MHP'li Halaçoğlu'ndan açıklamalar

 MHP'Lİ HALAÇOĞLU : IŞİD'LE MÜCADELE EDECEKSENİZ, ÖNCE TÜRKİYE'DEKİLERLE MÜCADELE EDİNMHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, TBMM Genel Kurulu'nda Irak ve Suriye tezkerelerinin görüşülmesine başlanmadan önce bir konuşma yaptı. Halaçoğlu, "Türkiye'de eğ

MHP'li Halaçoğlu'ndan açıklamalar

 

MHP'Lİ HALAÇOĞLU : IŞİD'LE MÜCADELE EDECEKSENİZ, ÖNCE TÜRKİYE'DEKİLERLE MÜCADELE EDİN

MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, TBMM Genel Kurulu'nda Irak ve Suriye tezkerelerinin görüşülmesine başlanmadan önce bir konuşma yaptı. Halaçoğlu, "Türkiye'de eğer IŞİD'le mücadele edecekseniz, önce Türkiye'dekilerle mücadele edin. Bakın, burada, Ankara Ulucanlar'da, Sosyal Güvenlik Kurumunda bir şahıs bütün yazışmalara IŞİD'in logosunu koyarak… Efendim, neymiş? Peygamber Efendimizin mührüymüş. Yani şimdiye kadar Peygamber Efendimizin mührünü bütün resmî belgelere mi koyuyorlardı?" diye konuştu.

 
 
"ÖNCE KENDİ BÜNYENİZDE, TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN KENDİ TOPRAKLARI ÜZERİNDE EMNİYETİ SAĞLAYACAKSINIZ"
 
 
Halaçoğlu, "Tezkerede tabii ki önemli birtakım hususlar söz konusu. Bunların başında, PKK terör unsurlarının varlığını sürdürdüğü… "Özellikle Irak'ın kuzey bölgesinde silahlı PKK terör unsurları varlığını sürdürmektedir." diyor ama Türkiye'dekilerden bahsetmiyor, sanki Türkiye'de PKK terör unsurları veya silahlı gruplar yokmuş gibi. Dolayısıyla öncelikle buradan başlamak istiyorum. Yani, siz ulusal güvenliği sağlamak istiyorsanız, önce kendi bünyenizde, Türkiye Cumhuriyeti'nin kendi toprakları üzerinde emniyeti sağlayacaksınız, ulusal güvenliği sağlayacaksınız ki ondan sonra dışarıyla daha iyi mücadele edesiniz. Burada bunu yazarken diğer taraftan PKK terör örgütüyle masaya oturuyorsunuz "çözüm süreci" adı altında ama diyorsunuz ki: "Kürt sorununu çözüyoruz." PKK'nın Kürtleri temsil edip etmediği konusunda da sizlerin ciddi tenakuza düştüğünüzü görüyoruz. Dolayısıyla, böyle bir anlamda ortaya çıkıyorsunuz, getiriyorsunuz" dedi.
 
 
"BUNU, DAHA OLAYIN BAŞLANGICINDA YAPIP, GÖÇMENLERİ BURADA MUHAFAZA ETMENİZ GEREKİRDİ" 
 
 
Halaçoğlu, "Diğer taraftan, Irak ve Suriye tezkerelerini birleştirirken IŞİD'den bahsediyorsunuz. Şurada herkes herhâlde mutabıktır, IŞİD bir terör örgütüdür ama terör örgütü olduğunu siz ancak Amerika Birleşik Devletleri'ne Cumhurbaşkanı gidip geldikten sonra söylemeye başladınız, ondan önce söyleyemiyordunuz. Şimdi, buna başladınız ama terör örgütü olduğunu biz hep söyledik, böyle söylemeniz gerektiğini de söyledik ama bugün, siz diyorsunuz ki "Ulusal güvenliğimizi tehdit ettiği için IŞİD'e karşı tezkereyi birleştirdik çünkü IŞİD hem Suriye'de hem Irak'ta faaliyet gösterdiği için tek tezkereyle bunu sunuyoruz." Dolayısıyla, böyle bir anlam içerisinde bir tezkere hazırlamışsınız ama hazırladığınız tezkere, enteresandır ki bunlarla alakası olmayan, terör örgütüyle alakası olmayan Suriye devletiyle de ilgili konular içeriyor. Yani siz, eğer Türkiye sınırlarında bir güvenlik koridoru oluşturmak istiyorsanız bunun artık Suriye'yle bir alakası kalmamış bir pozisyonda olduğunu bilmeniz gerekir. Diğer taraftan, diyorsunuz ki "Türkiye'ye büyük bir göç dalgası meydana geldi." Evet, yeni değil bu, Türkiye'ye 1,5 milyon civarında Suriyeli geldi ve bugün, Türkiye'nin her tarafına dağılmış durumda ve kontrol edemiyorsunuz, hangi hastalıkları taşıdıklarını bilmiyorsunuz, hastaneler dolup taşıyor, sokaklarda dilencilerden, cami kapılarında dilencilerden geçilmiyor ve siz, ancak aklınız başınıza geliyor ve bir güvenlik koridorundan, bölgesinden bahsediyorsunuz. Bunu, daha olayın başlangıcında yapıp, göçmenleri burada muhafaza etmeniz gerekirdi ve gerekli desteği buradan vermeniz lazımdı ama bugün, Türkiye'de asayiş sorunlarıyla birlikte bunlar ortaya çıkıyor" diye konuştu.
 
 
"NEDEN TÜRKMENLER İÇİN PASAPORT SORUYORSUNUZ ?"
 
 
Halaçoğlu, "Diğer taraftan, "Aynül Arap" dediğimiz, asıl ismi "Aynül Arap" olan ama "Kobani" dediğiniz bölgede… Diyorsunuz ki "IŞİD saldırılarından bunları kurtarmamız lazım." Peki, daha önce, Afrin'deki Türkmenler için, yine Telafer'deki, Tusurmatu'daki Türkmenleri IŞİD boğazlarken, keserken, bugün bu Mecliste bulunan bazı kesimler de, siyasi neden hiç seslerini çıkarmadılar ve -tek taraflı- bugün gördükleri meseleyi o zaman görmediler? Yani Türkmen olunca bunlar insan değiller miydi? Aynı tepkiyi, "Kobani" dediğiniz bölgeye gösterdiğiniz tepkiyi neden Türkmenlere göstermediniz? Bir de şöyle bir sözle açıklıyor: Efendim, "Türkmenleri biz koruyoruz." Türkmenleri kimsenin koruduğu yok, Türkmenler bugün Bağdat'ın güneyine çekilmek zorunda kaldılar. Bir kısmı Türkiye sınırlarına geldi ve buradan Türkiye'ye girmek istediklerinde pasaport soruldu. Peki, Ezidileri veyahut da Kürtleri neden pasaport sorup almıyorsunuz da sadece Türkmenler için pasaport soruyorsunuz? Bunların cevaplarını nasıl vereceksiniz merak ediyorum" dedi.
 
 
"BU, ABD'NİN BÜYÜK ORTA DOĞU PROJESİ'NİN BİR PARÇASIYDI"
 
 
Halaçoğlu, "Diğer taraftan, güvenlik boşluğundan söz ediyorsunuz. Aslında, Suriye'nin istikrarsızlaşmasına en büyük katkıyı siz Hükûmet olarak yapmadınız mı? Eğer bir devlet kendi sınırlarının hemen yanındaki komşularının istikrarını sağlama yönünde çaba göstermezse, o kaos ortamı yarın kendilerine dönüp kendilerini tehdit altına alır, nitekim aynı şey olmuştur. Eğer Suriye'de bugün istikrar olsaydı, siz Esad, Esed, sonra tekrar Esad oldu ama… Bununla bağlantılı, hep anlaşma, uzlaşma yoluyla, kan dökülmeden bu işler halledelim derken PKK'yla, Esad'la da aynı şekilde kan dökülmeden orada demokratikleşme konusunda çabalarınız hangi ölçüde kaldı? Birlikte Bakanlar Kurulu topladığınızı biliyoruz, birlikte kahvaltı yaptığınızı da biliyoruz ama birdenbire bir gün içerisinde nasıl oldu da Esad Esed'e döndü ve birdenbire düşman oldunuz? Aslında, herkes biliyor, siz de biliyorsunuz, bu, Amerika Birleşik Devletleri'nin Büyük Orta Doğu Projesi'nin bir parçasıydı. Hâlbuki, aslında, en doğru yaptığınız, dış politikada en doğru karar aldığınız konu Suriye'yle ticaret anlaşması yapmak ve vizeleri kaldırarak sınırları açmaktı. En doğru yaptığınız politika buydu ama birdenbire ne olduysa bu politikadan, bu doğru politikadan vazgeçtiniz. Bunu Batılılar bile tenkit etmişti "Türkiye acaba mecrayı mı, kulvarını mı değiştiriyor?" diye konuştu.
 
 
"200 BİN MÜSLÜMAN'IN ASLINDA KANININ VEBALİ DE SİZİN ÜZERİNİZDE"
 
 
Halaçoğlu, "Aslında, Türkiye 1918'den, 1917'den sonra -Suriye'nin elimizden çıkmasından sonra, Osmanlı topraklarının dışına çıkmasından sonra- âdeta Fransız işgalindeki, sömürgesi olan… Fransa'yla kulvarımız hakikaten bozulmuştu ve siz ilk geldiğinizde bu yöndeki politikanızı, en doğru politikanızı yapmıştınız ve vizeleri kaldırmıştınız, ticareti geliştirmiştiniz ve gerçekten, bir kucaklaşma meydana gelmişti, hem Suriye halkı hem Türkiye halkı birbiriyle âdeta kardeş gibi ticaret yapıyorlardı, birbirlerine gidip gelebiliyorlardı, hatta komşuluk, akşam oturmalarına geliyorlardı. Ne oldu da bu güzel tabloyu birdenbire değiştirmek ihtiyacını hissettiniz? Yani 10 bin kilometre öteden gelen ve buradaki petrollere göz dikenlerin birtakım çığırtkanlıklarını görmediniz mi? Yani Irak savaşında kimyasal silahlardan bahsederek gelen ve orayı bombalayan 1 milyona yakın insanın, bir Müslüman'ın hayatını kaybetmesine sebep olan bir politikanın zaten gözünüzün önünde değil miydi yanlışları? Onları görmezden gelerek neden aynı şekilde Suriye'de de o politikayı izlediniz? Bugün Suriye'de ölen -"Esad öldürdü." diyorsunuz ama- 200 bin Müslüman'ın aslında kanının vebali de sizin üzerinizde" dedi.
 
 
"ORTAK BİR ŞEKİLDE BU TEZKERE GETİRİLMİŞ OLSAYDI VEBAL ALTINDA DA KALMAYACAKTINIZ"
 
 
Halaçoğlu, "Her şeyden önce, bir vebali siz kabul etmeseniz de yarın huzurumahşerde o vebalin altında kalacaksınız ne kadar direnirseniz direnin. Birazcık düşünmeye çalışın. Bakın, Kur'an'ı Kerim'de düşünmek ve fikretmek üzerine 500 ayet vardır. Siz bu ayetleri bile görmezden geliyorsunuz. Biraz düşünün, bırakın siyaseti, yanlış yapıldığını görürsünüz. Biz sürekli düşünüyoruz, düşündüğümüz için bunları söylüyoruz. Yani burada politika üretmek birtakım gerçekleri örtbas etmek anlamına gelmez. Dolayısıyla, bu tezkerenin, bizim konuşmacımız muhakkak daha pek çok çeşitli yönlerine değinecektir ama şunu özellikle belirteyim: Keşke, mademki böyle bir tezkere getirecektiniz bu gerçekten gerekli miydi? Gerekliydi. Bu tezkere gerekliydi. O zaman yapmanız gereken çok önemli bir şey vardı, bu bir millî meseleydi, Türkiye'nin güneyinde meydana gelmiş ateşin söndürülmesine yönelik bir tezkere olduğuna göre, olacağına göre Türkiye'nin bu ateşle bağdaşmayacak bir pozisyona getirilmesi düşünülüyorsa yapmanız gereken şey şuydu: Muhalefetle de görüşseydiniz bu tezkere için ve ortak bir şekilde bu tezkere getirilmiş olsaydı Meclise zannediyorum ki birtakım vebal altında da kalmayacaktınız ve kendinizi de kurtaracaktınız" dedi.
 
 
"ÖNCE TÜRKİYE'DEKİLERLE MÜCADELE EDİN"
 
 
Halaçoğlu, "Tekrar ediyorum, bakın, Türkiye'de eğer IŞİD'le mücadele edecekseniz, önce Türkiye'dekilerle mücadele edin. Bakın, burada, Ankara Ulucanlar'da, Sosyal Güvenlik Kurumunda bir şahıs bütün yazışmalara IŞİD'in logosunu koyarak… Efendim, neymiş? Peygamber Efendimizin mührüymüş. Yani şimdiye kadar Peygamber Efendimizin mührünü bütün resmî belgelere mi koyuyorlardı? Ama IŞİD ortaya çıktıktan sonra bunları neden koyuyorlar? Burada İnternet'te var, yazışmalarda da var, dolayısıyla mührü basmışlar. Yani biz Peygamber Efendimizin mührünü böyle her yere, olağanüstü yerlere basarak aşağılamak zorunda mıyız? Dolayısıyla kimse kimseyi aldatmaya kalkmasın" dedi.

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler