Sadri Şener, çirkin söylentilere, “Bırakın satan, şüphe duyulan biri bile Trabzon'da sıkıntı yaşar. En güçlü motivasyon kentimizdir” şeklinde nokta koydu.

‘Anlayan yanıtlar’
“Sezon bitti, artık huzurluyum. Huzurlu ve gururluyum aslında. Hocamız ve futbolcularımız Trabzon halkının başını dik tuttu. Herkes o kadar çirkin şeyler söyledi, yazdı ki, şimdi o insanlar ne yapacak, ne olacak bilmiyorum. Biz Trabzonspor olarak kupanın birini aldık, diğerinde de kazananı belirledik. Fenerbahçe maçı öncesinde o kadar abuk sabuk sorularla karşılaştım ki, artık ‘anlayana’ türünden yanıtlar vermek zorunda kaldım. Düşünün bir kere, ben nasıl diyeceğim gidip futbolcuma bu maçı rahat oynayın, bırakın. Olacak iş mi?”

‘Beşiktaş’ı konuşun’
“Herkes sanki Trabzon’da böyle işler kolaymış gibi olur olmaz türetti. Trabzon, sadece Trabzonsporlu bir kenttir. Futbolla, takımıyla yatıp kalkar. Böyle bir atmosferde gidip takım maç satacak, oyuncular şike yapacak. Olacak iş değil! Trabzon kenti böyle işleri affetmez, söylentisinden bile etkilenir. Bu açıdan en büyük avantajımız şehirdir diyebilirim. Ayrıca hep bizim üzerimize gelindi. Beşiktaş, Bursa’ya 15 kişiyle gitti, yabancılarını bıraktı... O zaman onları da konuşsunlar. Bu işler hoş değil. Spordur demek, bilgi-belge olmadan konuşmamak lazım.”

’Göreceksiniz Teofilo da Alanzinho’yu geçecek’
“Bir kere şunu söylemek istiyorum; Teofilo için ben hiçbir eleştiriyi kendi üzerime almam. Çünkü göreve geldiğimizden beri hiçbir futbolcuyu yönetim transfer etmedi. Biz sadece bu transferlerin parasal, yani olabilirlik durumuna baktık. Ersun Yanal zamanında da böyleydi, bundan sonra da böyle olacak. Ben işin para boyutuna bakarım, ileride bir soru sorulduğu zaman hocamızın isteğiyle yapıldığını söyleme rahatlığını yaşarım. Bizim çok başarılı ve geniş bir izleme komitemiz var. Teofilo’yu da defalarca Şota izledi, raporlar geldi...”

Kolombiya sıkıntısı...
“Ben de almaya gittim. Ben gittim, çünkü Teo’nun kulüp başkanı ülkenin en zenginlerinden, senatör. Ancak böyle bir ilgi sayesinde koparabilirdik. Kolay da olmadı. Yolculukta bile sayısız sıkıntı yaşadık. Kolombiyalılar’ın malum problemlerden ötürü yurt dışına çıkışları, vize işleri sorun yaratıyor. Ama Teofilo’yu tanıyanlar çok olduğu için bu işleri rahat hallettik. Tabi ki beklentimizin altında. Fakat ailesine aklı takılı. İdmana çıkıyor ama kafası evde. Kendinden çok ailesinin uyum süreci uzun sürüyor. Bunu da aşması için elimizden geleni yapacağız ve inanıyorum ki Alanzinho gibi o da gelecek sezon büyük bir patlama yapacak.”

’Taraftarlık böyle olmaz’
“Yıl 1991’di; hiç unutmam... Bursa ile bir maçımız vardı, rakibin hocası Yılmaz Vural cezalıydı ve tribünden telsizle kulübeye taktik veriyordu. Bizim de bu telsiz işlerine meraklı bir arkadaşımız o hatta giriyor, Vural’ın taktiklerini bizim kulübeye aktarıyormuş! Yani iletişimde öncülük yapmış... Şimdi o günlerden bugünlere geliyoruz; yıl 2010. Nasıl olur da böyle önemli bir maçta Fenerbahçe’nin anonsu, ‘Oradan duydum, buradan duydum’ gibi şeylere tespit edilir. Birçok alanda profesyonelleşmiş bir kulüp böyle ince detayı atlayınca bir sürü olay oldu. Açıkcası ben de 2-2 anonsu sonrası tebrik için ayağa kalktım ama kısa sürede her şey değişti. O anı yaşayan takımın yöneticisi olmak istemezdim. Ama böyle taraftarlık da olmaz. 1 dakika önce omuzunda taşıdığını 1 dakika sonra yere atıyorsun!”

Bursa’ya ‘abi’ tavsiyesi!
“Bursaspor’u ve onların idarecilerini her fırsatta, hatta en son kulüpler birliği toplantısında bile kutladım. Bunu da büyük bir samimiyetle yaptım. Trabzonspor gibi, şampiyonluğu ilk kez İstanbul dışına çıkarmış, diğer Anadolu kulüplerine her zaman ağabeylik yapmış bir camianın tavrı da bu olmalı. Ayrıca neden üzülelim ki Bursa şampiyon oldu diye? Sonuçta benim rakiplerim hala İstanbul’daki 3 büyük. Onların benim dışımda takılacağı olası takım sayısı ne kadar artarsa o kadar mutlu olurum, ligin havası daha da değişir. Ayrıca Bursaspor bu şampiyonluğu hak etmiştir de futbol olarak. Fenerbahçe’yi Kadıköy’de yendi, Beşiktaş’tan, Galatasaray ve bizden de puanlar aldı. Bunlar az işler değil. Saygı duymak lazım. Ancak yapmaları gerekeni de, kendi tavsiyemi de söyledim; kimseyi satmamalılar, hatta yeni transfer yapmalılar. Yoksa kalıcı olma işi yalan olur.”

Başkandan inciler...
"Hakemler için zaman zaman çıkışlarımız oldu ama benim şahsen en büyük sıkıntım yan hakemlerden. Onların seviyesinin yükselmesi lazım. Yardımcılar FIFA olsun ben başka bir şey istemiyorum."

"Diyarbakır Belediye Başkanı’nı ziyaretime bazı tepkiler oldu ama bilip bilmeden konuşuyor insanlar. Diyarbakır ve Urfa Valileri ile yemekteydik, bölgesel sorunlar konuşuluyordu. ‘Gidip ziyaret etsem işe yarar mı?’ dedim, çok sevindiler. Gittim ve sadece spor konuştuk, statta buzlar eridi, kriz beklenirken herkes ‘Trabzon’ diye bağırdı."

"Ligin kaderini etkileyen aynı olaylar farklı şekilde yorumlandı. İyi ki daha büyük krizlere neden olmadı. En basitinden ben olsam Diyarbakırspor-Bursaspor mücadelesini bir kez daha oynatırdım."

"Verdiğim en doğru kararın Şenol Güneş’in gelmesi olduğunu düşünüyorum. En yanlışı ise Tjikuzu’yu almamız oldu. Onur’u tabi ki en iyi çıkış yapan futbolcu olarak görüyorum, pek kendini gösteremese de Burak’tan da çok umutluyum."

"Onur için ciddi çabalar harcadık, o da bizi mahcup etmedi. Geçen sene bonservisini çıkaramıyorduk, çünkü Manisa’ya da imza atmış! Çözülmesi için 650 bin TL daha ödedik, lisans çıkardık. Ama iyi ki çıkarmışız."

"Ligin en iyi kadrosu bilgisayara koyarsanız rakamıyla, kariyeriyle Fenerbahçe çıkar. Ama bilgisayardan çıkan sonuç sahada başka türlü olabiliyor."

"Arda bana sorarsanız normal şartlarda yurt dışına henüz gitmemeli. Ancak son zamanlarda o kadar çok adı ortalıkta gezindi ki, sanırım bu durumu kaldıramadı. Kimyası çabuk bozuldu."

"Urfa’da müthiş bir final yaşadık. Bize gösterilen ilgiyi kelimelerle anlatmak zor. Tabi işin ekonomik boyutunda ise zarar ettik. Gelir 300, gider 500 bin. Aradaki farkı iki kulüp olarak biz ödeyeceğiz."