Erdoğan: 600 Bin Asker Kaçağı Yakalanacak

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ak Parti Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında partililere hitap etti.Askerlik süresinin 12 aya indirilmesiyle ilgili düzenlemenin Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdiğini belirten Erdoğan, "Tüm er ve erbaşlarımı

Erdoğan: 600 Bin Asker Kaçağı Yakalanacak

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ak Parti Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında partililere hitap etti.

Askerlik süresinin 12 aya indirilmesiyle ilgili düzenlemenin Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdiğini belirten Erdoğan, "Tüm er ve erbaşlarımıza şimdiden hayırlı teskereler diliyorum. Bu arada bakaya kalmış 600 bin civarında, bu ifadeyi kullanmak istemiyorum ama uygulamaları kaçak durumunda olandır, burada da gerek İçişleri Bakanlığımızın gerekse Milli Savunma Bakanlığımızın birliktelik içerisinde bir çalışma yaparak, bu kaçak durumda olanları yakalayıp hemen askerliğe teslim etmeleri lazım" dedi.

Erdoğan, Ak Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmaya, önceki gün ziyaret ettiği Kosova'dan, Kosova halkının, oradaki Türklerin, Arnavutların selamlarını ileterek başladı.

İşte Erdoğan'ın açıklamasından önemli satır başları:

Çarşamba günü Priştine'ye giderek Kosova Başbakanı, Arnavutluk Başbakanı ve misafirlerle birlikte önemli bir açılış yaptık. Havalimanı açılışını gerçekleştirdik. Kosova ve Arnavutluk başbakanlarıyla Priştine'den Prizren'e geçtik. Biliyorsunuz Türklerin yoğun yaşadığı bir bölge. Orada coşkulu bir miting gerçekleştirdik. Türkiye'de gerçekleştirdiğimiz mitinglerden hiçbir farkı yoktu. Oradaki vatandaşlar mitingin sonuna kadar çok büyük bir coşkuyla bizi dinlediler.

"MEHMET AKİF'İN DEDESİ KOSOVALIYDI"

TİKA Kosova'da önemli bir çalışma yapıyor. Son zamanlarda etnik meseleler gündeme sıklıkla geliyor. Çok konuşuluyor. Bundan dolayı da bazıları bizim üzerimize farklı bir şekilde saldırıya geçiyor. Bütün bunlara tek cevap var aslında. İstiklal Marşı şairi Merhum Mehmet Akif biliyorsunuz bir Arnavut'tu. Ama Arnavut Mehmet Akif'in gönül süzgecinden geçen kelimeyi, cümleleri, mısraları başka hiçbir insan bulamamıştı. Saatlerce o zamanki Meclis'te ayakta alkışlanarak kabul edilmişti. Demek ki bizi birbirimize bağlayan bağ başka. Bunu hala anlayamayan zavallılar var. İstiklal Marşı'mızın şairi merhum Mehmet AKif'in dedesi Kosovalıydı. Bir Arnavuttu. İpek kasabasının Şuşitza köyünde yaşıyordu.

"O CAMİYİ YENİDEN İNŞA EDİYORUZ"

Oğlu Mehmet Tahir'i İstanbul'a göndermişti. İmam olması için göndermişti. Ancak Mehmet Tahir İstanbul'da büyük başarı gösterip müderris olunca köyüne dönemedi. Mehmet Akif de İstanbul'da dünyaya geldi. Akif'in dedesinin köyündeki caminin imamlığını bir süre Akif'in amcaları yaptılar. Maalesef bu cami bakımsız kalmış. 1999 yılında da savaş nedeniyle tamamen yıkılmış. İşte şimdi biz o camiyi bulduk, hazırlıkları yaptık, Mehmet Akif'in dedesinin köyündeki o tarihi camiyi yeniden inşa ediyoruz.

Orta Asya'ya git orada Ak Parti iktidarını görürsün, Orta Doğu'ya git orada Ak Parti'yi görürsün, dünyanın değişik yerlerine git orada Ak Parti'yi görürsün. Ak Parti artık 780 bin kilometre kareye sığan bir irade değildir. Dünyada gündemi olan bir partidir.

"KISA DÖNEM ASKERLİK SÜRESİ DEĞİŞMEYECEK"

Askerlik süresiyle ilgili düzenleme, resmi gazetede yayınlandı. Birçok spekülasyon yapılıyor. Bu konuyla ilgili olarak şüphesiz ki silahlı kuvvetlerimizin bilgilerine, onların bu noktadaki düşüncelerine, çünkü celp denilen olayın onlar tarafından ne kadar ihtiyaç var, bunlar Milli Savunma Bakanlığımızdan istenir ve Milli Savunma Bakanlığımız da buna göre celpleri yapar. Burada bize teklifleri, talepleri gelmiştir ve bu talep üzerinden de çalışarak biz bütçe yılı olması hasebiyle de olayı 1 Ocak olarak değerlendirdik.

Gerçi bu iş her ne kadar bir bütçe olayı değilse de biz bunu bir bütçe yılıyla orantılı, uygun olsun diye bu şekliyle düzenledik ve inşallah 1 Ocak 2014'ten geçerli olmak üzere silah altındaki yükümlüleri de kapsayacak şekilde muvazzaf askerlik süresini er ve erbaşlar için 15 aydan 12 aya indirmiş oluyoruz. Bu düzenleme sadece uzun dönem askerlik yapan er ve erbaşlarımızı kapsıyor.

Kısa dönem askerlik süresinde bir değişiklik yapmıyoruz. Bu değişiklikten etkilenecek Türkiye genelindeki tüm er ve erbaşlarımıza şimdiden hayırlı tezkereler diliyorum. Askerlik çağındaki tüm gençlerimize de bu önemli düzenlemenin hayırlı olmasını temenni ediyorum.

"600 BİN ASKER KAÇAĞI YAKALANACAK"

Bu arada bir şey daha var, bakaya kalmış 600 bin civarında, bu ifadeyi kullanmak istemiyorum ama uygulamaları kaçak durumunda olandır, burada da gerek İçişleri Bakanlığımızın gerekse Milli Savunma Bakanlığımızın birliktelik içerisinde bir çalışma yaparak, bu kaçak durumda olanları yakalayıp hemen askerliğe teslim etmeleri lazım.

"CUMHURİYET HEPİMİZİN ORTAK DEĞERİ"

Cumhuriyet bir zümrenin bir kitlenin değil, bu topraklar üzerinde yaşayan 76 milyonun tamamının cumhuriyetidir. Hepimizin ortak değeridir. Bu ülkede özellikle yakın tarihte, cumhuriyet üzerine yapılan tartışmalar, kutuplaştırmalar tamamen yapaydır, sanaldır. Maalesef bir kesim özellikle de elitler, on yıllar boyunca kendilerini cumhuriyetin yegane sahipleri olarak görmüş dışında kalan herkese ikinci sınıf muamelesi yapmış. Aziz milletimiz artık şu soruyu korkmadan o elitlere sorabiliyoruz. Allah aşkına sizi cumhuriyetin tek ve yegane sahibi yapan nedir? Siz kimsiniz, cumhuriyetin tapusunun sadece sizde olduğ vehmine nereden kapılıyorsunuz. Kendiniz dışındakilere adeta parmak sallayarak kibir sergileme hakkını nereden alıyorsunuz. Cumhuriyetin 90. yılında ilan ediyoruz Cumhuriyetin tapusu 76 milyonun üzerine kayıtlıdır.

"MİLLETE DAYATMA YAPAMAZSINIZ"

Herkes bu cumhuriyetin eşit şekilde sahibidir. Hiçbir siyasi parti cumhuriyeti ben kurdum bahanesiyle millete dayatma yapamaz. Diğer siyasi partiler uzaydan gelmemiş bu milletin bağrından çıkmıştır. Kİmse millete aptal veya koyun deme hakkına sahip değildir. Bu millet uzaydan gelmemiş, burada doğmuş ve bu millet bu cumhuriyeti kurmuştur. Türkü var Kürdü var, lazı var çerkezi var abazası var, 36 etnik unsur var. Kimse bir etnik kökeni yok sayıp asimilasyona tabi tutamaz. Kimse farklı olanı dışlayamaz. Daha önce de söyledik, batıdaki ne kadar sahibiyse, doğudaki de o kadar bu cumhuriyetin sahibidir. Zengin, okumuş, ne kadar sahibiyse, yoksul, ümmi ve köylü de o kadar sahibidir. Başı açık da kapalı da sahibidir. Her bir ferdin bu özgüvene bu inanca sahip olmasını, ben de bu cumhuriyetin sahibiyim demesini özellikle istiyor ve arzuluyorum.

"CUMHURSUZ CUMHURİYET İSTİYORLAR"

Bir maarif nazırı, şakayla karışık şu mektepler olmasa bakanlığı ne güzel idare ederdik demiş. Bundan mülhem olarak cumhuriyet on yıllar boyunca cumhursuz yönetilmek istendi. Bir iktidar eliti oluşturulmuş bunlar milletten bağımsız şekilde cumhuriyete yön vermek istemişlerdir. Elitlerin bu siyaseti sürdürebilmek, milli iradeyi saf dışı bırakmak için cumhuriyet karşıtlarına yani sanal düşmanlara ihtiyaç vardır. Milletten gelen her demokratik talep, milletin desteğiyle iktidara gelen hükümetlerin attığı adımlar bile cumhuriyete tehdit olarak sunuldu. Tehlikenin farkında mısınız diyerek mitingler düzenlenerek halk katmanlara ayrılıyor ve sanal bir gerilim oluşturuluyor. Hepimizin ortak değeri olan cumhuriyet, bir zümrenin iktidar aracı haline gelmişti. Demokratik talepler hep cumhuriyet düşmanı ilan edildi. Oysa asıl cumhuriyeti yıpratanlar işte bu sanal düşman oluşturan anlayışlardır. İşte bu otoriter siyaset anlayışı cumhuriyete zarar vermektedir. On yıllar boyunca yolsuzluklarını, beceriksizliklerini, tembelliklerini sanal cumhuriyet düşmanları üreterek örttüler.

"YAN GELİP YATMAKLA CUMHURİYETÇİ OLUNMAZ"

Biz cumhuriyetin rekorlarını kırdık. 79 yılda yapılanlara kat kat fazlasını ekledik. Yaptığımızı söylemeyecek miyiz? Bunları anlatıyoruz. Kimsenin karşısında değiliz. Biz bu cumhuriyete neler kattığımızı nasıl hizmet ürettiğimizi anlatıyoruz. Yan gelip yatmakla cumhuriyetçi olunmaz. Cumhura hizmet ederek cumhuriyetçi olunur diyoruz, niye rahatsız oluyorsunuz? Bizim cumhur için yaptıklarımız ortada. Peki siz ne yaptınız, çıkın bunu anlatın.

CHP'NİN YOL VERGİSİ ZULMÜ

2002 yılına kadar her zaman söylüyorum, güzel bir kelamdır, "ettekraru ahsen velev kane 180".. Bunlar yolsuzluk yaptılar biz yol yaptık. Farkımız bu. Cumhuriyet Halk Partisi de yol yaptı. Özellikle 1940'larda CHP'nin nasıl yol yaptığını millet hiç unutmadı, unutamayacak. Neydi onların yaptığı yol, yol vergisi adı altında, dünyada örneği olmayan vergi toplamanın ruhuna aykırı şekilde, millete tam anlamıyla zulüm yaşattılar. 18 ile 60 yaş arasındaki her erkekten yol vergisi aldılar. Yol vergisi vermeyenleri, yol yapımında çalışmaya mahkum ettiler. Vergi veremeyen yoksul köylünün horozunu, hayvanını aldılar. Arabası olan zenginden de aynı parayı aldılar. Keçi yolu olmayan köylülerden de aynı parayı aldılar. Parayı yol yapımında değil, başka amaçlarla harcadılar. Bu millete en ağır zulümden birini yaptılar. Şimdi çıkmışlar milletvekili kisvesi altındaki eşkıyalarla polislere saldırıyorlar. Yol yapmak için ağaç taşıyamazsınız derler, ama insana kıymayı meşru görürler.

CUMHURİYET DEMOKRASİ İLE GERÇEK CUMHURİYET OLUR

Cumhuriyeti sahici kılan, demokrasiyle buluşmasıdır. Bugün dünyanın bir çok yerinde, adı cumhuriyet olan fakat diktayla yönetilen bir çok ülke var. Cumhuriyet ancak demokrasi ile gerçek manada cumhuriyet olur, birbirini tamamlayan unsurlardır.

HODRİ MEYDAN BİZİ SANDIKLA İNDİRİN

Tarihte seçimle başa gelen diktatörler de vardır. Ancak Türkiye bunların hepsini aşmıştır. Türkiye seçim sisteminde olgunluğa erişmiş, demokratik kültürü sarsılmaz şekilde yerleştirmiştir. 1950'den beri seçimler şeffaf bir biçimde yapılmaktadır. seçimlerimiz hep onay almış takdir toplamıştır. Bizi diktatörlükle suçlayanlara hodri meydan diyorum. Buyursunlar seçimlerde kozlarımızı paylaşalım. Hodri meydan diyorum. 30 Martta sandıkta kozlarını paylaşsınlar. Bu ülkede bir diktatör varsa buyursunlar bu diktatörü sandık yoluyla indirsinler. Millet bize git derse tereddüt etmeden buna uyarız. Ama millet bize kal derse, başka kimseye boynumuzu eğmeyiz. Emaneti kimseye de teslim etmeyiz.

SANDIK NAMUSUMUZDUR DİYEN KÖYLÜLER

Biz baraj konusunda üç teklifle geldik. Hangisini beğeniyorsanız onu kullanalım dedik. Ama hala sesiniz çıkmıyorsa demek ki halden memnunsunuz, yola böyle devam ederiz. Sandık namustur. Bunun yakın tarihimizde çok anlamlı bir hikayesi var. 1947'de Türkiye çok partili seçim sistemine geçmiş ama seçimler şaibeli.. Muhtarlık seçimlerinde Mersin'in Arslanköy adlı köyünde tarihe geçecek bir olay yaşanıyor. Yapılan seçim, aslında bir muhtarlık seçimidir. Demokrat Parti adayı diğer iki CHP'li adayın kat kat üzerinde oy alıyor. Ancak o zamanki kanunlara göre tasnif için eski muhtar ve 6 azanın sandık başında olması gerekiyor. CHP'li muhtar ve 3 aza köyü terkediyor ve tasnif işlemi yapılamıyor. Dönemin Valisi Demokratın kazandığını öğrenince seçimlerin yeniden yapılması talimatını veriyor. Güvenlik güçlerini gönderiyor. Köylülerden seçim sandığını istiyorlar. Köylüler sandığı vermiyor. Köylü kadınlar sandığın önünde siper oluyor. Sandık bizim namusumuzdur diyerek seçim sandığını koruyorlar. Sonra güvenlik güçleri köyü kuşatıyor. Sokağa çıkmak yasaklanıyor. Sandığa zorla el konuluyor ve seçim yeniliyor. İstisnasız tüm oyların CHP'ye çıktığı ilan ediliyor. O kadın ve erkekler de yıllarca idamla yargılanıyor. Kimin dönemi CHP'nin dönemi. Ey CHP gel tarihi bir oku. Senin tarihin bu.. Karanlık bir tarih. Bu günlere sandık namusumuz diye direnen, oyuna sahip çıkan işte bu kahramanların, bu hanım kardeşlerin gayretleriyle geldik. Şimdi kalkmış kadınlarımızı sömürüyorlar, yaptıkları iş bu.

"ESMA DA BU YÜZDEN ŞEHİT OLDU"

Bugün Mısır'da 17 yaşındaki Esma kızımız bunun mücadelesi peşinde şehit oldu. Nice hanım kardeşlerimiz orada şehit oldu. Demokrasi mücadelesi sıradan bir olay değil. Gelen darbeciye ise batı dünyası hala darbeci diyemedi. Bundan on yıllar önce bizim köylülerimiz de oyuna sahip çıktılar, demokrasiyi bugünlere taşıdılar. 1947'de olduğu gibi yine bugün de sandık namusumuzdur. Kimin ne meselesi varsa sandıkta o meseleyi halleder. Taş ve molotof ile demokrasi gelmez. Sandık hesap sorma makamıdır.

"ÇÖZÜM SÜRECİ BİTMEDİ"

11 yılda cumhuriyetin kazanımlarına yenilerini ekledik, 10 yıl boyunca da bu cumhuriyeti korumaya ve daha da büyütmeye devam edeceğiz. İleri demokratik standartlar ve reform kararlılığımızı sürdüreceğiz. Çözüm sürecini sonlandırma gayreti içindekilere de sesleniyorum. Çözüm süreci bitmemiştir, devam etmektedir. Her attığımız adım bu devamın göstergesidir.

"BARAJ KONUSUNDA SES ÇIKMAZSA YOLUMUZA DEVAM EDERİZ"

Baraj indirilsin diyoruz. Üç önerimiz var. Bunların söylediği bir şey yok. Baraj konusunda hala sesiniz çıkmıyorsa memnunsunuz. Biz de yolumuza devam ederiz.

"KÜRT KARDEŞLERİME SESLENİYORUM"

Geçmişin acıları dindiriliyor, yaraları sarılıyor. Doğu'da kepenkler kapanmıyor, anneler ağlamıyor, ocaklara ateş düşmüyor. Bayram tatilinde bölgedeki otellerde yer kalmadı.

Bölgedeki barış iklimi devam ediyor. Silahların kalktığı ortamda sorunları cesaretle ele alıyoruz. Bölgede halkı da tüm Türkiye'de barış ve bahar ikliminin tadını almıştır. Geriye dönüşe asla müsaade etmeyeceğiz. Karanlık günlerin geri gelmesine bölge insanı izin vermeyecektir. Kürt kardeşlerime sesleniyorum: Gelin bu oyunu birlikte bozalım.

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Resmi İlanlar
Siyaset