinin elindeki ürünü peyderpey satması kadar doğal bir davranış olamaz. Bu sadece Türkiye'ye özgü bir kural değil, ekonominin temel işleyişini bilen herkesin görebileceği, evrensel bir piyasa kuralıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Küle, şirketin, yanlış stratejisinin faturasını Türkiye'ye kesemeyeceğini belirterek, Ferrero'nun fındık alımını geciktirmesinin kendi tercihi olduğunu, rakiplerin erken alım yaptığını ve şirketin beklemeyi seçtiğini söyledi.
"ŞİRKETİN PLANLAMA HATASI"
Şirketin, tercihinin sonuçlarını Türk çiftçisine, tüccarına ve Türkiye'nin kurumlarına yıkmaya çalışmasının kabul edilemez olduğunu bildiren Küle, "Dünya ölçeğindeki bir şirketin planlama hataları varsa o Türkiye'nin sorunu değildir. Varsa hata, bunun muhasebesi kendi içinde yapılmalıdır. Türkiye'yi suçlayarak prestij devşirilmemelidir." diye konuştu.
Küle, Türkiye'nin fındık üreticisinin "ülkenin alın teri" olduğunu, üreticinin doğayla mücadele ettiğini ve emeğiyle ülkeye değer kattığını ifade etti.
Bugün dünyanın çikolata raflarında görülen pek çok üründe Türk çiftçisinin emeği olduğuna dikkati çeken Küle, "Bu emeği küçümseyen, haksız ithamlarla itibarsızlaştırmaya çalışan hiçbir yaklaşım Türkiye'de karşılık bulamaz." dedi.

"REKABET KURULUNUN SEKTÖRE İLİŞKİN KARAR VE BEKLENTİLERİ NETTİR"
Küle, rekabet hukuku çerçevesinde verilen taahhütlerin belli olduğunu belirterek, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
"Rekabet Kurulunun sektöre ilişkin karar ve beklentileri nettir. Kimse, önce söz verip sonra dış basın üzerinden kendi taahhüdünü aşındırma girişiminde bulunmamalıdır. Türkiye'de piyasa tehdit mesajlarıyla değil, hukuk ve kurallar ile işler. Kimse kendini mağdur göstermeye çalışmamalıdır, mağduriyet yoktur. Türkiye'yi gerekçe gösterip ürün fiyatlarının artabileceği veya içeriklerin değişebileceği yönündeki açıklamalar kabul edilemez. Bu girişimleri fındık arzının sınırlı olduğu bir yılda fındık fiyatlarını baskılama girişimi olarak değerlendirmekteyim."
"PİYASA DÜZENİ MANİPÜLASYONA TESLİM EDİLMEZ"
Küle, ülkenin piyasa düzeninin, hiç kimsenin keyfine göre şekillenemeyeceğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Üreticinin emeği korunur. Piyasa düzeni manipülasyona teslim edilmez. Uluslararası baskı yöntemi işletilemez. Türkiye'nin kurumlarına gölge düşürülemez. Sonuç olarak bir kez daha vurgulamak isterim ki Türkiye pazarında uzun yıllardır faaliyet gösteren Ferrero'nun taahhütlerini eksiksiz biçimde yerine getirmesi, hem ticari etik hem de Türkiye kamuoyu açısından zorunluluktur."
Kaynak:AA