Kılıçdaroğlu: Siyasetçi eleştiriyi...

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, siyasetçi her eleştiriyi dikkatle dinlemek zorunda olduğunu belirterek, "Aklımızı kullanacağız, sabırlı davranacağız, dikkatle dinleyeceğiz. Her eleştiriden ders çıkaracağız. Bunu yaparsanız devlet adamı kimliğini yak

Kılıçdaroğlu: Siyasetçi eleştiriyi...

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, siyasetçi her eleştiriyi dikkatle dinlemek zorunda olduğunu belirterek, "Aklımızı kullanacağız, sabırlı davranacağız, dikkatle dinleyeceğiz. Her eleştiriden ders çıkaracağız. Bunu yaparsanız devlet adamı kimliğini yakalamış ülkeyi yönetmeyi hak etmiş olursunuz" dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kılıçdaroğlu, konuşması öncesinde grup salonunda bulunan engelli vatandaşların yanına giderek, "hoşgeldiniz" dedi. Engelli vatandaşlar da Kılıçdaroğlu'na çiçek verdi.

Anneler günün kutlayan Kılıçdaroğlu, "Annelerimiz bize adam gibi adam olmayı, herkesi kucaklamayı, onurlu bir insan olmayı öğrettiler. Yine annelerimiz bize hiçbir annenin miting meydanlarında yuhalanmaması gerektiğini de öğrettiler. O nedenle insanlığın sonsuzluğuna imza atan bütün annelere yürekten şükranlarımızı sunuyoruz" dedi.

CHP'nin engellilerin sorunlarını en iyi bilen ve bunlara yönelik çözümler üreten parti olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, CHP milletvekillerinin engelliler için 38 kanun teklifi,  20 Meclis araştırma önergesi verdiğini, 210 sözlü ve yazılı soru yönelttiğini, ancak bunların AK Parti milletvekillerinin oyları ile reddedildiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"2005'de parlamentoya bir yasa getirdiler, kentler 7 yıl içinde engelsiz olacaktı. Geldik 2012, yasanın süresinin dolmasına 3 gün kala yeni bir yasa getirdiler, tekrar ertelediler. Ve toplu ulaşım araçlarından engellilerin yararlanması için 2018 yılına ertelediler. Belediye Başkanımız Eskişehir'i gerçekten engelsiz bir kent haline getirdi. Orada da söyledim, yine söylüyorum, bir belediye başkanı, 'bir kent nasıl engelsiz hale getirilir' diye öğrenmek, görmek istiyorsa, gitsinler Yılmaz Büyükerşen'e başvursunlar. Baksınlar nasıl oluyormuş."

Konuşmasında ekonomik verilere değinen ve vatandaşın büyük sıkıntı içinde olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, 2002 yılında 847 bin olan tüketici kredisi ve kredi kartı borcu bulunanların sayısının 2014 şubat ayı sonunda 3 milyon 81 bin kişiye yükseldiğini söyledi. "Demek ki ekonomi birileri için çok iyi ama vatandaş için iyi değil" diyen Kılıçdaroğlu, ailelerin bankalara ve TOKİ'ye olan borçlarının 2003 yılında 13 milyar lira olduğunu, 2013 yılında ise bu rakamın 372 milyar liraya çıktığını ifade etti. 

-"Ekonominin faturası önce Ayşe Hanım Teyze'ye çıkıyor"

Enflasyon rakamlarının açıklandığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, ekonomideki kötü gidişin faturasının halka çıktığını kaydetti. Kılıçdaroğlu, "Fatura önce Sayın Güngör Uras'ın deyimiyle Ayşe Hanım Teyze'ye çıkıyor. Onun için enflasyon yüzde 13. Çünkü onun tükettiği mallar daha fazla pahalılaşmış durumda" dedi.

Ekonomideki gidişin faturasını ödeyen diğer kesimlerden birini de emekliler olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, "Bütün emekli kardeşlerime sesleniyorum; senin durumunu çok iyi biliyorum, derdini her ortamda dile getiren kişiyim. Senin bütün sorunlarına sahip çıkan kişiyim. Şapkayı önüne koy ve düşün, bu iktidar senden yana mı, malı götürenden yana mı? Eğer senden yanaysa oyunu git AKP'ye ver. Malı götürenlerden yanaysa adresin belli, yerin belli, CHP, halkın partisi. Gel buraya" ifadelerini kullandı.

Asgari ücretli ve memurların da ekonomideki kötü gidişin faturasını ödeyen kesimlerden olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Memurlara toplu olarak 175 lira brüt herkese zam yaptılar. Bunun neti de 125, 130 lira civarında. Memur-Sen kapalı kapılar ardında hükümetle masaya oturdu, 'enflasyon farkı istemeyeceğiz' diye sözleşmeye imza attı. Şimdi bütün memur kardeşlerime sesleniyorum; sizin temsilciniz olarak gittiler oraya. Kapalı kapılar ardında imzaladılar. Memur kardeşim sen bunun hesabını soracak mısın, sormayacak mısın? Memur-Sen neden böyle bir sözleşmenin altına imza attı? Demek ki iktidarın arka bahçesi oldu. İktidarın arka bahçesinden memura hayır gelmez. Ne diyor hükümet? 'Bize kumpas kurdular'. Ben size şunu söyleyeyim, Memur-Sen ile hükümet oturdular kapalı kapılar arkasında memurlara kumpas kurdular."  

-"Devlet adamı 'paraları sıfırlayın' dememelidir"

Kılıçdaroğlu, üzerinde yeniden düşünülmesi gereken kavramlardan birin de devlet adamlığı kavramı olduğuna işaret ederek, bu kişinin niteliklerinin sorgulanması gerektiğini belirtti. Devlet adamının saygın, dürüst olması, herkesi kucaklaması, 'paraları sıfırlayın' dememesi, hırsıza teslim olmaması, öfkeyle, kinle hareket etmemesi gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, kendisine oy versin ya da vermesin bütün yurttaşlarına aynı mesafede olması gerektiğini vurguladı.

-Şeyh Edebali'nin öğüdü

Devlet adamlığı konusunda değişik zamanlarda bilge kişilerin öğütlerde bulunduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, Şeyh Edebali'nin Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu Osman Bey'e öğüdünü kürsüden okudu.

Kılıçdaroğlu, 700 yıl önce söylenen bu öğüdün, bugün yeniden okunma ihtiyacı doğduğunu ifade ederek, kin ve öfke ile devlet yönetmenin mümkün olamayacağını savundu. Kılıçdaroğlu, "Şimdi biz şeyh Edebali'nin öğütlerini okuyoruz. Neden? 2014 yılının Türkiye'sinde bu öğütleri bir daha okuma ihtiyacı duyduğumuz için. Keşke böyle bir ihtiyacımız olmasaydı. Keşke ondan herkes gerekli dersleri çıkarabilseydi. Keşke Türkiye bugün içinde bulunduğu çalkantılı süreci yaşamamış olsaydı. Keşke devleti yönetenler akılla, mantıkla devleti yönetebilselerdi. O zaman bunlar yaşanmazdı" diye konuştu.

- "Öfkeyle yönetilen toplumlar ağır bedeller ödemişlerdir"

Demokrasinin ağır bedeller ödenerek kazanıldığını, Türkiye'nin de bu bedelleri ödeyen ülkelerden biri olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"21. yüzyılda 'mutlak hakimiyet, mutlak güç' diye bir kavram yoktur. Güçler ayrılığı ilkesi vardır. Devleti yönetenin bütün güçleri üzerinde topladığı bir sistem yoktur artık dünyada. Güçler ayrılığı vardır. Yasam, yürütme, yargı dediğimiz erkler bunun üzerine inşa edilmiştir. Ve çağdaş demokrasilerde dördüncü güç medya vardır, siyasal iktidarın hatalarını millete duyursun diye. Şimdi biz mutlak güce yeniden dönen bir sürecin içine girmiş oluyoruz. Akılla yönetilmeyen, öfkeyle yönetilen toplumlar ağır bedeller ödemişlerdir. Biz 21. yüzyılın Türkiye'sinde ağır bedeller ödemek istemiyoruz. 21. yüzyılın Türkiye'sinde birinci sınıf demokrasi istiyoruz. Bu ülkenin insanı üçüncü sınıf demokrasiye layık değildir. Bu ülkenin insanı birinci sınıf demokrasi istiyor ve ona layıktır.

Siyasetçi her eleştiriyi dikkatle dinlemek zorundadır. O eleştiri doğru olmayabilir, eleştiri bizi rahatsız edebilir. Ama biz aklımızı kullanacağız, sabırlı davranacağız, dikkatle dinleyeceğiz. Her eleştiriden ders çıkaracağız. Bunu yaparsanız devlet adamı kimliğini yakalamış olursunuz. Bunu yaparsanız bir ülkeyi yönetmeyi hak etmiş olursunuz. Eğer siz öfke ile kalkar, öfke ile hareket ederseniz sadece kendinizi değil, bir toplumu ateşe atmış olursunuz. Konuşmayan toplum olmaz, herkes konuşacak."

CHP'nin milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmasını savunduğunu, ancak tek olmazsa olmazının kürsü dokunulmazlığının korunması olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, kürsü dokunulmazlığının demokrasinin güçlenmesinin öncelikli şartı olduğunu söyledi.

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler